Alevilerin siyasi temsili ve CHP’nin değişimi

Dr. MURAT YILMAZ Siyaset Bilimci SDE Siyaset Koordinatörü
22.11.2014

Alevi meselesi, yeniden Türkiye siyasetinin gündemine girdi. AK Parti’nin Alevi Çalıştaylarıyla başlattığı Alevi meselesiyle yüzleşme ve çözüm süreci çalışmaları AK Parti’nin yaptığı birkaç jestle sınırlı kalmıştı. AK Parti’nin meseleye yeniden dönmesi sebepsiz değildir. Bu sebeplere bakıldığında Alevi meselesine bugün gösterilen ilginin çözüme ne ölçüde imkan verecek bir zemin teşkil etiği de anlaşılabilecektir.


Alevilerin siyasi temsili ve CHP’nin değişimi

Alevi meselesi kendisini doğrudan gösteren, yani Alevi aktörlerinin Alevi talepleri üzerinden kamuoyu önüne çıkmasından ziyade başka sebeplerle siyasetin gündemine girmektedir. Alevi meselesini AK Parti ve dolayısıyla siyasetin gündemine yeniden sokan sebepler Türkiye’nin diğer meselelerinde Alevi toplumunun oynadığı ve oynayabileceği rolden, Kürt meselesindeki çözüm sürecinin tıkanmasına, Türkiye’nin 2002 sonrası yakaladığı başarı ve demokratikleşme hikayesinin gördüğü zarardan AK Parti aleyhinde yurt içinde ve dışında yürütülen otoriterleşme kampanyasına, Suriye iç savaşından Ortadoğu’da yayılma istidadı gösteren mezhep savaşları ve istikrarsızlık dalgasına kadar uzanan bir çeşitlilik göstermektedir. Bütün bu sebepler Alevi meselesinin gündeme gelmesini kolaylaştıran ancak çözümü aynı ölçüde kolaylaştırmayan sebeplerdir. Üstelik bu sebepler Alevi meselesinin derinleşmesine yol açan mesela 1514 Çaldıran Savaşı gibi kırılmaları hatırlatacak bir siyasi pozisyona işaret etmektedir.

Kürt Aleviler ve HDP 

2013 Nevruzunda Abdullah Öcalan’ın Nevruz konuşmasındaki İslam vurgusu, Türkiye’nin Irak Kürdistanı’yla ilişkilerinin gelişmesi, İran’la bölgesel rekabetin artışı ve Suriye iç savaşı Alevi meselesinin üzerindeki tarih baskısını ve Kürt meselesinde İslam veya Sünnilik eksenindeki ortak paydanın vurgulanması Alevi kesimlerde endişe yaratmıştır. Bu endişe Türkiye genelindeki Alevilerde Sünni bloğun güçlenmesi, HDP/ PKK çizgisindeki Alevilerin hareket içindeki etkin konumlarını kaybetme şeklinde gelişmiştir.

Alevi kesim hak ve hukuk talebinde hukuki bir çözüm bulunmadan Sünni cephedeki siyasi güçlenme ve aralarındaki anlaşmazlıkların çözülmesinden ciddi korku duymaktadır. Bu manada demokratikleşme hamleleri ve Kürt meselesinin çözümü Alevi kesimde ciddi bir korku, içe kapanma, beka sendromu, reaksiyonerlik ve radikalleşme yaratmaktadır. AK Parti başta olmak üzere Sünni siyasi elitlerin anlamakta zorlandıkları husus, burada yatmaktadır. AK Parti öncesindeki döneme nispetle genel demokratikleşme ve Alevi meselesindeki kısmi ilerlemelere rağmen Alevi kesimlerde tam aksine yaşanan sertleşme AK Parti’de ne yaparsak yapalım Alevilere ulaşamıyoruz şeklinde bir duygusal kopuşa yol açmaktadır. 

Karşılıklı yaşanan duygusal kopuş diyalogu zorlaştırarak siyasetin önünü kapatmakta, siyasetin önü kapandıkça da, teolojik ve tarihi önyargıların önü açılmaktadır. Yukarıda sıraladığımız sebepler ve çözüm sürecinde edinilen tecrübe, AK Parti’yi bu duygusal iklimin dışında bir siyasi akla taşıma potansiyeline sahiptir. 

İhsanoğlu milat oldu

AK Parti’nin bu pozisyonunun Alevi kesimde güçlü bir karşılığının olduğu söylenemez. Tam aksine yine bahsettiğimiz sebeplerle AK Parti’nin Muharremde başlattığı jestler de Alevi kesimdeki endişeleri arttırmaktadır. Alevi kesimde olumlu sayılabilecek husus, Alevilerin siyasi temsil eksikliğinin ilk defa aşılma ihtimalinin ortaya çıkmasıdır. Bu ihtimal CHP’nin Alevi meselesinde ilk defa inisiyatif alarak 10 maddelik bir bildiriyle ortaya çıkmasıdır. Alevi kesimdeki korkunun Sünni kesimdeki siyasi güç temerküzü ve Sünni çoğunluğun aynı siyasi partide bütünleşme eğilimi olduğunu söylemiştik. Alevi kesimdeki korkunun ehemmiyetli bir sebebi de, Alevi kesimin siyasi temsilcilerinin olmamasıdır. Temsil eksikliğinden kastedilen Alevi kesimin ezici bir çoğunluğunun oyunu alan CHP’nin Alevi milletvekilleri, belediye başkanları ve hatta genel başkana rağmen Alevi kesimi temsil etmekten imtina etmiş olmasıdır. Dersimli bir Alevi olan Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP genel başkanı olması Alevi temsil krizinin aşılması bakımından başlangıçta ciddi bir ümit uyandırsa da, Kılıçdaroğlu bu temsilden ısrarla uzak durdukça Alevi reaksiyonerliği arttı. Bu reaksiyonerlik önce her türlü sokak hareketinde kedini göstermeye başladı ama asıl olarak 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimleri bu anlamda ciddi bir kırılmanın eşiğine gelindiğini gösterdi. CHP’nin Sünni kimliği ile bilinen Ekmeleddin İhsanoğlu’nu MHP ile birlikte ortak çatı adayı olarak göstermesi Alevi kesimdeki temsil krizini arttırdı. HDP adayı Selahattin Demirtaş’ın bu tepkiyi iyi kullanması da, CHP’de derin bir sarsıntıya sebep oldu. CHP’nin bugün Alevi kesimin talep ve haklarına yönelik bir deklarasyonda bulunması bu sarsıntıyla yakından ilişkilidir. 

CHP Alevi partisi olur mu?

CHP’nin Alevi kesimin hele Kılıçdaroğlu genel başkan olduktan sonra ezici bir çoğunluğunun oyuna almasına rağmen Alevileri siyasi temsilden ısrarla kaçınmasının, tarihi, ideolojik ve siyasi sebepleri vardır. Bugün bu sebeplere rağmen CHP’nin bu temsile imkan verecek bir pozisyona gelmesinin, CHP’nin değişimi, Alevi meselesinin çözümü ve Türkiye’nin değişimi bakımından altın bir fırsat sunduğu söylenebilir. CHP bu istikamette kararlı adımlar atmaya devam ederse sadece Alevi meselesinin çözümünde değil CHP’nin ve Türkiye’nin değişiminde de hayati bir rol oynayabilir.

CHP’nin Alevileri siyaseten temsil etme kabiliyeti göstermesi Alevi meselesinin çözümünün yanında Kürt meselesinin çözümünde de kolaylaştırıcı bir etki uyandıracaktır. Bunun olabilmesi için AK Parti ve MHP’nin, Alevileri siyaseten temsil ettiği için CHP’yi bir Alevi partisi olarak takdim etmeyecekleri bir siyasi olgunluğa ihtiyaç var. Aynı şekilde Alevi kesim de CHP’nin kendilerini siyaseten temsil edebilmesi için CHP’yi zor durumda bırakmayacak bir yapıcılığı üstlenmesi ve reaksiyonelikten uzak durması gerekiyor. Aksi halde değişmekte zaten zorlanan ve parti içi tartışmalar yaşayan CHP’nin Alevilerin siyasi temsil eşiğinden dönmesi de mümkündür.

CHP’nin Alevilerle ilgili deklarasyonundan daha önemli olan ilk defa CHP’nin açıkça Alevileri sahiplenmiş olmasıdır. AK Parti bu imkanı iyi kullanarak Alevilerin sadece şikayet ve taleplerini değil, onları aşan korku ve endişelerini giderek siyasi bir program geliştirmelidir. AK Parti’nin Alevilere yönelik siyasi programı kadar önemli olan siyasi hamlesi, bu programı Alevileri siyaseten temsil eden bir başka siyasi aktörle, yani CHP ile hayata geçirmeyi tercih etmesidir. Bu şekilde Alevilerin sokaklara yansıyan reaksiyonerliği aşılabilir. 

[email protected]