Arzu üretme araçları ve sanat

Murat Güzel / Yazar
20.12.2014

Sanat ve Arzu, sosyal bilimler eleştirisi ile yeni bir sosyal bilim önerisini birlikte geliştiren Ulus Baker’in ODTÜ’de 1998 yılında verdiği seminer dizisinin kitaplaştırılmış hali.


Arzu üretme araçları ve sanat
Sanat ve Arzu, sosyal bilimler eleştirisi ile yeni bir sosyal bilim önerisini birlikte geliştiren Ulus Baker’in ODTÜ Görsel-İşitsel Sistemler Araştırma ve Üretim Merkezi’nde 1998 yılında verdiği seminer dizisinin kitaplaştırılmış hali. 
Genç yaşta hayatını kaybeden Ulus Baker’in duygular sosyolojisinden, felsefe ve sanata kadar uzanan çok geniş bir perspektifte hayatın temeli olarak addedilebilecek arzuyu, etkilenme alanlarını tartıştığı konuşma metinleri çağdaş düşüncenin birçok düğümüne vakıf olmamızı da sağlıyor.
 
Ulus Baker 17. yüzyıldan başlayıp Kant’la devam eden temel modern özneleşme süreçlerini Deleuze’ün kılavuzluğunda ele alıyor. Spinoza, Descartes, Leibniz, Kant felsefelerine hep sanatla bağıntısını da gözeterek, bunlardan bir estetik çıkartılabilir mi diye bakıyor. Sonra, resimde 19. yüzyıl sonunda başlayan dönüşümleri ele alıyor; imge üretimi bakımından sinemaya eğiliyor; sinemanın anlam üretme tarzlarına odaklanıyor. Sanat ve Arzu seminerini baştan sona kat eden affect (duygulanım) kavramı aracılığıyla, Baker okurlarını resim ve film dünyalarına, esinlendirici örneklerle dolu bir keşif gezisine çıkarıyor.
 
Bu gezi esnasında son derece sıradan, son derece gündelik örnekler üzerinden hayatı, etkilenme alanlarını, etkileşim tarzlarını, kanaatleri, kanaat toplumlarını, modern bilimsel yöntemleri, sanatsal üretim tarzların, duygusal etkileşim biçimlerini, düşünme tarzlarını çözümlemeye gayret eden Baker’in seminerleri hem bilgilendirici hem de önümüze açtığı yeni bakış açılarıyla (ki, Baker’in kendisi seminerlerin başlangıcında bu “bakış açısı” mefhumunu yeniden ele alır, tartışır) velud bir metinler toplamı Sanat ve Arzu.
 
Düşüncenin kurtarılması
 
Şu sözler seminerin yörüngesi ve uğraştığı temel sorunsalı gösteriyor: “Bilirsiniz düşünceler insanların elinden çok kolay çıkar, kullanıma açık nesnelerdir, bedavadırlar her şeyden önce. Satılan düşünceyle bakış açısı falan oluşturulamaz. Düşüncenin pazarlandığını da hepimiz biliyoruz. Artık günümüzde reklamcılar ‘konsept’ yaratıyorlar, Deleuze’ün söylediği gibi. Onların elinden bunu nasıl alacağız, mesele o. Bir sanatçı sanat eserini reklam olmaktan nasıl çıkaracaktır? Ya da gazete köşe yazısı düzeyinde yürütülen bazı etik ve politik tartışmaların elinden siyaset alanları nasıl kurtarılacak ve nasıl yeniden inşa edilecektir? Ya da düşüncenin kurtarılması nasıl yeniden inşa edilecektir bu ortamın içerisinde?” 
 
Sanat ve Arzu, Ulus Baker, İletişim, 2014
 
Avrupa’nın vicdanı var mı?
 
Fikir ve sanat adamları hakkında yazdığı çarpıcı tarihsel biyografiler ve roman yazarlığıyla Stefan Zweig, dilimize ilk defa çevrilen Avrupa’nın Vicdanı’nda, ülkemizde Jean Christopheadlı 10 ciltlik kült romanıyla bilinen, Nobel ödüllü yazar RomainRolland’ın yaşam öyküsünü anlatıyor. Zweig, yalnızca büyük bir yazarın yaşamını değil, bir dönem Avrupası’nın da tüm çalkantılarını gözler önüne seriyor. Rolland’dan”Avrupa’nın Vicdanı” diye bahseden Zweig, savaşınvahşetini, bir yazarın yalnızlığını, yaratım sürecinive yoksulluğunu tüm çıplaklığı ile anlatırken, biryaşam öyküsünün nasıl edebileştirildiğinin de en büyük örneğini veriyor. 
 
Avrupa’nın Vicdanı, Stefan Zweig, Zeplin, 2014
 
Sosyal teori ne anlatır?
 
Toplum, hem bir gerçeklik hem bir kurgu; hem bir uzlaşım hem bir çatışma alanı. Sosyal teori, toplumun etrafındaki bu gerilimli alanı çözümleme girişimlerinin bir hasılası. Sosyal teoriyi anlamak modern düşünceyi anlamaktır. Sosyal Teoriye Giriş, sosyal teoriyi anlamak isteyenlere bir davet niteliği taşıyor. Bu muazzam çalışma bir ders kitabı. Bir ders kitabından beklenecek kadar sarih, öz ve öğretici. Bir ders kitabından beklenmeyecek kadar da derinlikli ve sorgulayıcı. Temiz ve akıcı bir dille Türkçeye kazandırılan bu önemli eser, hem alana yeni adım atacak öğrenci ve araştırmacılara, hem de sosyal teorinin temel problemleriyle hemhal olan uzmanlara sesleniyor. 
 
Sosyal Teoriye Giriş, Derek Layder, Küre, 2014