Dünyayı oluşturan özneyi yeniden düşünmek

Açık Görüş Kitaplığı Murat Güzel
27.09.2014

İster “modern” ya da “post-modern” olsun, bu hareket Kant’tan beri sosyal düşüncenin ve araştırmanın ontolojik temeline farklı biçimlerde katkıda bulunan “dünyayı-oluşturan özne” anlayışından ayrılmaktadır.


Dünyayı oluşturan özneyi yeniden düşünmek

Özellikle 1960’lardan itibaren siyaset, sosyoloji ve diğer sosyal bilimlerde, önce Kıta Avrupası’nda filizlenip sonra ABD’deki sosyal bilimler geleneğine de sirayet eden önemli bir yenilenme göze çarpıyor. Modern dünyanın Kartezyen inşasından beri merkezi bir öneme sahip “özne” anlayışını siyaset ve sosyal bilimler bağlamında sorgulamayı hedef seçen bu yenilenmede, iktidar ve disiplin pratikleri kadar, sosyal eylem ve etkileşim örüntüleri, beşeri ilişkiler alanındaki kavram ve teoriler de kökten değişiyor.

İki dünya savaşının yaşandığı yirminci yüzyılın son çeyreğinde temposunu artıran bu yenilenme çabası beraberinde birçok şeyin de “son”unu ilan etmiş, bu “son” ilanları bir nevi yüzyıl sonu bedbinliği olarak değerlendirilmişti. Felsefe, tarih, insan vb. kavram, süreç ve disiplinlerin sona erdiği, yerlerine yeni biçimlerin icat edilmesi gerektiği öngörüleriyle sürdürülen tartışmaların görünür, yani popüler yüzü elbette postmodernizm tartışmalarıydı.

Üç çağdaş merkezi konu

Ancak yaşanan değişimin daha derinlikli ve kavramlar kadar, kavramsal düşünme tarzlarımızı da etkileyen yanlarının olacağı muhakkaktı. Bu değişimlerden etkilenen en temel kavram ise modern felsefe, siyaset ve sosyal teorinin vazgeçilmezi “özne”dir elbette.

Özne’yi Yeniden Düşünmek, son 50 yılda, sosyal teori alanında en etkili düşünürlerden bazılarının, yani Foucault, Habermas, Bourdieu, Pizzorno, Macfarlane ve düşünceleri dünya çapında büyük bir etkiye sahip olan diğer düşünürlerin fikirlerini bir araya getiren bir derleme kitap.

Bu antoloji, her biri daha önceki düşünürler tarafından da işlenen ancak hiçbir zaman açık ve kesin bir dille ifade edilemeyen, çözülemeyen üç çağdaş merkezî konuya değinmektedir. Bunlardan ilk ikisi, toplumda iktidarın ve meşruiyetin doğası ve var olma tarzlarıyla ilgiliyken; üçüncü ve en temel olanı, “ben”in ya da “özne”nin doğası ve var olma tarzları hakkındadır.

Bu konular, kendi özel çağdaş ilişkilerini -sömürgeciliğin çöküşünden tüp bebeğin doğumuna- kadar bir dizi olaya borçludur. James Faubion’un giriş yazısı, bu etkili olayların ve konuların tarihsel bağlamını ortaya çıkarmaktadır. Ayrıca Faubion giriş yazısında, antolojiye katkıda bulunanların öncülük ettikleri, henüz tam oluşmamış entelektüel bir hareketin ayırt edici özelliğini de işlemektedir. İster “modern” ya da “post-modern” olsun, bu hareket Kant’tan beri sosyal düşüncenin ve araştırmanın ontolojik temeline farklı biçimlerde katkıda bulunan “dünyayı-oluşturan özne” anlayışından ayrılmaktadır. Bunun yerine, bir dünyalar ve özneler çokluğu teşkil eden heterojen güçlerin politetik (çok çeşitli) tanılarına işaret etmektedir.

Avrupacı okumaya karşı Osmanlı

Kaya Şahin, Kanuni Devrinde İmparatorluk ve İktidar adlı çalışmasında, imparatorluğun bir numaralı bürokratı olan Celalzade Mustafa’nın bakış açısıyla revizyonist bir siyasi tarih anlatısını ve nişancının eserlerinin ayrıntılı bir okumasını bir araya getiriyor. Kitap geleneksel yaklaşımların ötesine geçerek, 16. yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu’nu ve Avrasya’daki diğer siyasi oluşumları Avrupa merkezci bakış açısının görünmez kıldığı müşterek zaman ve mekân içine yerleştirirken, Safevi ve Habsburg hanedanlıklarıyla doğrudan ilişkide olan Osmanlı’nın Avrupa siyasetinde etkin bir rol oynadığının da altını çiziyor.

Kanuni Devrinde İmparatorluk ve İktidar, Kaya Şahin, çev. Ahmet Tunç Şen, YKY, 2014

Batı Felsefesinin 100 meselesi

İddiaların, argümanların nesnel biçimde değerlendirilebilmesi için aklın ortak zeminine çağrı yapan felsefe, insanlığın kendisini ve evreni sorgulamaya başladığı andan itibaren var. Siyasi, dinsel, kültürel, toplumsal bağlılıklardan bağımsız olarak soru sormaktan, sorgulamaktan korkmamaya dayanan felsefi düşünce insan uygarlığının gelişimindeki en önemli araçlardan biri. Batı Felsefesindeki 100 Temel Mesele insanlığın binlerce yıldır vazgeçilmezi olan felsefi düşüncede öne çıkmış 100 argümanı, meseleyi ele alıyor. Uzman akademisyenlerin kaleme aldığı bölümler, söz konusu düşüncenin temellerini ortaya koyarak bölüm sonlarında yer alan öncüller ve çıkarımlarla daha iyi anlaşılmalarını sağlıyor.

Batı Felsefesindeki 100 Temel Mesele, der: S. Barbone-M. Bruce, çev. M. Topal, İletişim, 2014

[email protected]