Her şeyin başı KİMLİK

Açık Görüş Kitaplık / Murat Güzel
14.09.2014

Din, milliyetçilik ve kimlik sorunları üzerine, gündelik tartışmaların harareti ve yerleşik tasniflerin esiri olmuş kavramları “özgürleştiren” serinkanlı bir analiz sunuyor Özdalga.


Her şeyin başı KİMLİK

12 Eylül darbesinden bu yana Türkiye’de siyasetin belki de birinci gündem maddesi “kimlik(ler)” sorunu olagelmiştir. İslamcılık, sekülerizm, laiklik, milliyetçilik, Alevilik, Kürtçülük, PKK vb. sorun olarak ele alınan konuların tamamını ülkedeki “müesses nizam”ın sahipleri ile dışlananlar arasında yaşanan bu söylemsel ve elbette güncelleştikçe yakıcı bir hale dönüşen şiddet sarmalını birbirine bağlayan kalın bir urgan gibidir kimlik sorunu.

Müesses nizamın güç dengeleri içinde yaşanan değişimler kadar 35 yıllık süreçte yaşanan olaylar zinciri de, kimlik sorunu etrafında bir arada ele alınan farklı etnik, dini ve siyasi söylemler arasındaki önem hiyerarşisini değiştirebiliyor.

Elisabeth Özdalga’nın 2005 ila 2012 yılları arasında yazdığı makalelerden oluşuyor Kimlik Denklemleri. Kendisi kitaba yazdığı önsözde kitabı oluşturan yazıların 2013 Gezi olayları öncesinde yazılmasından kaynaklanan bir iyimserlik içerdiklerini söylüyor. Bu açıdan makalelerdeki bu iyimserlik havasının dikkate alınmaması gerektiğini de bize zımnen öneriyor.

Özdalga, kitaptaki yazılarında özellikle hem dinî ve millî kimlik arasındaki, hem İslâmcı ve milliyetçi ideolojiler arasındaki örtüşme dinamiklerini ele alıyor. Örtüşmenin etkili ve “heyecanlı” bir örneği olarak, Necip Fazıl’a bakıyor bu arada. Bu bağlamda “Türk İslâmı” tasavvurunun değişik boyutlarını inceliyor. Tasavvufi cemaatlerin ve Nurculuğun dönüşümleri hakkında yazdıkları, bu genel sorunsalın yanı sıra, başlı başına ilgiye değer sosyolojik tespitler içeriyor.

Türkiye’nin kimlikleri

Son yılların politik çoksatarı Şu Çılgın Türkler’in bir milliyetçi manifesto ve “polemik el kitabı” olarak yorumu, seküler milliyetçiliğin analize katılmasını sağlıyor. Panorama, Alevi kimliğinin son dönemdeki dönüşümleri hakkındaki gözlemlerle tamamlanıyor. Bütün bu gözlem ve tartışmaların arka planında yer alan kimlik meselesi, kimlik kavramı ve kuramına eğilen bir makaleyle temellendiriliyor. Yine kitabın “zımnî” bir meselesi kabul edilebilecek sekülarizm, ayrıca bir makalede ele alınmakta.

Din, milliyetçilik ve kimlik sorunları üzerine, gündelik tartışmaların harareti ve yerleşik tasnifler içinde alışkanlıkların esiri olmuş kavramları bir yerde “özgürleştiren”, onları içinde sıkıştıkları gündelik kullanımların cenderesinden kurtarıp tarihsel bir perspektifle yeniden okumayı öneren, serinkanlı bir analiz sunuyor Özdalga.

Said’in kimlik karmaşası
 
Yersiz Yurtsuz, önemli edebiyat eleştirmeni ve düşünürlerden Edward Said’in çocukluk-gençlik yıllarına dair anılarını aktardığı bir otobiyografi. Said’in küçüklüğünde yaşadığı kimi ikilemlerin, otoriter babası ve hem çok sevdiği hem de içerlediği annesiyle ilişkilerinin onda bıraktığı izleri görmek mümkün kitapta. Hayatının ilk yıllarında yaşadığı kimlik karmaşasının, kendi deyişiyle “budalalık derecesinde” İngilizvari bir adla Araplığı su götürmez bir soyadına sahip olmanın, Hıristiyan bir Amerikan vatandaşı olarak Filistin, Lübnan ve Mısır’da, ardından bir Arap olarak Amerika’da yaşamanın Said’in kimlik ve aidiyet konusundaki görüşlerini nasıl biçimlendirdiğini görmek de mümkün. 
 
Yersiz Yurtsuz, Edward D. Said,  Çev. Aylin Ülçer, Metis, 2014
 
Mutezile’nin mirası 
 
Recep Alpyağıl’ındin felsefesi üzerine yapmakta olduğu bir dizi derleme çalışmanın bir parçası olarak ortaya çıkan Mutezile Gelen-Ek-i adlı derleme diğer derlemelere nazaran daha ayrıcalıklı görünüyor. Bunun en temel nedeni, Mutezile’nin, İslam düşüncesinin hazırlayıcı ve kurucu bir okulu olmasıdır. Alpyağıl, düşünce tarihçilerinin Mutezilî mirasın basitçe aşıldığını zannetmeleri oldukça naif bir yorum olarak değerlendiriyor. Ona göre Mutezile, tarihsel süreç içindeki yok sayma, sindirme politikalarına rağmen, varlığını bugün de hâlen oldukça bariz bir biçimde hissettirmektedir. Mutezile’nin doğuşundaki tarihsel bağlama yakın teolojik ve felsefi sorunlara karşı Mutezilî’den devşirilecek çok şey var. 
 
Din Felsefesi Açısından Mutezile Gelen-Ek-i, 2 cilt, Recep Alpyağıl, İz, 2014
 

[email protected]