Kapitalist mantığın mahrem ilişkileri

Murat Güzel - Yazar
14.09.2013

Harcama ve tüketimin kapitalist mantığının mahrem ilişkilerden doğarak onları nasıl dönüştürdüğünü ele alan Sombart, modern dünyaya dair sıra dışı bir analiz de sunuyor.


Kapitalist mantığın mahrem ilişkileri

Elde etme güdüsünün, kazanç tutkusunun ve kuru kâr hissinin hiçbir şekilde kapitalizmle aynı şey olmadığını savunan Max Weber’in kapitalizmin ruhunun Protestan etiğinden doğduğunu, en azından teknik tabiriyle ikisi arasında “seçmeli bir yakınlaşma” olduğunu ileri süren Kapitalizmin Ruhu ve Protestan Etiği kitabını sadece Marksistler değil Felix Rachfol, Werner Sombart ve Lujo Brentano gibi iktisat tarihçileri de eleştirmiştir. 

Belki de 20. Yüzyılın en tutkulu iktisat tarihçilerindendir. Sombart erken kapitalizm çağında dinin etkisini belirlerken temel olarak Katolikler, Protestanlar ve özellikle de Yahudiler üzerinde durur. Kapitalizm Sombart’a göre Kilisenin insan zihninde bütün faaliyetlerinde egemen olduğu ve dolayısıyla sosyal ve iktisadî faaliyetlerin onun düzenlemelerine tabi olduğu bir çağda ortaya çıkmıştır. Onsekizinci yüzyılın sanayici tüccarları da en az on dördüncü yüzyıldakiler kadar dindar idiler. Dinleri iş hayatlarını dölledi. Katolik kilisesi günah çıkarma ile doğrudan doğruya iş adamlarını yönlendirebiliyorlardı. Protestanlık açısından da durum benzerdir. Calvin’in öğretisi önemli bir tesir kaynağıdır. Protestanlığın tesiri öyle aşikârdı ki kapitalizmin zirveye ulaştığı yerlerde o da aynı durumda idi. Ancak Museviliğin Protestanlıktan önce olduğu dikkate alındığında Püritenliğin aslında Yahudilik olduğu görülmektedir. Zira Püriten öğretilerin Yahudi kaynaklarından çıkartılması için yeterli delil bulunmaktadır.

Lüks tüketim ve tatmin

Sombart, lüks kavramı etrafında gerçekleştirdiği analizinde, geç feodal dönemin aristokratlarının ve erken kapitalizm burjuvalarının tüketim eylemlerini konu etmiştir. Ona göre lüks olgusu temel ihtiyaçları aşacak biçimde gerçekleştirilen her türlü fazla harcamayı ifade etmektedir. Sombart lüks kavramını nicel ve nitel olmak üzere iki anlamda inceler. Sombart’a göre nicel anlamda lüks, malların ziyan edilmesiyle eş anlamlıdır. Nitel anlamda lüks ise; daha iyi malların kullanılması anlamına gelmektedir. Nitel lüks tanımı bizi incelmiş mal ile aynı anlama gelen lüks mal tanımına götürmektedir. İncelme mutlak anlamda ele alındığında kullanılan malların çoğu incelmiş mal sayılabilmektedir. Çünkü bu malların neredeyse tamamı insanın doğal gereksinimlerinden fazlasını tatmin eder. 

Harcama ve tüketimin kapitalist mantığının mahrem ilişkilerden doğarak onları nasıl dönüştürdüğüne ilişkin bakış açısıyla Sombart, modern dünyaya dair sıra dışı bir analizi de sunar. 

Aşk, Lüks, Kapitalizm, Werner Sombart, Çev. Necati Aça, Pharmakon, 2013


İnsan haklarının menşei ve türü

 


Galtung, birinci ve ikinci kuşak insan hakları kavrayışının kesinlikle Batılı olduğunu öne sürüyor. Yine de Galtung bu hakların Batılı olmasının evrensel olamayacağı anlamına gelmediğini de söylüyor. Yine de, Galtung’a göre bu hakların evrensel olup olmamasının ölçütünün, tanım itibariyle, Batılı = Evrensel denklemi olamaz. Kitabında Galtung insan bedeni ve ruhunun dokunulmazlığının, kanun nezdinde eşitliğin Batılı ama aynı zamanda evrenselleştirilebilir üç fikir olduğunu, bu üç fikrin Uluslararası İnsan Hakları Belgeleri’nin önemli parçalarını oluşturduğunu savlıyor. 

 

İnsan Hakları, Johan Galtung, Çev. Müge Sözen, Metis, 2013


 

Modern dünya için antropoloji

 


Antropoloji genel geçer düşüncemizde ‘ilkel’ toplumları inceleyen, buradan hareketle insanı irdelemeyi hedefleyen bir bilim dalıydı. Ama Marc Augé antropolojinin alanını gezegenimizin bütünüyle çakıştırıyor. Çünkü içinde yaşadığımız ve yazarın postmodern değil, ama ‘üstmodern’ olarak tanımladığı bu durumda, artık farklı dünyalar aynı çağı paylaşıyorlar. Antropoloji şimdi çağdaş dünyaları ele alarak, böylelikle de ‘öteki’ ve ‘ben’ ayrımına, anlam sorununa yepyeni bir bakış açısıyla yaklaşarak, büyük şehirlerdeki otobüslerin kalabalığından gecekonduların kuytusuna, özcesi çok ama çok yakınımıza geliyor.

 

Çağdaş Dünyaların Antropolojisi, Marc Auge, Çev. H. U. Tanrıöver, Dipnot, 2013