Kültür havzaları ve kültür kuramları

Murat Güzel / Yazar
25.10.2014

Farklı kültürel arka plana sahip birey, grup ya da cemaatlerin aynı toplumsal mekanı nasıl paylaşacağı konusunda gündeme gelen acil politik ihtiyaçlar, kültür kuramını değerli kılıyor.


Kültür havzaları ve kültür kuramları
20. yüzyılın ikinci yarısından günümüze sosyolojik araştırma konuları arasında özellikle kültür sosyoloji alanındaki temaların giderek yoğunlaştığı görülür. Kültür sosyolojisi hem Avrupa’da hem de Amerika’da çarpıcı bir yeniden canlanış yaşayan entelektüel alanlardan birisidir. Bu canlanışın arka planında birçok farklı entelektüel olay ve olgu varsayılabilirse de şu dört önemli gelişmenin katkısı görülmezden gelinemez. İlkin, kökeninde Dilthey ve Rickert gibi önemli kurucu ataların yer aldığı sosyal ve beşeri bilimler araştırma disiplinlerinin birçoğuna nüfuz eden kültürel analiz “hareketleri”nin, özellikle Derrida ile simgeleşen deconstructionism [yapıçözümcülük] ve Saussure’danBarthes’a kadar birçok parlak entelektüel simanın uğraşı olan semiyotiğin yükselişi. 
 
İkinci olarak Pierre Bourdieu ile gerçekleşen 1960 ve 1970’lerin “mikro sosyolojik devrimi” içerisindeki fenomenolojik dürtüye eşlik eden “anlam” analizine verilen önem -ki bu gelişme felsefi hermenötiğin kültür sosyolojisi alanında dal budak sarışına yol açmıştır.
 
Üçüncü olarak Avrupa sosyolojik geleneğinde öteden beri mümtaz bir yere sahip genelde materyalist dürtünün ve özelde klasik Marksist vurgulamanın güncel politik ve toplumsal gelişmeler eşliğinde eski önemini artık giderek yitirmesi, Vwe son olarak Marksist vurgunun azalışına mukabil tarihsel süreç içerisinde kültürel faktörün bağımsızlığında ısrar eden Gramsci (1971) gibi Marksist bilginlerin kendiliğinden dirilmesi. Bu gelişmelere elbette CliffordGeertz (1973), Raymond Williams (1958, 1965, 1977), ve Pierre Bourdieu (1984,1990) gibi şahısların ve onların etkilediği grupların çalışmaları da dahil edilirse Kültürel Çalışmalar ya da Kültür Sosyolojisi gibi farklı adlandırmalarla yaklaşılan yeni sosyolojik mecraların entelektüel soykütüğü aşağı yukarı çizilmiş olur.
 
Kültür Sosyolojisi’nin yeniden canlanışı sadece araştırma güdüleriyle de açıklanamaz elbette. Araştırma saiklerini de kışkırtan güncel siyasi ve sosyolojik gelişmeler de yaşanmıştır 1960’lardan bu yana. Çeşitli dini-etnik çatışmaların dünya genelinde artması, küreselleşmenin ve iletişim araçlarının yeni boyutlar kazanarak dünyayı küçük bir köy haline dönüştürmesinin yol açtığı kültürel ve siyasal karmaşalar da bu saikler arasındadır.
 
Farklı kültürel arkaplana sahip birey, grup ya da cemaatlerin aynı toplumsal mekanı nasıl paylaşacağı konusunda gündeme gelen acil politik ihtiyaçlar, kültür kuramını da kendiliğinden değerli bir hale dönüştürmüştür. Hem metodolojik talepler hem de tarihsel-toplumsal talepler sonucunda “kültürel mevzuların” araştırılması handiyse gerekli hale dönüşmüştür. Richard Münch ile Neil J. Smelser’in editörlüğünde yayınlanan Kültür Kuramı adlı kitap bu alandaki gelişmeler odaklanıyor. 
 
Kültür Kuramı, Richard Münch, Neil J. Smelser, çev. Cumhur Altay, Pales, 2014
 
Ilgaz’ın gölgesinde felsefe
 
Çankırı Karatekin Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü, Türk Felsefe Derneği, Kırıkkale Üniversitesi Felsefe Bölümü ve Kastamonu Üniversitesi Felsefe Bölümünün katkılarıyla düzenlenen 4-5-6 Ekim 2013’te gerçekleştirilen Felsefe Günleri’nin tutanağı bir yerde ‘Kişi, Kişilik ve Kimlik’ derlemesi. Kitapta bir araya getirilen bildirilerin temel konuları arasında yer alan kişi ve kişilik kavramları felsefe tarihinin ve insanlık düşüncesinin en eski konuları olmakla birlikte aslında hâlâ çözmeye çalıştığımız felsefi problemler içermektedir... Bu problemlere Türk felsefe adamları ve kadınlarının yaklaşımını örnekliyor kitap. 
 
Kişi Kişilik ve Kimlik: Ilgaz Felsefe Günleri, Der. Sedat Yazıcı-Seyit Coşkun, Divan, 2014
 
Toplum ve siyaset üstüne
 
Siyaset: Kavramlar, Kurumlar, Süreçler adlı kitap artık klasikleşmiş sayılan konuları dışarıda bırakmadan ancak bu konuları yeni tartışma yöntemleri ve amaçlarıyla değerlendirmeyi hedefleyen metinlerden oluşuyor. Kitapta yer alan metinler, kavram, kurum ve süreçlerin devlet veya iktidar merkezli değil, toplum odaklı belirlenmelerine ve sıralanmalarına özen gösteriyor. Siyaset: Kavramlar, Kurumlar, Süreçler siyaset biliminde klasik ve temel sayılan kavram ve tartışmaları ele alırken, yerel bilgiyi sorgulama süreçlerine dahil eden, eleştirel perspektiflerin katkılarını da gözeten bir çerçeve sunuyor.
 
Siyaset: Kavramlar, Kurumlar, Süreçler, Ed. Yüksel Taşkın, İletişim, 2014