Seçim sonrası Bosna Hersek

Emine Şeçeroviç Kaşlı - Gazeteci Yazar - Bosna
25.10.2014

SDA her ne kadar köklü bir parti olsa da eksikleri var, hataları da... Bunu sevenleri de eleştirenleri de söyler. Bosna Hersek gibi karışık yönetim sistemi olan bir ülkede yöneten olmak çok zor. Bu yüzden Bosna Hersek için daha sağlam bir partiye ihtiyacımız var.


Seçim sonrası Bosna Hersek
Bosna Hersek’te, 3.2 milyon seçmenin kayıtlı olduğu, devlet başkanlığı ve parlamento seçimleri tamamlandı. Seçim Merkez Komisyonu’nun verdiği bilgilere göre listede toplam 7.748 aday bulunurken, 50 parti, 24 koalisyon ve 24 bağımsız aday vardı. 
 
Seçimlerde çok net olan bir tablo var ki o da bu seçimlerde kazanan SDA (Demokratik Eylem Partisi), kaybeden ise SDP (Sosyal Demokrat Partisi) olduğu. Rahmetli Aliya’nın oğlu, eski ve yeni Cumhurbaşkanı Bakir İzetbegoviç’in eşbaşkanlığını yaptığı SDA belki de beklenildiğinden daha da büyük bir zafer elde etti. Geçen seçimlerin galibi sayılan SDP ise bu seçimlerde uğradığı yenilgiyle bir nevi kendini toprağa gömdü. 
 
Cumhurbaşkanlık seçimlerinde Boşnak adaylardan Bakir İzetbegoviç yüzde 32.74 ile zaferini ilan etti. Sırp adaylardan PDP’den (Demokratik İlerleme Partisi) Mladen İvaniç yüzde 48.31, Hırvat adaylardan ise HDZ’den (Hırvat Demokratik Birliği) Dragan Çoviç yüzde 52.41 ile seçimlerin galibi oldu. Belki hatırlatmak gerekir, Bosna Hersek Cumhurbaşkanlığı üç konsey üyesi ile yönetiliyor, onlardan biri de Boşnak, biri Sırp diğeri de Hırvat üyedir. Devlet düzeyinde parlamento seçimlerinde ise, sayılan yüzde 75 oya göre, SDA partisi yüzde 27.81 ile ilk sırada bulunurken, ikinci sırada yüzde 15.09 oy ile Jelyko Komşiç’in DF (Demokratik Cephe) ve Fahrudin Radonçiç’in öncülüğünde olan SBB (İyi Gelecek Birliği) yüzde 14.43 oy ile üçüncü sırada yer aldı. Merkez Seçim Komisyonu’nun (CİK) açıkladığı bu ilk bilgilere göre, hükümetin kurulmasında önemli bir ayrıntı daha şudur ki Bosna Hersek’te bulunan 10 kanton bölgesinden altısında SDA’nın seçimi önde tamamlamıştır. Önümüzdeki dönemlerde ise bu önem daha belli olacaktır. Sonuçların tamamını aktarmak neredeyse imkansız, devlet parlamentosu, federasyon parlamentosu, Sırp Cumhuriyeti, Bosna Hersek Federasyonu, kantonlar vs. her birinin kendine özel sonuçları var. 
 
Parti enflasyonu
 
Bosna Hersek’te yaşanan genel seçim havasına bir bakalım. Başta, bu kadar küçük bir ülkede 50 partinin seçime katılıyor olması aslında ülke “aklının” ne kadar karışık olduğunu göstermektedir. Kimin aklına eserse parti kuruyor neredeyse, oysa böyle bir ülkede tam tersi olmalı, vatandaşlar bir birlik altında toplanmalı. Bilindiği gibi bu seçimlerde Bosna Hersek halkı cumhurbaşkanını da seçti. Hırvatlar açısından dört kişi aday oldu, Martin Raguj, Dragan Çoviç, Jivko Budimir ve Zora Terziç Şeramet, Sırplar için ise Mladen İvaniç ve Jelyka Tsviyanoviç aday oldular. Sırp ve Hırvatlarda aday sayısı azken, Boşnaklarda toplam 10 farklı aday vardı, bunlar da Bakir İzetbegoviç (SDA), Emir Sulyagiç (DF), Bakir Haciomeroviç (SDP), Fahrudin Radonçiç (SBB), Sefer Haliloviç (BPS), Cebrail Bayramoviç (Diyaspora partisi), Mustafa Tseriç (Bağımsız), Mirsad Kebo (Bağımsız), Halil Tuzliç (Bağımsız) ve Adil Jigiç (Bağımsız). Bosna’dan kat kat büyük olan ülkelerde bile iki veya üç cumhurbaşkanı adayı varken, bizde neden bu kadar çok aday çıkıyor? 
 
Listede olanların bazıları “canları sıkıldığı” için aday olmuş olabilirler ancak diğerleri amaçsız listede değiller. Bazı güçlü olabilecek partiler dış ülkeler tarafından desteklendi, kimisini Amerika kimisini de başka bir ülke destekledi. Bazı adaylar da birbirini pohpohladı, bazıları ise büyük eylem yapmakla tehdit etti. Kampanyayı takip etmek bir taraftan da eğlenceliydi. Örneğin, diyanetten siyasete geçiş yapan Boşnak adayımız kampanyasında logo olarak bir Las Vegas casinosunun logosunu kullandı ve doğal olarak, eski din adamı ve casino yan yana gelince, vatandaşları gülümsetti. Seçimlerde tam yüzde 8 oy alan eski bir generalimiz ise Türkiye’deki seçimleri bile etkileyebileceğine dair bir yorum yaptı. Eminim ki bu “ciddi” uyarıdan sonra Türkiye halkı da oldukça “tedirgin” olmuştur. Neyse... Baştan beri kaybedeceğini bilenler kampanya boyunca gazetelerinde çirkin haberler yaparak öne çıkmaya çalıştı. Ama bunlar vatandaşlarda ters tepki yaptı ve bunu da hissetmiş olmalılar ki seçimden bir iki gün öncesinde “Eğer yine aynı kişiler kazanırsa, geçen eylemlerden daha büyük eylemler olacak” diye tehdit etmeye çalıştılar. 
 
SDA güçlenmeli
 
Tüm bu adaylara baktığımızda, katılan dokuz isminin bir ortak yanı vardı, o da Bakir İzetbegoviç’e saldırmaktı. Öyle ki diğer dokuz aday rakipleri olarak bir tek İzetbegoviç’i gördüler, bunu da sürekli röportajlarında vurguladılar ve bu aslında çok şeyi anlatmaktadır. Diğer tarafta İzetbegoviç onlar gibi yapmadı, mitinglerinde daha çok kendini ve partisini anlattı. Bu kadar adayın çıkmasıyla Boşnaklar bölünür ve yürüdükleri yolu daha da şaşırırılar diye ümit edenler olmuştu, SDA da Boşnakları temsil eden bir parti olduğu için, Boşnakları şaşırtmak için en güzeli ona saldırmaktı. Bir taraftan da bu durum doğal, çünkü SDA köklü bir parti, İzetbegoviç artılarıyla eksileriyle vatandaşların bildiği bir isim ve seçimlerde de favori isim olarak gösteriliyordu. Lakin bazılarının ümitleri suya düştü, İzetbegoviç’in seçtiği, saldırmadan kampanya yapmak stratejisi, vatandaşlarda daha olumlu etki yaptı ve onu zafere taşıdı, hatta eskisinden daha güçlü bir zafere ulaştı.
 
SDA her ne kadar köklü parti olsa da eksikleri de var, hataları da var, bunu sevenleri de eleştirenleri de söyler. Bosna Hersek gibi karışık yönetim sistemi olan bir ülkede de yöneten olmak zor, bu yüzden yere daha sağlam basan Bosna Hersek için daha sağlam bir partiye de ihtiyacımız var ve bunu ancak daha çok çalışmakla elde edebiliriz. Kaybeden partilere ne mi oldu? Seçim akşamı hepsi çıkıp “Biz kazandık” dediler.