Sosyalizmden liberalizme Beşiktaş’ta değişimrüzgarları ve Süleyman Seba

Dr. Aydın Aktay / Sakarya Üniversitesi
23.08.2014

Yıldırım Demirören dönemiyle birlikte eski siyah-beyaz Türk filmleri tadındaki bir sayfa olarak tarihte kalmıştır Süleyman Seba efsanesinin Beşiktaş’ı... Her ne kadar, yeni başlayan Fikret Orman dönemi ile birlikte sanki Seba döneminden esintiler oluşsa da bu durum Beşiktaş’ın Seba döneminde kazandığı kimliği adına, nostaljik bir geriye dönüş olmaktan öteye gitmeyecektir.


Sosyalizmden liberalizme Beşiktaş’ta değişimrüzgarları ve Süleyman Seba

Sosyalizmin kapalı ekonomisi ve devlete adanmış üretim anlayışı, sınıfsız ve mülkiyetsiz toplum yapısı, eşitlik temelli yaşam tarzı vurgusu ve halk üzerindeki denetimi önceleyen yönetim sistemi Beşiktaş’ın özellikle 1980’li yıllardan 1995’e kadarki kulüp anlayışını belirlemiştir.

Ülke medyasının aradığı starları, yıldız adaylarını potansiyel olarak bünyesinde barındırmış olmasına rağmen Beşiktaş, o yıllarda Seba yönetiminde dışa kapalı, sansasyonsuz, katı bir disiplin anlayışı ile yönetildiği için futbolcularına şöhretin yolunu kapatmıştır.

Fakat o dönemde bu yapısı ile Beşiktaş, bünyesinde tuttuğu; Metin, Ali, Feyyaz, Şifo Mehmet ve Rıza gibi medyatik potansiyeli fazla olan futbolcuları Tanju, Rıdvan gibi dönemin star oyuncularına yapıldığı gibi medyaya yem etmeden ve onlara özel mülkiyetin şöhret payından bir parça da olsun bırakmaksızın bir takım ruhu ile ortak üretimi öne çıkarmaya çalışmıştır.

Başlarında İngiliz soğukluğu ve katı Rus disipliniyle, katı otoriter tavrıyla ve asla gülmeyen suratıyla Gordon Milne’i getiren Süleyman Seba gibi bir başkanla yola çıkan Beşiktaş, kurulu yapısına ihanet eden revizyonistleri süreç içerisinde (Sinan, Fikret, Feyyaz, Oktay, Alpay ve Sergen gibi isimleri) bir kalemde silmekten çekinmemiştir.

‘Arabacı takımı’

Beşiktaş’ın Türkiye sınırları içindeki müthiş başarısının bu dönemlerde Avrupa’ya yansıyamayışının nedenlerini de bu dışa kapalılık ve modern futbol endüstrisinin şartlarına uyum sağlayamaması ve sahip olduğu bu içe kapalı ideolojisi ile irtibatlandırmak mümkündür.

Beşiktaş, bu yapısıyla ve geçmişinde Osmanlı’nın son dönemlerini de yaşamışlığın verdiği ruhla, daha çok halkın renksiz, alt tabakasından, ezilmiş insanların etrafında toplanmasına zemin oluşturmuştur. Bu durum, kendisine “arabacı takımı” nitelendirmesinin yakıştırılmasına, ezilenlerin haklarını savunan bir misyonla anılmasına, dolayısıyla da sol-sosyalist ideolojilerin de dikkatini çekmesine neden oluşturmuştur. Samet, Rıza, Metin, Ali ve Feyyaz gibi isimlerin entelektüel ilgileri ve siyasi duruşları da bu paralelde seyretmiştir.?Beşiktaş’ta son zamanlarda sosyal duyarlılığı öne çıkartan söylem ve duruşuyla Gezi Parkı olaylarındaki aktif tutumuyla ÇARŞI Grubunun beslendiği zemin de aslında Beşiktaş’ın bu tarihsel arka planıdır...

Beşiktaş’ı okuma klavuzu

Perestroyka rüzgârı ile birlikte ve SSCB’nin çöküşü ile değişen dünyada yıkılan duvarlar, Beşiktaş’ın dış dünya ile bağlarını kopartan duvarlarını da yıkmıştır. Bugün, Beşiktaş’ta gelinen son nokta, liberal anlayışın cıvıl cıvıl renkleri ile Beşiktaş’a hakim olmasıdır. Artık siyah-beyaz renklere kırmızı renk eklenmiş, eski sistemden dışlananlar yeni yapılanmalarda aktif roller almıştır. Sinan, Sergen, Feyyaz gibi isimlerin aktif olarak kulüpte değişik roller aldıkları bu dönemde, başkan da genç, yakışıklı ve sevgilileri ile paparazzilere konu olabilecek denli medyatik birisi olan Serdar Bilgili olmuştur. Flaş transferleri, şova dayalı futbolu ile Beşiktaş, İlhan Mansız, Ahmet Dursun ve Pascal Nouma, Manuel Fernandes, Guti, Quearizma gibi starları ile liberalizmin bireysel dünyasına adım atmıştır.

Yıldırım Demirören dönemiyle birlikte eski siyah-beyaz Türk filmlerinin ?tadındaki bir sayfa olarak tarihte kalmıştır Süleyman Seba efsanesinin Beşiktaş’ı...

Her ne kadar, yeni başlayan Fikret Orman dönemi ile birlikte sanki, Seba döneminden esintiler oluşsa da bu durum Beşiktaş’ın Seba döneminde kazandığı kimliği adına, nostaljik bir geriye dönüş olmaktan başka bir gelecek vaad etmiyor. Gerçekten de kapitalist futbol endüstrisinin dediği gibi oldu Beşiktaş’ta: “Ahmet Dursun, Seba Gitsin...” Gitti de...

Beşiktaş’ı Okuma Kılavuzu için Anahtar Kelimeler: “Osmanlıcılık, sosyalizm, arabacı takımı, ezilenlerin sesi, Kartallar yalnız uçar (özgürlük), renksizlik(eşitlik), sınıfsız toplum, disiplin.”

[email protected]