Uluslar, kültürler, kimlikler, diller....

Murat Güzel - Yazar
6.07.2013

Mustafa Koçak’ın Çok-Kültürlülük Açısından Dil Hakları kitabında çok-kültürcü yaklaşımın, dil haklarının dayandırıldığı normatif bir temel olarak benimsendiği görülmektedir.


Uluslar, kültürler, kimlikler, diller....

Türkiye’nin son 30 yılının neredeyse en önemli problemi olarak görünür Kürt sorunu. Sorunun ele alınış biçiminden ifade edilme tarzlarına kadar birçok bakımdan dil meselesi baskın bir roldedir. Dil sorununun, farklı diller arasındaki ilişkiler sorununun nihayetinde hukuki bir çerçeve içinde ne anlama geldiği ise genelde ıskalanır. Siyaset felsefesi alanında kültürel çeşitlilik, dinsel ve etnik çoğulculuk etrafında 1990’lı yıllarda başlayan tartışmalar ve konunun bu üç alanda ele alınmasına ilişkin yazılan kitap sayısına nazaran dilsel çeşitlilik alanında daha az eser üretilmiştir. Bu durumun farklı nedenleri olabilir elbette, ama dilsel çatışma alanlarının giderek belirginleşmesi, dil haklarının bölgesel milliyetçiliklerin karakteristik özelliği olmaya başlaması, göçmen entegrasyonu, birçok yerli dilin yok olmaya yüz tutması, Avrupa’nın “ulus ötesi” bir toplum olarak yeniden reorganize edilmesine yönelik çabaların güçlenmesi gibi çok farklı sebepler “Dil hakları” kavramının hukuki çerçevede tartışılır hale gelmesine yol açmıştır.

Mustafa Koçak’ın Çok-Kültürlülük Açısından Dil Hakları kitabında çok-kültürcü yaklaşımın, dil haklarının dayandırıldığı normatif bir temel olarak benimsendiği görülmektedir. Birbiri ile ilintili olan; birey, kültür, kültürel seçim, kimlik, yurttaşlık, eşitlik, kültürel haklar, azınlık grupları, dil politikaları, asimilasyon, kolektif haklar, öz-yönetim hakları gibi birçok konu, dil hakları merkezli verimli bir tartışmayı zenginleştirmiştir.

‘Kürt dili sorunu’

Eser aynı zamanda Türkiye’nin yakın tarihinin en önemli meselelerinden Kürt Sorunu’nun merkezi unsurlarından birine de temas etmektedir. Kürt Sorunu artık kabul edildiği üzere, Kürt kimliğinin ve dilinin tanınıp tanınmaması ile bağlantılıdır. Bu yüzden Türkiye’nin iç siyasetinde bugün ve yakın gelecekteki temel tartışma konusunun, dil hakları meselesi olacağı rahatlıkla söylenebilir. Koçak’ın çalışması, her ne kadar özellikle Türkiye’ye ve Kürt Sorunu’na odaklanmış olmasa da tarihsel yaşanmışlıkların ötesinde, neden Türkiye’de bir Kürt Sorunu’nun ortaya çıktığını, devam ettiğini ve meselenin özüne ilişkin adil bir yaklaşım benimsenmediği takdirde bu sorunun neden çözülemeyeceğini, dilsel farklılığı ve buna bağlı hak taleplerinin iç mantığını analiz eden özelliği ile göstermektedir.

Söz konusu yapısı ve ele aldığı konuların çeşitliliği ile eser, pür akademik ilgililer kadar, araştırmacılar, gazeteciler ve siyaset bilimi ve hukuka ilgi duyan genel okuyucuya da hitap etmektedir.

Katılımcı siyaset nasıl olmalı?

“Katılım” son yıllarda demokrasinin her kapıyı açan sihirli kelimelerinden biri. Kavramın eleştiriden yoksun, naif ve romantik kullanımı, kararlarının sonuçlarının sorumluluğundan kaçmak isteyen siyasetçilerin ekmeğine yağ sürüyor. Miessen, mutabakat temelli katılımın sınırlılıklarını ve tuzaklarını sergileyerek, mevcut protokollerle kendini bağlamayan, çelişkiden korkmayan, tam tersine çelişkiyi doğurgan, alana yaratıcı akıl ve değişim iradesi taşıyan türden bir müdahaleyi savunuyor: Bir parti ya da grubun iç mutabakatına herhangi bir çıkarla bağlı olmayan bireylerin müdahalesi...

Katılım Kabusu, Markus Miessen, Çev. Bülent O. Doğan, Metis, 2013

Kültürden İrfana, nihayet!

Cemil Meriç külliyatını oğlu Mahmut H. Meriç’in yayın koordinatörlüğünde yayınlayan İletişim yayınları Kültürden İrfana ile 12 ciltte tamamlıyor.  İlk baskısı 1986’da yapılan bu eser aradan geçen süre zarfında Meriç’in en çok okunan, okunduğu kadar da sorulan, aranan eseriydi. Mefhumlar ve meseleler konusunda düşüncenin en ücra köşelerini yoklayan, yalınkat bir bilgi yerine kapsamlı, incelikli bir bilginin peşine düşen Cemil Meriç, Kültürden İrfana’da okurunu önyargıların köleliği yerine düşüncenin bilge arkadaşlığına çağırıyor. 

Kültürden İrfana, Cemil Meriç, Yayına Haz. Mahmut Ali Meriç, İletişim, 2013

[email protected]