20 Nisan 2024 Cumartesi / 12 Sevval 1445

Ukrayna'da düşürülen Malezya uçağı araştırmasında her kafadan bir ses çıkıyor.

Ukrayna’nın doğu kesimleri üzerinde seyir halindeyken vurularak düşürülen Malezya Havayollarına ait Boeing 777 tipi yolcu uçağında bulunan 20 Malezya vatandaşının cansız bedenlerinden geriye kalanlar, kimlik tespit çalışmalarının yapıldığı Amsterdam’dan kalkan özel bir uçakla ülkelerine gönderildi.

23 Ağustos 2014 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Ukrayna'da düşürülen Malezya uçağı araştırmasında her kafadan bir ses çıkıyor.

17 Temmuz tarihinde düşürülen uçakta bulunan 48 Malezya vatandaşından ancak 30’unun bedenlerine ulaşılabildi.

Uçağın düştüğü bölgede gerçekleştirilmesi planlanan soruşturma faaliyetleri halen başlatılmazken, Malezya’da ise ulusal yas ilan edildi.

Olayla ilgili olarak başlatılan soruşturma Hollanda Güvenlik Konseyi tarafından yürütülüyor.

Bilindiği üzere düşürülen uçakta bulunan yolcuların çoğunluğunun Hollanda vatandaşı olması sebebiyle Amsterdam tüm tarafların onayı ile ilgili görevi üstlenmişti.

Ancak uçağın düştüğü bölgenin güvenli olmadığı gerekçe gösteren Hollanda Güvenlik Konseyi üyeleri aradan geçen onca zamanda rağmen bir türlü olay yerine gitmedi.

Uçağın düştüğü Donetsk bölgesi, Ukrayna Ordusu ile Kiev rejiminin muhalifleri arasındaki çatışmaların yaşandığı bölge olma özelliğine sahip.

Uçağın düşmesinin ardından bölgede mücadele eden milis güçleri sağlıklı bir soruşturma sürdürülebilmesi için tek taraflı ateşkes ilan ederken Kiev yönetimi ise bu girişimi desteklememişti.

BM Güvenlik Konseyi’nin ilgili bölgede ateşkese gidilmesi yönünde verdiği karara rağmen Ukrayna Ordusu’nun gerçekleştirdiği saldırı ve bombardımanlar hız kesmeden devam ediyor.

Ancak uluslararası adli tıp uzmanları yine de kaza bölgesine ulaşıp felakette hayatını kaybedenlerin cansız bedenlerini buradan çıkartmayı başardı.

Söz konusu uzmanların ilgili faaliyetleri basın mensupları tarafından görüntülenirken bölgede Ukrayna Ordusu’na karşı mücadele veren milis güçleri ve yerel halk da uçakta bulunan yolculara ait bagajların ve kişisel dokümanların bulunması süreçlerinde bizzat aktif rol üstlenerek soruşturma sürecine yardımcı oldu.

Fakat tüm bu gelişmelerin yaşandığı bir ortamda güvenli olmadığı gerekçesi ile soruşturma komitesi uzmanlarının bölgeye ulaşmasına müsade edilmiyor.

Zaten Hollanda Güvenlik Konseyi tarafından yapılan açıklamada da uçağın hangi sebeple düştüğünün anlaşılabilmesi için soruşturma komitesine üye uzmanların bizzat gidip uçağın enkazını yerinde görmelerine gerek olmadığı; çünkü uzmanların uçuşa ait ses ve veri kayıtları ile birlikte uydu görüntüleri gibi diğer kaynakları kullanmak suretiyle gerçeği açığa çıkartacaklarına vurgu yapıldı.

Konuyla ilgili Rusyanın Sesi’ne konuşan Vzlyot (uçuş, yükselme) dergisi baş editörü Andrey Fomin, ilgili donelerden faydalanmak sureti ile de birtakım sonuçlara varılabileceğini ancak bunların kesin tespitler olamayacağını söylüyor:

‘‘Eğer uçağın düştüğü bölgeye ilişkin tüm veriler kesin olarak belgelendirilmiş ve enkaz parçalarının yer aldığı alanlar da tam olarak tespit edilmiş ve fotoğraflanmışsa, o takdirde böyle bir ihtimalden bahsetmek prensipte söz konusu olabilir. Ancak benzer olaylarla ilişkin olarak Rusya’da gerçekleştirilen soruşturmalarda, soruşturma komisyonuna üye uzmanlar mutlak suretle enkaz bölgesine gidip alanda bulunan tüm kalıntıları bizzat yerinde görüp tek tek fotoğraflamakta ve gereken süre boyunca alan çalışmalarına devam etmektedirler. Çünkü gerçekleşen birtakım olayların sebeplerini açığa çıkartmak için kara kutu kayıtları veya uydu görüntüleri her zaman yeterli olmamaktadır’’.

Öte yandan Hollandalılar ellerinde bulunan bilgileri Dünya kamuoyu ile paylaşma konusunda da isteksiz davranmakta.

Hollanda Güvenlik Konseyi’nin konuya ilişkin olarak yaptığı açıklamada uçağa ait kara kutularda bulunan ses kayıtlarının yanı sıra, Ukraynalı hava trafik kontrolörlerinin kendi aralarında yaptığı konuşmalar ve uzman görüşlerinin yalnızca bir kısmının resmi raporlara gireceği ifade edildi.

Siyasi Konjonktür Merkezi Genel Müdürü Sergey Miheyev, mevzubahis sansürün komisyon üyelerinin kendilerini rahatsız edecek birtakım bilgileri saklama gereği duydukları şüphesini doğurduğunu belirtiyor:

‘Aslında yürütülmekte olan soruşturmada elde edilen veriler, felaketin gerçekleşmesinin hemen ardından Amerikalıların ve Ukraynalıların derhal ileri sürdükleri versiyonlarla hiçbir şekilde bağdaşmamaktadır. Bilindiği üzere Amerikalılar ve Ukraynalılar, Malezya Hava Yollarına ait yolcu uçağının ‘‘sözüm ona’’ Kiev muhalifi milisler veya Rusya Ordusu tarafından düşürüldüğünü ifade etmişlerdi. Ancak gelinen noktada ise bu odaklar tarafından yürütülmüş olan enformasyon kampanyasının tamamen sahte bilgilere dayalı olduğu anlaşılmıştır. Fakat bu sefer de her ne hikmetse hiç kimse konuşmak istemiyor. Şahsi kanaatime göre önce ortaya çıkartılan verilerin ve kanıtların üstü sessiz bir şekilde örtülecek, daha sonra da felaketin kesin nedeninin ne olduğunun anlaşılamadığı yönünde bir açıklama yapılacaktır. Yani onların baştan beri desteklediği versiyonları kanıtlayacak bir veri bulunmamaktadır. Ya da daha da vahimi, Amerikalıların ve Ukraynalıların hiç de hoşuna gitmeyecek bir senaryoyu kanıtlayan veriler bulunmaktadır. Doğal olarak bu kanıtlar ve veriler de bizden saklanmaktadır.’’