19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

Anne oğuldan Rönesans devrimi

22 yıllık marka Silk & Cashmere’in yönetimine giren Ferhat Zamanpur, markanın kurucusu olan annesi Ayşen Zamanpur ile çalışarak markayı gençleştirdi, modernleşirdi.

ASLI GÜR20 Eylül 2014 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Anne oğuldan Rönesans devrimi

İŞ kadını Ayşen Zamanpur, 22 yıl önce Türkiye’den kaşmirin anavatanı Çin’e gitti. En iyi kaşmiri üretmek için gerekli hammaddeleri buldu. Hedefi dünyanın en sevilen saf kaşmir markası olmaktı! Bu amaçla kurduğu Silk & Cashmere’in ilk mağazasını 1992’de Zürih’te açtı. Markanın şimdi dünya genelinde yaklaşık 200 satış noktası var.

Ancak Silk & Cashmere’de bugünlerde farklı bir hareketlilik var! Zamanpur’un oğlu Ferhat Zamanpur’un genel müdür yardımcısı olarak işleri devralmasıyla birlikte yaşanan ve ‘Rönesans Devrimi’ adını verdikleri bu değişim, markada tasarımdan, logoya, mağaza dekorasyonuna her şeyde hissediliyor. Kısacası markada 180 derecelik bir dönüşüm var! Silk & Cashmere’deki Rönesans Devrimi’ni Ayşen-Ferhat Zamanpur ile konuştuk.

-Silk & Cashmere 22 yıllık bir marka. Neden değişime ihtiyaç duydunuz?

Ayşen Zamanpur: Günceli daha çok yakalayan bir marka olma hedefimiz var. Silk & Cashmere’in  gerçek bir dünya markası olmasına yönelik tüm koşulları sağlayacak bir değişim dönemine giriyoruz.

-Ferhat Bey’in yönetime dahil olması bu değişimin bir parçası mı?

Ferhat Zamanpur: Çocukluğumdan beri zaten markanın bir parçasıyım. ABD’de  işletmecilik ve pazarlama okudum. 2010’da İstanbul’a döndüm. Bir yandan müzikle uğraşırken diğer yandan şirketle ilgileniyordum. İnternet departmanından başlayarak zamanla yönetime yükseldim. Sırf genlerim yüzünden direkt yönetimde başlamayı istemedim. Çünkü öyle olsaydı içerideki tecrübeyle dışarıda öğrendiklerimi harmanlamayacaktım ve içi boş bir deneyim olacaktı.

-Markada nasıl yenilikler var peki?

F.Z: Bu rönesansı gerçekleştirmek için 500 gün çalıştık. Dolayısıyla bir yenilenme yaşıyoruz. Bir buçuk yılın sonunda mağaza, tasarım, logo çalışmaları gibi markanın tüm birimlerini kapsayan bir yenilikle müşterilerin karşısına çıktık.

Köklerimize sahip çıkıyoruz 

-Ürünlerinizdeki farklılıklar neler?

F.Z: Mevcut yelpazemize daha genç ve modern bir çizgi katarak daha büyük bir kitleye ulaşacağız. Daha fazla insana ürünlerimizle hitap edeceğiz.

A.Z: Köklerimizi kaybetmeden, kalitemizden ödün vermeden yenilendik aslında. Dünyada tasarım anlamında bir değişim yaşanıyor. Biz de bu değişime ayak uydurduk. Yepyeni koleksiyonlarla karşınızdayız ama kendi aslımızı, 22 yıllık köklerimize sahip çıkarak yeni bir koleksiyon ortaya çıkardık. Tasarımda rönesans gerçekleştirdik.

-İkinci nesille birlikte genç-leşme kaçınılmaz mı oldu?

A. Z: Tabii ki! Ferhat’ın önderliğinde baştan sona markayı ele aldık. Eğer oğlum işe elinin ucuyla girseydi ve tüm değerlerimizi bir kalemde silecek radikal kararlarla ilerleseydi kesinlikle karşı dururdum.  Ama her aşamasını anlatarak, ikna ederek dünyadan örnekler göstererek ilerledi. O yüzden bu değişim içime çok siniyor. 

-Yeni sezonda neler var?

A.Z: Danteller, tüller şifonlarla hazırlanmış giysiler ön planda. Balıkçı yaka tasarımlarımız neredeyse her ürünümüzde var. Pelerin ve pançolar, hayvan desenleri dikkat çeken detaylar arasında.

[email protected]