19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

Bu filmde korkmuş gibi yapmama gerek kalmadı

Olağanüstü efektleriyle dikkat çeken Fırtınanın İçinde filminin başrol oyuncusu Saray Wayne Callies, gerçek kahraman ya da korkakların doğal afetler sırasında ortaya çıktığını söylüyor. ABD’li oyuncudan STAR’a özel röportaj...

Serdar Akbıyık30 Ağustos 2014 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Bu filmde korkmuş gibi yapmama gerek kalmadı

The Walking Dead dizisindeki Lori Grimes karakteriyle zombilere karşı verdiği mücadele ve güzelliğiyle izleyicinin beğenisini kazanan Sarah Wayne Callies, Fırtınanın İçinde filminde bu defa doğaya meydan okuyan meteoroloji uzmanı Allison Stone rolünde. 1977 doğumlu ABD’li oyuncu, yönetmenliğini     Steven Quale’in (Final Destination 5) yaptığı filmde, başrolü paylaştığı Richard Armitage ile (The Hobbit: An Unexpected Journey/ The Hobbit: The Desolation of Smaug) ile bir şehri adeta yutan hortuma karşı mücadele ediyor. Profesör bir anne ve babanın kızı olan  Sarah Wayne Callies, rolünün hakkını verebilmek için çekimler öncesinde Michigan

Üniversitesi öğretim üyesi bir meteoroloji profesöründen dersler de almış. Hanover Dartmouth College sonrası  Denver’s National Theater Conservatory’den Master of Fine Arts derecesiyle mezun olan Callies, oyunculuğa 2003 yılında Queens Supreme dizisindeki Kate O’Malley rolüyle başladı. Tarzan dizisinde Detective Jane Porter ile ilk başrolünü oynadı, The Walking Dead dizisiyle de dünya çapında bir şöhrete kavuştu. Callies, son filminde insanlarda hortum ve deprem gibi doğa olaylarına karşı bir farkındalık yaratmaya çalışıyor.

- Sizi bu projenin içine çeken neydi?

Büyük ve çılgın bir özel efekt filmi yapmanın eğlenceli olacağını düşündüm. Daha önce hiç böyle birşey denememiştim. Kaosun hüküm sürdüğü ve hepsinin hayatını tehdit eden özel bir günde yabancı insanlarn nasıl bir aile olabileceğini ele alıyor. Sanırım bu konuda gerçekten etkileyici. Ve bu konunun içine bir de müthiş bir fırtına katılmış. Her şeyin etrafta çöpmüşçesine uçuştuğunu görmek gerçekten de insanı kendisinden geçiriyor. Sirenler susuncaya ve fırtına vuruncaya dek gerçekten de kahraman mı yoksa korkak mı olduğumuzu asla bilemeyiz. Kendinle ilgili başka şekilde asla öğrenemeyeceğin bilgileri ancak bu tarz bir duruma düşünce öğreniyorsun.

80’LİK PROFESÖR YARDIM ETTİ

- Canlandırdığınız Allison karakteriyle ilgili bize biraz bilgi verebilir misiniz?

Allison hava olaylarını derinlemesine, büyük bir tutkuyla incelemiş ve bu tarz bir fırtına ilk kez kitaplardan ve defterlerden çıkıp onunla yüzyüze gelmiş. Anlayacağınız bu hikaye hava akımları ve olayları ile ilgili birçok farklı düşünceye ve teoriye sahip bir kadının ilk kez ellerini gerçekten ama gerçekten kirletmesi ile ilgili.

- Rolünüz  için iyi bir ön çalışma yapmışsınız...

Michigan Üniversitesi’nden Ann Arbor isimli, 80’lerinde bir profösöre ulaştım. Birgün yemek için buluştuk ve orada da her sorumu benim için çizimler yaparak cevapladı, bu konuda hiçbir yeteneğim olmadığı halde çoğu şeyi anlamamı sağladı. Müthişti! Ve tabii ardından bunları Steve (Yönetmen Steven’a Quale) taşıdım. O da benim gibi tam bir inektir, normalde anlamadığımız ama filmde kullandığımız kelimelerin hepsini çizerek açıkladım ve yüzündeki mutluluğu görmeniz gerekiyordu!

- Steve Quale Walking Dead’in hayranı mıydı?

Hayır! Yani buna eminim. Ben 80’lerinde olan ve dizimize hayran olan birçok insan gördüm fakat Steve, bunlardan değildi. Nereden mi biliyorum? Bir ara bana gelip şöyle dedi: ‘Oğlum seninle çalışacağımı duyunca deli gibi heyecanlandı. Dizine bayılıyor.’ Ardından ölü gözlerle gözlerime bakıp ekledi: ‘Allah bilir neden!’

-Fiziki bakımdan bu kadar zor hareketlerle, kablolarla dolu bir filmde çalışmak nasıl birşeydi? O hareketleri gerçekten yapmanız gerekti mi?

Okulda üç yıl bununla ilgili okudum ve gerçekten bilgimi kullanabileceğim bir projeyi çok istiyordum. İlk gün beni kablolarla bağladılar ve bir saat içinde çocuklar gibi oyun oynuyorduk. Steve bana dedi ki “Bunların hepsini filmde yapmana izin vereceğim.” En iyisi de olayda hiçbir şekilde oyunculuk yoktu. Sonuçta kablolarla bağlanıp ters bir şekilde tavana asılıyorsun, önüne saatte 100 mil üfleyen bir fan koyuluyor... Korku, adrenalin, her şey   gerçek! Korkmuş gibi numara yapmana gerek yok. Bu gerçekten de eğlenceliydi.

- Peki ya özel efektler? Duyduğuma göre yağmur ve rüzgar makineleri, neredeyse tüm çekim sırasında kullanılmış...

Evet. Senaryoyu okuduğumda çok beğenmiştim ve koşarak hazırlıklarına gittim. Fakat sete gidince dehşet dolu gözlerle makinelere baktım: 45 günlük çekim boyunca her gün tamamen ıslak   dolaşmam gerekiyordu. Üstüne üstlük fanlara toprak ve pislik de atıyorlar ki sanki gerçekten bir hortum varmış, etrafta herşey uçuşuyormuş gibi gözüksün. Üzerine bir de yağmur makineleri çalıştı mı, bir hortuma yakalanmışsınız gibi davranmanıza gerek yok zaten! Gerçekten yaşıyormuş  gibi hissediyorsunuz.

RIchard ArmItage ‘koyun’, ben ‘domuz’ gibi korkuyordum
 
- Kazandığınız deneyimlere bakarsak eğer, sizin için her zaman hatırlayacağınız bir anı var mı?
 
Var... (kahkahalar) Richard’la (Başrol oyuncusu Richard Armitage) bir karavanda gidiyoruz, kapalı alandayız ama sırılsıklamız. Sonra derin bir nefes alıp Richard’a döndüm ve dedim ki “Sence de burası ahır gibi kokmuyor mu?” Richard’ın karakteri ucuz yün bir ceket giyiyordu ve Richard kostümcülere “Bu karakterin alabileceği bir ücret aralığında bir şey ayarlayın bana” diye tutturmuştu. Bu ucuz ceket ıslandığında ıslak koyun gibi kokuyordu. Bu konuşmamızı kulaklıklardan duyan makyaj görevlimiz içeri girip elime domuz pastırması kokan bir çubuk verdi, ‘Al ve bunu ye’ diyip kapıyı kapattı. Ben de dediğini yaptım.
 
Sonuç olarak ben domuz, o koyun kokuyordu.  Sonunda dayanamayıp Richard’a döndüm ve    dedim ki “Richard biliyor musun, birçok kadın  seninle böyle bir yerde kapalı kalmak için her  şeyini verebilirdi fakat benim şu an tek düşünebildiğim şey senin bir ahır gibi koktuğun...” İkimiz de gülmeye başladık. Bundan sonra her arada Richard bana dönüp ‘mee’liyordu! İkimiz de kahkahalara boğuluyorduk.
 
Ebeveyn sevgisi her türlü fırtınadan şiddetlidir
 
- İzleyicilerin bu filmde ne bulmasını umut ediyorsunuz?
 
Sanırım bu filme bakınca görülmesi gereken, ebeveynlerin çocuklarına olan sevgisinin herçeşit fırtınadan daha şiddetli olduğudur. Ve sanırım insanların bu filme bakınca biz normal insanların diğer insanları kurtarmak için neler yapabilecek olduğunu anlamalarıdır. Ama tabii bu filmi sadece havalı özel efektleri için de izleyecek olanlar var.