Fahriye'nin içinden 'canavar' çıktı

Dizi oyuncusu olarak tanınan 28 yaşındaki Bala Atabek’in elinden her iş geliyor! Atabek, hem tiyatrocu, hem dizi oyuncusu hem de daha önce farklı şehirlerde sergiler açmış bir fotoğrafçı. Atabek, şimdi de müzik dünyasına adım attı. Kendini müzisyenden çok müziksever olarak niteleyen genç oyuncu Canavar ismini verdiği ilk single’ını çıkardı. Şarkının klibinde Türkü Turan, Öykü Serter gibi isimler rol aldı. İnsanları harekete geçirmek istediğini söyleyen sanatçı, Canavar’ı, Fahriye karakterini ve diğer projelerini anlattı.

KAFA DAĞITMAK İÇİN YAPTIM

- Canavar adlı bir single çıkardınız ve şarkı çok beğenildi. Nasıl karar verdiniz?

Uzun süredir sevdiğim birkaç arkadaşımla eğlenmek, kafa dağıtmak adına müzik yapıyorum, yakın çevremin dışında pek bilinmez bu. Aslında single çıkarmak benim için bile sürpriz oldu. Arkadaşlarla ‘Biz eğlendik, sadece kendimize saklamasak da paylaşsak ya?’ dedik.

- Canavar’ın bir hikayesi var mı?

Hani vardır ya, çocukluğumuzda hep derler ‘Bak bu son lokmayı yemezsen arkandan ağlar, uyumazsan öcüler yer’ diye... Bunlar hep negatif söylemlerdir, korkutularak büyütülüyoruz. Ben de dedim ki madem millet negatife alışık, ‘Yerinde sayanları yermiş canavarlar’ dersem belki harekete geçer millet! Kendi hayatları için, istedikleri için, var etmek, var olmak için harekete geçerler bir ihtimal.

- Single piyasaya çıktığında nasıl tepkiler aldınız? Yorumlar nasıldı?

Özellikle izleyiciler çok şaşırdı, ‘Aaa Bala şarkı mı söylüyormuş, oyunculuğu bırakmayacaksınız değil mi?’ gibi tepkiler geldi. Özellikle kadın dinleyiciler çok tuttu şarkıyı, onlara yaradı. Müzisyen değilim, müzik yapmayı seviyorum, eğleniyorum, eğlendiğim şeyleri paylaşma cesareti ise hoşuma gidiyor.

- Müziğe olan ilginiz nereden geliyor? Ailede müzikle uğraşan var mı?

Ailem iyi bir dinleyiciydi her şeyden önce ve evet, ailemde piyanist de kemanist de mevcut. Ama beni annem ve anneannem çok etkilemiştir müzik konusunda çünkü onlar hem caz hem klasik müzik dinliyordu. Çocukluğum bu müzik türlerinin plaklarını dinleyerek geçti.

- Single’ın devamı gelecek mi? Albüm yapmayı düşünüyor musunuz?

Yeni sözler yazmaya başladım bile, onlar da bu kadar eğlenceli ve iyi hissettirirse neden olmasın!

40’ıma gelmeden Fahriye’yi buldum

- Beni Böyle Sev  dizisinde Fahriye karakterini canlandırıyorsunuz. Siz de Fahriye gibi dobra, komik, eğlenceli misiniz?

Daha önce hep yaşımdan büyük karakterleri canlandırdım, bu hem zevkli hem öğretici oldu hem de zaman zaman ‘40’ıma geldiğimde ne oynayacağım yahu?’ sorusunu aklıma getirdi. Fahriye karakterine, kendi yaşıma yakın olduğu için tamam demiştim, önceliğim buydu. Proje ilerledikçe, karakterle içli dışlı oldukça, ona bir şeyler buldukça ve ekleyip çıkardıkça oyuncu olarak mutlu hissettim kendimi. Bunun dışında yakın çevrem için ‘eğlenceli’ olabiliyorumdur belki. Dobra kısmına gelince... Bir şeyi söylemek istiyorsam, içimde tutmam, düşüncelerimi belirtmekten çekinmem.

Fotoğraf çekmek oyunculuğuma yaradı

- Fotoğraf konusunda da oldukça başarılısınız. Instagram hesabınızda da çektİğİnİz fotoğrafları paylaşıyorsunuz.

Peki fotoğrafçılığa nasıl merak saldınız?

Fotoğraf bana baba mirası. Babam gazeteciydi, aynı zamanda yaptığı haberlerin fotoğraflarını da kendisi çekerdi, onun makinesi beni bu meraka, tutkuya yönlendirdi. Oyunculuğumu geliştirmemde de yardımı oldu. Çünkü çektiğiniz kareler yazarken veya bir rolü ayağa kaldırırken de ilham veriyor.

- Eğİtİm aldınız mı ve daha çok nelerin fotoğrafını çekmeyİ sevİyorsunuz?

Kendi kendime, keşfederek, deneyerek ve yanılarak geliştirdim. Mimari üzerine fotoğraflara ilgiliyim daha çok, uzak ülkeleri fotoğraflamayı seviyorum, binaları, sokakları, tanımadığımız bilmediğimiz bir evin balkonunu... Yani şehirlerin yüzlerini çekmeyi seviyorum.

- Bir yandan oyunculuk bİr yandan müzik bİr yandan fotoğrafçılık... Daha başka neler yapıyorsunuz?

Var etmek, üretmek korkulacak şey değildir. Arzunuz ve yeteneğiniz de varsa... Durmayın, durmak günah. Ocak ayında yayınlanacak bir hikaye kitabım var mesela. Kitaplarla aramdaki bağ çok sıkı. Tıpkı müzik gibi, tıpkı fotoğraf gibi. Yaratan kadınlar olarak sayıca daha çok olmalıyız bence, bu memleket öyle güzel.