Kadınların sesinden sıra gecesi türküleri

Bitlis’te Beş Minare, Maden Dağı, Bir Sazım Var, Ayrıldım Gülüm Senden ve daha pek çoğu... Yıllardır sıra gecelerinde erkeklerden duymaya alıştığımız türküleri kadınların sesinden dinlemeye ne dersiniz? Aynı okuldan mezun Mercan Erzincan, Devrim Kaya ve Buse Katılmış adlı üç arkadaşın kurduğu Oyalı Yazma adlı müzik grubu Kalan Müzik’ten çıkan Harran’dan Harput’a Meşk adlı albümlerinde, sıra gecesi türkülerini seslendirdi.             23 Aralık’ta İş Sanat’ta konser vermeye hazırlanan grup, halkın içinden gelen ve günümüze kadar yaşatılan sıra gecesi geleneğini yerine getirerek geçmişle gelecek arasında bir köprü kurmayı amaçlıyor.

Oyalı Yazma yaklaşık iki yıl önce kurulmuş. Grubun solistlerinden Mercan Erzincan, sanatçı Erdal Erzincan’ın eşi. Sahneye her zaman elinde bağlamayla çıktığını söyleyen Erzincan, bu projeden sonra artık solist olduğunu anlatıyor: “Çocuk denilecek yaşlarda müziğe olan ilgimi fark eden ailem sayesinde İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı’na başladım ve dört solo albüm yaptım. Gruptaki diğer arkadaşlarımla da okulda tanıştık. Bir araya geldiğimiz andan itibaren aynı hayali kurduğumuzu fark ettik  ve Oyalı Yazma bizim için güzel bir başlangıç oldu. Albümde seslendirdiğimiz eserler bizim için çok özel yöreler olduğu için üç arkadaş enerjimizi çok güzel yansıttık.”

MÜZİK ZİYAFETİ YAŞATACAĞIZ

Oyalı Yazma’nın albümünde ağırlıklı olarak Diyarbakır, Elazığ ve Urfa türküleri bulunuyor. Bu türküleri, insanların yıllardır erkeklerden dinlemeye alışık olduklarını belirten Buse Katılmış, bu algıyı kırmayı hedeflediklerini anlatıyor: “Kadınların her alanda var olduğu gerçeğinin de üstüne basıyoruz biraz ‘Oyalı Yazma’ projemizle. Geleneksel dokuyu bozmadan kendi yorumumuzla bu eserleri taşımayı hedefliyoruz. 23 Aralık’ta İş Sanat sahnesinde gerçekleşecek konser albümümüzün ilk konseri, bizim için heyecanı çok büyük. Dinleyenlere müzik ziyafeti yaşatacağız.”

Grubun diğer üyesi Devrim Kaya ise yıllarca Anadolu’da hakim olan erkek egemenliğinden dolayı kadınların meşk ortamlarına dahil olamadığını söylüyor ve bunu kırmayı amaçladıklarını anlatıyor: “Bizler bu yöreleri okuyan ilk kadınlar değiliz elbette.  Ama taşın altına elini ilk koyanlardanız. İnsanlar da bunun farkında ve takdir ediyorlar. Şu ana kadar kötü bir tepki almadık. Aksine övgü üstüne övgü alıyoruz. Bu sayede bizden sonraki neslin de önünü açacağız.”