Yeni Melek için umut var

 Yapılan yenileme çalışmalarıyla ilgili bilgi verdi. Meseleye peşin hükümle ve ezbere bilgilerle bakıldığında ‘Şehrin tarihi mirasını, sinema mabedini yıkıp yerine çirkin bir AVM yapıyorlar’ diye kestirip atmak mümkün. Ancak Emek’in Yeni Melek geçmişini, Emek’in bulunduğu binanın Serkildoryan’a ait olmadığını ve sonradan eklendiğini, binanın 70’lerden bu yana bakım görmediğini ve çatının çökme tehlikesi bulunduğunu bilenler için yapılmakta olan yenileme çalışması iddia edildiğinin aksine Emek’e kötülük değil aksine iyilik... Üstelik Emek’in son dönemlerde yaşadığı maddi sıkıntılardan bihaber olanlar sinemanın bir kültür kurumundan birikmiş alacaklarını tahsil edemediği için binada gerekli tadilatın yapılamadığını, bu yüzden son işletmecilerinin çökme tehlikesi bulunan sinemayı daha fazla risk alamayarak kapatmak zorunda kaldıklarını da bilmez (ya da bilmezden gelirler). Üstelik Eyüboğlu’nun söyledikleri içinde belki de en önemlisi, Emek aynen korunurken yapılacak yeni salonlardan ikisinin bağımsız filmler gösterilmesi şartıyla bir sinema zincirine verilmesiydi.Bu bilgi ne hikmetse haberlere yansımadı.

Sinemamızda ciddi sorunlardan biri bağımsız filmlerin salon bulamaması. En bilinen örneği festivallerde ödüle doyamayan Tepenin Ardı filminin başına gelenlerdi. Film uzun süre sinema salonlarını elinde tutan büyük zincirlerin tekeli yüzünden seyircisiyle buluşamamıştı. Son olarak Onur Ünlü’nün Sen Aydınlatırsın Geceyi adlı filmi de ‘dağıtım’ sorunuyla karşılaştığı için farklı bir yöntemle seyirciye ulaşma yoluna gitti. Hal böyle olunca ‘sinema yıkıyor’ denilen bir yatırımcının yeni yapacağı salonların iki tanesini bağımsız filmlere tahsis edeceğini söylemesi -inanmayan inanmasın- bana son derece iyi niyetli bir yaklaşım gibi göründü. Keşke yeni yapılmakta olan diğer AVM’lerin (madem yapımına engel olunamıyor) sinema salonlarına da böyle bir şart koşulsa ve bağımsız sinemaya alan açılabilse...

Para piyesi bu akşam sahnede!

Bu yıl Türk edebiyatının en güçlü şair ve yazarı Necip Fazıl Kısakürek vefatının 30. yılında Konya’da geniş kapsamlı etkinliklerle anılıyor. İBB Şehir Tiyatroları’nda ise Üstad’ın ölüm yıldönümü olan bugün Para piyesi sahnelenecek. Haziran’daysa Uğur Işılak Üstad Senfonisi’ni İstanbullu müzikseverler için bir kez daha seslendirecek.

Antik kentimiz çok olunca...

Anadolu’nun tarihinin ne kadar zengin olduğu herkesin malumu. Antik kentler konusunda belki de en zengin coğrafyalardan birindeyiz. Bu bolluktan mıdır  bilinmez tarihi alanların kaderine terk edildiğini görüyoruz. Sözgelimi Düzce Konuralp’te bulunan Prusias Hypium antik kentinin kalıntıları, otlar arasında korunaksız, bir tabeladan bile yoksun şekilde ilgi bekliyor. 40 Basamaklar olarak bilinen antik tiyatrosu, İ.S. 1. yüzyıla kadar bu yöreye hakim olan Prusias döneminin sanatsal zenginliğini gösteren bir eser. Ancak sahnesi yıkılmış, oturma kademeleri ise yarı yarıya yok olmuş. Bölgenin yerel yönetimini üstlenenler bu tarihi zenginliğin farkında ancak antik kentin kültür turizmine açılması için ciddi bir çalışma ve bütçe gerekiyor.