Yulaf ününü hak ediyor mu?

Son yıllarda tüm dünyada sağlıklı yaşam trendleri önem kazandıkça pek çok kişi günlük beslenme programında farklı gıdalara yer vermeye başladı. Şekersiz, doğal tatlılar, yeşil renkli sebzeler, tam buğday unlu gıdalarla dolu mönülere artık hepimiz aşina olduk! Şimdi de sağlıklı yaşamı destekleyen beslenme programlarında yulaf karşımıza çıkıyor. Yıllardır hayatımızda ‘At yemi’ olarak nitelendirip beğenmediğimiz yulaf, geliştirdiği metotla tüm dünyada milyonlarca insana ulaşan ünlü Fransız doktor Pierre Dukan sayesinde popülerleşti. Beslenme mönülerinde sık sık kepeğinin kullanılmasıyla başlayan ‘yulaf trendi’, pek çok kişinin bu tahılı keşfetmesini sağladı. Öyle ki diyet yapan da sağlıklı beslenme programı uygulayan da hatta bebeğinin beslenmesine önem veren anneler bile yulafı kullanıyor. Peki ezmesi, unu, kepeği gibi pek çok çeşidi bulunan yulafı kimler tüketmeli, alternatif tarifleri nasıl olmalı? Merak edilen her şeyi uzmanlara sorduk...

Artık düz bir karnım var!

Beslenme uzmanları, diyetisyenler neredeyse herkese yulaflı ürünleri tavsiye edince sağlıklı beslenme alanında yazan bloggerlar da yulafa yer vermeye başladı. Onlardan biri  www.onelifebefit.com’un

sahibi Dilara Erdem. Yulafın özellikle Türkiye’de popüler olmasını Dukan diyetine bağlayan Erdem, temiz beslenme felsefesi sayesinde yulafın pek çok kişinin mutfağında yer bulduğunu söylüyor: “Önce yulaf kepeği, sonra ezmesiyle tanıştık. Uzun süre tokluk hissi sağlıyor ve kilo kontrolüne faydalı. Glisemik indeksi düşük bir besin, bu yüzden de kan şekerinin dengede tutulmasına yardımcı. Kahvaltıda tercih edildiğinde gün boyu kan şekerinizi dengeleyebilirsiniz. Egzersiz öncesi enerji veriyor, uzun süre tokluk hissi sağlıyor. Çoğunlukla yulaf ezmesini tüketiyorum. Bazen de un haline getirerek pankek ve omletlerde kullanıyorum. Yoğurt ya da süt içinde bir gece buzdolabında bekleterek hazırlanan yulafınızın üzerine dilimlenmiş muz, omega açısından zengin tohumlar veya ceviz, kuru dut gibi sağlıklı kuruyemişler ve bol tarçın ekleyip tüketebilirsiniz. Yulaflı ürünler tüketmeye başladığımdan beri daha düz bir karnım var. Eskiden sürekli acıkırken yulafın hayatıma girmesiyle artık açlık hissetmiyorum. Neredeyse çocukluğumdan beri çektiğim bağırsak problemlerinden de kurtuldum.”

Buğday ununun yerini tutamaz

Yıllardır hayatımızda varolan yulafı ‘Yeniden keşfettik’ desek çok da yanılmayız!  İç hastalıkları uzmanı Dr. Nafiz Karagözoğlu  da aynı görüşte. İnsanların elindekini kaybedip tekrar bulunca şaşırmak konusunda usta olduğunu belirten Karagözoğlu, yulafın buna çok güzel bir örnek olduğunu anlatıyor: “İnsanlık her geçen gün daha az hareket ediyor. Hareket etmeden, kilo aldırmayan gıdalar aranıyor. Yulaf gibi gıdalar hep vardı. Talep olunca ticari değer eklenerek pazarlandı. Kısa sürede de ‘Top 10’ listesindeki yerini aldı. Doğal, yeterli ve kaliteli beslenme için günlük olarak karbonhidrat, protein ve yağ içerikli gıdaları tüketmek gerekir. Yulafın içeriğinde bu üç gıda tipinden de var. Besin değeri, birinci derecede yüksek yağ içeriğine bağlı. Bir çorba kaşığı yulaf ezmesi 37 kalori. İçinde 6.3 gram karbonhidrat, 1.3 gram protein ve 0.7 gram yağ bulunur. Bir su bardağı yulaf ezmesi ise 492 kalori (kcal). Tek başına bir su bardağı süt ve bir su bardağı yulaf ezmesiyle bir öğün kaliteli beslenilebilir. Birçok vitamin ve mineral madde yulaf tanesi içerisinde kabuk ve embriyoda yer aldığından, gıdalara yulaf tüm tane olarak katılmalı. Ayrıca yulaftaki özel bir antioksidan olan avenan-thramides’in yüksek kolesterolün neden olabileceği kalp ve damar rahatsızlıklarını azaltabileceği bildiriliyor. Her gün olmasa da mutlaka hafta içinde en az üç öğünde, toplam bir su bardağı kadar yulaf ya da ezmesinin tüketilmesinde fayda var.”

Kolesterolü düşürüyor, kabızlığı önlüyor

100 gram yulaf 389 kalori. Aslında kalorisi çok düşük değil. Yulafın diyabetlilere ve kolesterolü yüksek olanlara iyi geldiğini belirten  beslenme danışmanı Dr. Yasemin Bradley, yulafın en önemli özelliğinin bu olduğunu söylüyor: “Yulaf diğer tahıllardan bu özelliğiyle ayrılıyor ama yine de mucizevi tahıl olarak nitelendirilmemeli. Piyasada yulaf unu, ezmesi ve kepeği olarak karşımıza çıkıyor. Kepek kısmı, aslında yulafın dış kabuğu. Yulafta beta glukan adlı bir madde var. Sağlık için çok faydalı olan bu madde, en fazla yulaf kepeğinde bulunuyor. Aynı zamanda yulafın lif oranı da çok yüksek. 100 gram yulafta 11 gram lif bulunuyor. Aynı zamanda liften zengin olduğu için formda kalmamızı sağlıyor. Diyabetliler için de özellikle çözünebilir lifler önemli. Yemekten sonra kan şekeri seviyesini kontrol etmeye yardımcı oluyor. Yağ oranı da yüksek bir tahıl. Hatta mısırdan sonra yağ oranı en yüksek olan ürün. İçindeki kalsiyum, demir, B6 vitamini ve özellikle magnezyum değerleri çok önemli. Diğer tüm tahıllardan çok daha fazla çözünebilir lif içeriyor. Bu yüzden kolesterolü düşürme özelliği çok yüksek! Kolesterol düşürücü etkiyi sağlamak için günde yaklaşık bir buçuk kase yulaf ezmesi tüketilmesi gerekiyor. Kabızlığı çözmeye de yardımcı. Yulafı daha kolay tüketmek için sütte ya da yoğurtta önceden bekletmeli. Ayrıca kek ve kurabiyelerde de yulaf ezmesi ve ununu kullanabilirsiniz.”