20 Nisan 2024 Cumartesi / 12 Sevval 1445

50 Yaşından Sonra Osteoporoz Riski Artıyor

Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aydın Özsaran Dünya Osteoporoz Günü nedeniyle açıklama yaptı.

İZMİR/STAR21 Ekim 2014 Salı 07:00 - Güncelleme:
50 Yaşından Sonra Osteoporoz Riski Artıyor
Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aydın Özsaran Dünya Osteoporoz Günü nedeniyle yaptığı açıklamada kadınların 50 yaşından sonra halk arasında kemik erimesi olarak bilinen ostreoporoz riski taşıdığını belirterek, korunmak için kalsiyum ve D vitamini ağırlıklı beslenmenin önemini vurguladı.
 
Kadınlarda daha çok menopoz sonrası artışı gözlenen osteoporoz erkeklerde daha az görülmekle birlikte 35 yaşından sonra kemik erimesinin başladığını belirten Prof.Dr. Özsaran korunmanın çocukluk yaşlarından itibaren başlaması gerektiğini belirterek çocukluk ve gençlik yıllarından itibaren genellikle kalsiyum bakımından zengin süt ve süt ürünleriyle beslenenlerin ve D vitamini alanların hastalığa yakalanma riskinin daha az olduğunu dile getirdi. Genetik yapısında osteoporoz riski taşıyanların hastalığa yakalanma olasılığının büyük olduğunu bu durumda olan bireylerin beslenmelerine çok dikkat etmeleri gerektiğini belirtti. Prof. Dr. Özsaran, "Kemik erimesi hastalığı omurgaların daralması, omurgaların yüksekliğinde azalma ve ileriki yaşlarda boy kısalmasına sebep olmaktadır.  Trabükel ağsı yapının kalsiyum eksikliği sonucu kemiğin basıklaşmasına bağlı olarak menopoz sonrası kadınlarda boy kısalığı, kamburlaşma ve felç riskleri görülebilir" dedi.
 
SİGARADAN KAÇININ
Prof. Dr. Özsaran ; "Sigara tüketiminin hastalığı olumsuz etkilediğini, bu hastalığa yakalanmamak için günde en az 10 dakika güneşli bir yerde yürüyüş ve günlük egzersizler yapılmalıdır. Kortizon kullananlar sigara içenler, uzun süre mide koruyucu hapı kullananlar en önemli risk gruplarını oluşturmaktadırlar. Kadınların menopoza girdikten sonra kemik yoğunluğu ölçümü yaptırmaları onların hastalığa yakalanma riskini azaltacaktır" diye konuştu.
 
SEBEBİ TEK OLMAYABİLİR
Osteoporozun tek başına bir hastalık olmadığını ve bir şeyin sonucu olduğunu dile getirdi. Prof. Dr. Özsaran, "Kemik yapısal olarak trabükel denilen ağsı bir yapıya sahiptir. İnsanların kemik yapısı yassı ve uzun kemiklerden oluşur. Yassı kemikler daha çok kaburga, omurga ve kafa kemiklerinde bulunur. Uzun kemikler ise daha çok kollar ve bacaklar da görülür. Bu ağsı yapının bir mantığı vardır. Bu mantık ise ağsı yapı kemiklerin elastikiyetini sağlayarak kemiğin ani kırılmasını engeller. Kemikler ana iskeleti meydana getirdiğinden dolayı yük binmektedir. Zaman içerisinde ve çeşitli hastalıklara bağlı olarak bu ağsı yapıdaki kalsiyumda birikme ve ağsı yapının gevşemesi ve zayıflaması söz konusu olabilmektedir. Kadın hastalıkları ve doğum açısından baktığımızda özellikle menopoz sonrasında kemik kütlesinde ciddi bir kalsiyumun kemik dışına göçüyle birlikte osteopeni denilen kemik yoğunluğunda azalma ve buna bağlı olarak osteoporoz denilen kemik erimesi ortaya çıkar. Kemiklerdeki yoğunluk azalması kırılma risklerini artırır. Yaşlılardaki kalça kemiği kırılması buna verilebilecek güzel bir örnektir" dedi.