25 Nisan 2024 Perşembe / 17 Sevval 1445

Kalp nakilli Melek taburcu oluyor

1 ay önce kalp nakliyle yaşama dönen Melek Özcan taburcu oluyor.Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Hastanesi’nde 1 ay önce Adana’da beyin ölümü gerçekleşen 6 yaşındaki çocuğun kalbi nakledilerek yaşama tutunan Melek Özcan (3) sağlığına kavuştu ve eve dönüş hazırlığına başladı.

İZMİR/STAR9 Nisan 2013 Salı 07:00 - Güncelleme:
Kalp nakilli Melek taburcu oluyor
Türkiye'nin en küçük suni kalp cihazı takılan hastası olan ve yaklaşık iki yıl nakil bekledikten sonra Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Öztekin Oto ve ekibinin başarılı ameliyatıyla hayata bağlanan küçük Melek, 1 ay gibi kısa bir sürede yürüyüp koşabilir duruma geldi. Tatlı bir heyecan yaşayan Melek, mutluluğunu, 1 yıldır yapay kalp cihazı organ bekleyen Yusuf Eneç, 2 yıla yakındır nakil bekleyen Orhan Dalmızrak ve babası Muhsin Özcan ile paylaştı.
DEÜ Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mehmet Refik Mas ve Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Öztekin Oto, Melek’in sağlık durumu ile ilgili süreci basın toplantısı düzenleyerek anlattı.
Başhekim Mas, “3 yaşındaki kızımız Melek’in kalp nakli 1 ay önce Prof. Dr. Öztekin Oto ve ekibi tarafından başarı ile gerçekleştirilmiştir. Bugün mutlu bir gündeyiz çünkü kızımızı çok sağlıklı bir şekilde taburcu ediyoruz. Bilindiği gibi hastanemiz ile ilgili kalp nakilleri ruhsatına sınırlılık getirilmişti. Halen iki hastamız daha nakil bekliyor. Sağlık Bakanlığı ile görüşmelerimiz devam ediyor. Nakil ruhsatını tekrardan gündeme alacaklarını biliyoruz. Nakillere başarıyla devam edeceğimize inanıyoruz” dedi.
Prof. Dr. Öztekin Oto, “Melek Özcan’a 2 yıl önce 7 kiloyken yapay kalp takmak durumunda kalmıştık. O dönemde hastamız, son dönem kalp hastalığının son aşamasına gelmişti. Yapay solunum aleti ile yoğun bakımda solutuluyordu. Bu ameliyat, hem Türkiye hem Avrupa için oldukça sınırlı sayıda yapılmış olan bir ameliyattı. Normalde 6 ay içerisinde kalp donörü bulunması ve nakil yapmamız gerekiyordu. Ama donör bulunamadı, yapay kalple iki yıl yaşatabildik. Bu da ayrı bir başarı oldu. Bu yapay kalple Avrupa’da en fazla yaşayan bebek Melek oldu. Konuşmayı, yürümeyi hastanemizde öğrendi. 7 kiloyken yürüyemiyordu. O yapay kalbi 1 ay önce çıkardık, Adana’dan bulunan kalple nakli gerçekleştirdik. Hasta enfeksiyon dengesini sağlayacak ilaçlarla son 1 ayını geçirdi şimdi taburcu olacak hale geldi. İki gün sonra babası ile memleketi Diyarbakır’a gidiyor. Onun hazırlıklarını yapıyoruz. 1 ay sonra da kontrole gelecek. O zamana kadar babasına İzmir’de bir iş bulmaya çalışacağız. Bundan sonraki süreçte doku reddi büyük ihtimalle çok az olacak. Zaten sorun yaşamadık. Ama enfeksiyon önemli bir sorun. Dolayısıyla enfeksiyondan korunabilması gerekir. Vücudun direncini kıracak ilaçlarla yaşatıyoruz. Vücudun direncini kırıyoruz ki, organı reddetmesin. Dolayısıyla o da enfeksiyona eğilimi artırıyor. O nedenle kontrollü bir çevrede yaşaması, kontrollere düzenli gelmesi gerekli. Ben bir toplantı nedeniyle 15 gün sonra Diyarbakır’a gideceğim. Ev koşullarını o zaman görmüş olacağım. 1998’de yaptığımız ilk kalp akciğer naklinde gidip ev koşullarını incelemiş, yardımcı olmaya çalışmıştık. Burada da sosyo ekonomik şartlar önem taşıyor. Melek dedesinin evinde kalacak. Özel bir odası olsun istiyoruz. Umarız iyi koşullarda olur. Çocuklarda biliyoruz ki sonuçlar aslında daha iyi. Vücut organı daha kolay kabul ediyor ve en önemli şey, kalp çocukla beraber büyüyebiliyor. 1 ay sonra geldiğinde bir biyopsi daha yapacağız, kalbinden örnek alacağız. Türkiye’de kalp akciğer naklinde ilkleri gerçekleştirmiş ve pek çok başarıyı elde etmiş bir kurum olarak bu sonuç ve bu tip çalışmalar bizim için hayal değil. Bakanlık bu konudaki engelleri kaldırırsa biz bu konuda hizmet etmeye hazırız.”
Baba Muhsin Özcan duygularını şöyle anlattı: “Melek’le beraber ben de 2 yıldır hastanede yaşıyorum. Şu anda eve gitmek hayal gibi geliyor. Melek burada büyüdü ve ev, aile ortamını bilmiyor. Nakil öncesindeki döneme göre şu anda çok çok mutlu. Eskiden en ufak şeye sinirlenir ağlardı, şimdi içinde bir sevinç var. Koşmak yürümek istiyor, ben bile tutamıyorum. 2 yıllık zamanın sonunda gelinen bu sonuca hala inanamıyorum. Hayallerimiz gerçek oldu. Emeği geçen herkesten Allah razı olsun.”