17 Mayıs 2024 Cuma / 10 Zilkade 1445

Kara Kıta Afrika’ya Türk İlgisi

Yamanlar Eğitim Kurumları Genel Müdürü Sabahattin Kasap'ın daveti ve organizasyonuyla gerçekleştirdiğimiz Güney Afrika ziyareti ile hakkında çok az bilgiye sahip olduğumuz pek çok gerçeklerle tanışma fırsatı bulduk.

AHMET KAPLAN14 Mart 2013 Perşembe 07:00 - Güncelleme:
Kara Kıta Afrika’ya Türk İlgisi
Hürriyet'ten Deniz Sipahi,Milliyet'ten Hamdi Türkmen, Akşam'dan Ufuk Türkyılmaz, Posta'dan Bülent Zarif, Zaman'dan Vahit Yazgan, Habertürk'ten Osman Gençer, Ben TV ve Gazetesinden Erol Yaraş gibi gazetelerin Ege Bölge Temsilcilerinin ve Özel Yamanlar Eğitim Kurumları Karşıyaka Fen Lisesi Müdürü Şakir Ural'ın eşlik ettiği Güney Afrika ziyareti çok faydalı oldu.
İzmir-İstanbul, ardından Johannesburg aktarmalı Cape Town eyaletine yaklaşık 16 saatlik yolculuk sonrasında ulaştık. Güney Afrika son yıllarda kara kıtanın en dikkat çeken ülkesi oldu. Dünyanın en demokratik anayasası ve gösterdiği gelişimiyle kara kıtanın en çok konuşulan ülkesi.
Uzun yıllar İngiliz sömürgesi olan Güney Afrika'da hayatın her alanında bu ülkenin etkisi var. Trafik İngiliz usulü sağdan çalışıyor. Gelir eşitsizliği korkunç derecede çok yüksek. Beyazlar hep zengin, zenciler ise çoğunlukla fakir. Bu nedenle de güvenlik önemli bir sorun olmuş. Yönetim şekli başkanlık ve eyalet sistemi. Dünya altınının yüzde 60'ını bu ülke karşılıyor. Yasama, yürütme ve yargı erglerinin olduğu Cape Town, Johannesburg, Pretoria gibi 3 ayrı başkente sahip. Ülkede yabancılar olarak çoğunluğu İngiliz, Hollanda, Portekiz Yunan, Alman ve Yahudiler yaşıyor. 50 milyon toplam nüfusun içinde Müslüman oranı yüzde 4.
Ülkenin en büyük sorunlarından biriside sağlık sorunu. Özellikle Aids sorunu çok yaygın. Şu an kayıtlı 5 milyon Aids'li kişi bulunduğu söyleniyor. Ülkede her dört kişiden biri Aids. Ülkenin Cumhurbaşkanı Aids konusunda ulusal mücadele programı başlatmış.




CAPE TOWN
Programımız Güney Afrika'da ilk durağımız olan Cape Town'dan başladı. Okyanusa sırtını dayayan kentte Akdeniz iklimi hakim. Cape Town, Güney Afrika Cumhuriyeti'nin en büyük 3 büyük şehrinden, aynı zamanda da üç başkentinden birisi. Güney Afrika'nın yasama kenti olan Cape Town'da 1 milyon Müslüman yaşadığı, toplam nüfusun ise 4.5 milyon civarında olduğu belirtiliyor. Şehirde yaklaşık 200-300 Türk yaşıyor.
Kentte Green Point bölgesi yeşil alanı yoğun olan beyazların bölgesi. Sea Point yüksek binaların yoğunlaştığı kentin eski yerleşim bölgesi. Okyanusa bakan kentte her yıl 3-4 insan köpek balığı saldırısı sonucu hayatını kaybediyor. Cape Town Güney Afrika'nın en çok yabancı millet barından kentlerinden birisi. Kentte 100 bin Yahudi yaşadığı söyleniyor. Güney Afrika'da yönetim beyazlardan siyahlara geçince beyazların büyük bir yaptıkları zulümler nedeniyle karşılık görme endişesiyle çoğunluğu ülkeyi terk etmiş ama sonrasında bir kısmı geri dönmüş. Boşalan beyaz nüfusun yerlerini ise büyük çoğunlukla Yahudiler doldurmuş. Yahudiler ülke genelinde ticarette çok etkinler. Marketler zinciri başta olmak üzere ülke perakendesinin yüzde 51'ine, tek başına bir Yahudi hakim. Sadece perakende değil, emlak ve finans piyasasına da Yahudiler hakim olmuş.

TÜRK BAKLAVASI GÜNEY AFRİKA'DA
YUNAN BAKLAVASI OLMUŞ
150 yıl önce kente yerleşen Yunanlılar da etkin konumdalar. Yunan salatası, hatta bize ait olan yoğurt, baklava ve lokum dahi Yunan menşei ürünleri olarak biliniyor. Bu milli ürünümüz restaurant zincirlerinin menüsünde “baklava” ismi ile Yunan mutfağına ait bir ürün olarak tatlılar kısmında yerini almış.

ÜMİT BURNU,
MASA DAĞI
Gezimizin başlangıç noktalarından birisi olan ve dünyanın yedi doğa harikasından biri olarak kabul edilen Masa dağına (Table Mountain) teleferikle çıktık. Teleferikle deniz seviyesinden 1600 metre yükseklikte olan dağın en yüksek tepesine çıkarken İzmir'in yıllar yılı bitirilemeyen teleferik ihalesi aklıma geldi. Dağın tepesinde alışveriş dükkanları ve kafeler faaliyet gösteriyor. Masa dağından Cape Town ve okyanus kuş bakışı harika görünüyor. Beyaz bir pamuk kütlesi gibi duran ve dağın üstünden hiç dağılmayan yoğun beyaz bulut kümeleri ilginç bir görüntü sunuyor. Unesco'nun dünya kültür mirası listesine aldığı ve 30 bin bitki türünün bulunduğu botanik bahçesi ve Akvaryum görülmeye değer yerlerden sadece birkaçı.
Cape Town'da önemli bir ziyaret noktamızda Ümit Burnu, Afrika kıtasının ve güneyde dünyanın adeta bittiği nokta. Atlas Okyanusu ile Hint Okyanusunu birleştiren Ümit burnu ziyareti bambaşka duyguları yaşatıyor. 1860 da yapılmış olan deniz fenerini ziyaret edip, ümit burnunda toplu hatıra fotoğrafı çekilmemek olmazdı. Tüm ekibimizle Ümit burnunda toplu hatıra resimleri çekildik. Cape Town'dan 250 metre yükseklikte. Atlas ve Hind okyanuslarının buluşma noktası. Muhteşem bir tabiat manzarasının hâkim olduğu Ümit Burnu ile dünyanın uç noktalarını keşfediyorsunuz. Ümit Burnunu, Penguenlerin yaşadığı Boulders Beach'i, binlerce fokun yaşadığı, fok adası inanılmaz bir deneyim yaşadığım yerlerin başında geliyor.


TÜRK İŞADAMLARINDAN AFRİKA ÇIKARMASI
TUSKON'un önderliğinde iş adamaları ticari bağlantılar için Güney Afrika seferine çıktılar. ANKİSAD gibi çok sayıda iş adamı derneklerinin katıldığı Güney Afrika iş gezisinin Cape Town ayağında Güney Afrika Kalkınma Ajansı, Cape Town Ticaret Odası ve SATBA-Güney Afrika Türk İşadamları Derneği desteğiyle organize edilen programa ilgi büyüktü. Toplantıya Güney Afrika Bayındırlık Bakanı Geoff Doidge'de katıldı. Bakan burada Türk gazetecilere yaptığı açıklama da iki ülke ilişkilerine verdikleri önemi dile getirdi. Güney Afrika Bayındırlık Bakanı Türkiye ile iyi ilişkileri daha da geliştirmek istediklerini dile getirerek, ilişkilerimizi ilerletmek için hem bizim hemde Türk hükümetine önemli görevler düşüyor. Ülkemizde Türkler'e büyük fırsatlar var. Türkler buralarda güzel işler yapıyor. Özellikle iki ülke arasında tarım konusunda önemli ilişkiler geliştirmek zorundayız. Sadece tarımla kalmayıp tekstil, makine yedek parçası, mutfak gereçleri, soğuk hava depoları, konusunda da ikili işbirliğimizi artırmalıyız. Son dönemlerde ki en büyük ilişkileri eğitimde gerçekleştirdik.Türkiye'ye diğer ülkelerden çok dana sıcak bakıyoruz. Ben bakan olarak Türkiye ile ilişkilerin geliştirilmesi için her türlü çabayı sarf ediyorum”açıklamasında bulunuyor.
Türk iş adamları Cape Town'da düzenlenen toplantıda yapılan ikili görüşmelerden mutlu ayrıldı. Güney Afrikaya narenciye, otomotiv yedek parçası, inşaat malzemesi, tekstil ve özellikle battaniye konusunda ikili anlaşmalar yaptılar. Ayrıca paketleme ve soğuk hava deposu konusunda anlaşmalar yapıldı. Türk işadamları bu tür iş ziyaretlerini bundan sonra da sürdüreceklerini önemli bağlantılar gerçekleştirdiklerini açıkladılar

CAPE TOWN'DA TÜRK OKULU
Cape Town'dan ayrılmadan önceki durağımız ise bir Türk Koleji idi. Ülkemizden binlerce kilometre uzakta fedakar insanların özverileriyle açılan ve burada ülkesinden uzakta gurbette eğitim gönüllülerinin oluşturduğu tabloyu görüpte duygulanmamak mümkün değil.

1999 yılında kurulan Star International School okulunda okuyan öğrencilerin yüzde 50'si orada yaşayan Müslümanların çocukları iken, yüzde 50'si ise diğer dinlere mensup. Okul öğrencileri ülke genelinde yapılan yarışmalarda hep üstün dereceler elde ediyor. 2009 yılında ülke genelinde yapılan yarışma da en iyi metrik öğrencisi de bu okuldan çıkmış. Star okuyunda 408 öğrenci eğitim görüyor. Her yıl matematik yarışması yapıyorlar. Ülke tarihinde ilk kez Türk kolejinde okuyan bir zenci öğrenci matematik yarışmasında dereceye girmiş. 2011 yılında Durbanda ki Türk Koleji de ülke genelinde en iyi okul seçilmiş. Star Kolejinde okuyan tüm öğrenciler üstün başarı ile üniversiteye girme başarısını göstermiş. Türk koleji başarısıyla kısa zamanda Cape Town'da bir farkındalık oluşturmuş. Okul'u genişletme kararı alan okul yönetimi 18 dönüm alan üzerine 3 katlı 2015 yılında eğitime açılacak bir okul yapımı için çalışıyor. Eyalet Milli Eğitimi de okulların açılması için destek veriyor. Okul Müdürü Mahmut Özer ve Genel Müdür Celal Çağlak ülkelerinden uzakta burada özveriyle çalışıyorlar.

GÜNEY AFRİKA DA BİR OSMANLI ALİMİ
Burada yaşayan Müslümanlara dinlerini öğretmek için gönderdiği din alimi Ebubekir efendinin kabrini ziyaret ederek dua etme fırsatı bulduk. Ebubekir efendinin bundan yaklaşık 151 yıl önce Cape Town'da başlayan ilmi çalışmaları bütün kara kıtaya yayılmış. Çeşitli kaynaklara göre hikayenin başlangıcı Müslümanların dinini unutmaya başlaması üzerine, Osmanlı padişahı Abdülaziz'den dinlerini öğrenmek için bir Müderris isteğiyle başlıyor.

Cape Town Müslümanları, 1862′de Osmanlı halifesinden kendilerine İslam'ı öğretmek ve anlatmak üzere bir alim gönderilmesini istiyorlar. Ahmet Cevdet Paşa'nın araştırmaları sonucu bulduğu Ebûbekir Efendi'nin Güney Afrika'ya gönderilmesine karar veriliyor. Ebûbekir Efendi, 1862′de İstanbul'dan ayrılarak, uzun ve meşakkatli bir yolculuktan sonra 1863′te Cape Town'a ulaşıyor. Kısa sürede okullar açan Ebûbekir Efendi, Cape Town'a 300′den fazla öğrenci toplayarak Kur'an-ı Kerim, Arapça, Türkçe öğretti ve dini kitaplar okuttu. Birçok önemli dini kitabı, altı ayda hızla öğrendiği Cava Malaycası'na çevirip, eliyle çoğaltarak öğrencilerine dağıttı. Ebûbekir Efendi'nin çalışmaları 1870′lerde Güney Afrika'nın her tarafına yayıldı. Ebûbekir Efendi, hafızlığını tamamlayan ve ilmî yeterliliğe sahip öğrencileri, ilmî çalışmalarda bulunmaları için ülkenin çeşitli yerlerine gönderdi. Yetiştirdiği öğrenciler Cape Town'dan başka Port Elizabeth, Johannesburg, Kimberley, Durban hatta Mozambik'te bile Osmanlı okul ve camileri açıp, bütün Güney Afrika Müslümanları'na liderlik yaptılar. Camilerde hutbeler Osmanlı sultanları adına okundu. Ebûbekir Efendi, 1880′de Capetown'da 67 yaşında, arkasında altı çocuk bırakarak vefat etti. Cape Town'da Tana Baru mezarlığında defnedildi. Mezarı hâlâ ziyaret edilmektedir. Gazeteciler ekibi olarak ziyaret ettiğimiz bakımsız ve sahipsiz duran Ebubekir Efendinin kabri şimdi Türkiye'nin ilgisini bekliyor.

JOHANNESBURG'DA SELİMİYE CAMİSİ
Cape Town'dan sonra durağımız Johannesburg oldu. Johannesburg ülkenin en büyük kenti, 4 milyonu aşkın nüfusa sahip. Altın madenlerinin keşfedilip işletilmeye başlanmasından sonra zenginleşmiş, ama zenginliğin eşit paylaşılmadığı, diğer bölgelerde olduğu gibi beyazların elinde.Madenlerden çıkarılan hafriyat nedeniyle toprak tepeler oluşmuş kentin çevresinde. Kentte 2 milyon insanın teneke evlerde yaşadığı belirtiliyor. Her yıl değişik Afrika ülkelerinden 250 bin kişi Güney Afrika'ya göç ediyor.
Burada bahsedilmesi gereken en önemli konu bir Türk girişimcisinin yaptırdığı cami ve külliyesi. Hayırsever iş adamı Ali Katırcıoğlu'nun yaptırdığı ve Edirne'deki Selimiye Camii'nin kopyası olan Nizamiye Külliyesi içen sadece bir cami demek eksik kalır. Bir sanat eseri olmuş adeta. Güney Afrika'da kısa sürede Uncle Ali olarak ün yapan Ali Katırcıoğlu hiçbir yerden yardım almadan kendi imkanları ile bu şaheseri2012 Ekim ayında açılışı yapılan Nizamiye Külliyesinin açılışına devlet başkanı Zuma katılmış. Başkan Zuma her yerde bu eseri örnek olarak veriyormuş. Muhteşem külliyeyi görmek için turistlerde özel olarak geliyor. İmam Hatip, Klinik, sanat galerisi, 200 kişinin aynı anda yemek yiyebildiği yemekhanesi gibi birçok özellikleri olan külliye görülmeye değer.
Lion Park safarisi, Gold Reef City ziyaret duraklarımız arasında yer aldı. Güney Afrika'nın 3 başkentinden birisi olan Johannesburg'a 70 kilometre uzaklıkta bulunan Pretoria'ya duraklarımız arasında idi.



Kenti dolaştıktan sonra Moonlight Türk Kolejini ziyaret ettik. Okul Müdürü Zafer Soyertaş bizi çok güzel karşıladı. Moonlight Türkçesi mehtap olan Okul'un 120 öğrencisi var. Beyaz- siyah hepsi bir arada okuyor. 2012 Ocak ayında açılan okul yeni dönemde 220 öğrenci kabul edecek. Öğrenciler seçilerek alınıyor. Maddi durumu iyi olmayan zeki öğrencilerde burslu okuyor. Ana okulundan lise düzeyine kadar eğitim veriliyor. Brezilya, Yunan, Lübnan, Mozambik, Malavi, Kamerun'dan öğrenciler geliyor. Diplomat çocuklarının da tercihi bu okullar olmuş.