28 Nisan 2024 Pazar / 20 Sevval 1445

Prof. Dr. Sabri Tekir 28 Şubat sürecini anlattı

Refahyol Hükümeti döneminde Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı olan İzmir Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sabri Tekir, 28 Şubat postmodern darbesine ekonomik açıdan bakmanın daha mantıklı olacağını söyledi.

İZMİR /STAR15 Mart 2013 Cuma 07:00 - Güncelleme:
Prof. Dr. Sabri Tekir 28 Şubat sürecini anlattı
İzmir Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Çarşamba Seminerleri, Refahyol Hükümeti döneminde Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı olan İzmir Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sabri Tekir'in "28 Şubat Süreci" değerlendirmesi ile devam etti. 28 Şubat sürecinin ideolojik boyutundan çok ekonomik boyutu ile değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Tekir, "Her on senede bir yapılan müdahaleler ülkemize çok şey kaybettirmiştir. Çıkar çevreleri, bu dönemde alınan ve ülke ekonomisini düze çıkaracak tedbirlerden rahatsız olmuşlardır" diye konuştu.

Prof. Dr. Tekir, "Denk bütçe uygulaması, kamu kesimi borçlanma gereğini azaltacak hatta bütünüyle ortadan kaldıracak 'kamu harcamalarında havuz sistemi', ülkenin 300 milyon dolarlık bir kredi için IMF'e her türlü tavizi verdiği bir dönemde yurtdışında atıl tutulan Döviz Tevdiat Hesapları'nın ülkeye getirtilmesi, hem iç hem dış borç ihtiyacını önemli ölçüde ortadan kaldırmıştır. Devlete yüksek oranlarda borç vererek geçinen rantiye kesimi, çıkar mekanizmalarının bozulmasından rahatsız olmuş, Türk Silahlı Kuvvetleri'nden bir grup subayı da kendi emellerine alet ederek hükümeti devirmeye teşebbüs etmişlerdir" dedi.

TÜRKİYE EKONOMİK AÇIDAN KISITLANMAK İSTENMİŞTİR
Türkiye'nin, Tanzimat'tan bu yana kamu kesimi borçlanma mekanizması yoluyla Batı'ya ve Batı ile çıkar birlikteliği içinde bulunan rantiye kesimine adeta haraç veren bir ülke konumunda olduğunu ifade eden Prof. Dr. Sabri Tekir, "Batı, Türkiye'yi bu borç mekanizması ve kaynaklar üzerindeki hâkimiyeti ile kontrol altında tutmaktadır. Türkiye'yi ekonomik yönden bağımsızlaştıracak, kaynakların verimli şekilde kullanımını sağlayacak, kişilikli bir dış politika uygulayabilme imkân ve gücünden mahrum tutulmak istenmektedir. Ama Türkiye bunu değiştirmelidir, buna da gücü yeter" şeklinde konuştu.