Trabzon’un Of ilçesinde orta gelirli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Dünyagöz Hastaneler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Eray Kapıcıoğlu, 1 yaşındayken ailesiyle birlikte İstanbul’a göç etti. 16 yaşında iş hayatına babasının açtığı nalbur dükkanında çalışarak başladı, şimdi ise Türkiye’nin ve dünyanın alanındaki en kapsamlı hastanesinin sahibi. 2015 sonunda 29 hastaneye ulaşmayı hedeflediklerini söyleyen Kapıcıoğlu, geçtiğimiz günlerde yaptığı 150 milyon liralık tahvil ihracının halka açılma öncesinde iyi bir prova olduğunu söyledi. Elde eline gelirin yarısını ikisi yurt dışında olmak üzere yapacağı 11 hastane yatırımında kullanacığını anlatan Kapıcıoğlu’nun bundan sonraki hedefi ise Erbil ve Bakü öncelikli olmak üzere yurt dışında hastane satın alarak büyümek.
Avrupa’nın göz alanında uzmanlaşmış en büyük hastaneler grubunun kurucususunuz. Dünyagöz’ü anlatır mısınız?
Altyapı ve kapasite olarak Türkiye’de ve dünyada alanımızda tekiz. Dünyada tek branşta 240 değişik ameliyatı aynı çatı altında yapabilen altyapıya sahip tek göz hastanesiyiz. 150 bin metrekare alana ulaştık. Bu rakam, yıl sonunda yeni yatırımlarla beraber 200 bin metrekare olacak. Yatırımların sonunda 18 olan hastane sayımız 29 olacak.
İş hayatına adım atmanızın hikayesini anlatır mısınız?
Ticaret hayatıyla 1971’de babamın Mecidiyeköy’deki nalbur dükkanında tanıştım. Nalbur dükkanında inşaat malzemeleri de satıyorduk. Zamanla işin içine toptancılık girdi ve ardından inşaatlara mal vermeye başladık. 1988 yılında inşaatı kendim yapmak istedim ve ilk işim olan villa projesinin ardından inşa ettiğim binada birkaç doktorla ortak hastane kurduk. Araya krizler girdi, ortaklıklar değişti. Birkaç hastane yatırımında yer aldım ama onlar ortaklıydı ve benim başka hayallerim vardı. Kendi hastanem, kendi doktorlarım olsun istiyordum. Öteki türlü hastanede, ameliyathaneleri, hasta odalarını, her yeri dışarıdan gelen doktorlar dolduruyor. Bir süre sonra hisselerimi devrettim.
Tekrar sağlık işine dönüşünüz nasıl oldu?
İnşaat işlerim devam ediyordu. Bir gün sevdiğim bazı göz doktoru arkadaşlar geldi. Türkiye’de hiç göz hastanesi olmadığını söyleyerek ortaklık teklif ettiler. Bu konuda ciddi bir araştırma yaptım ve sonuçta göz hastanesi kurmaya karar verdik. Böylece Türkiye’deki ilk göz hastanesini 1996’da açtık.
Yurt dışında yeni yatırımlar olacak mı?
Yurt dışında iki yatırımımız olacak. Erbil ve Bakü’ye gideceğiz ilk olarak. Sonraki aşamada İngiltere’yi de düşünüyoruz çünkü çok talep var oralarda. Oralardaki özelleştirmelere bakıyoruz hastane almak için. Yurt içinde de İstanbul’da Küçükçekmece, Ümraniye, Beylikdüzü’nde ve İzmir, Kayseri, Adana ve Şanlıurfa gibi şehirlerde Dünyagöz Hastaneleri’ni hizmete almayı planlıyoruz.
Geçtiğimiz günlerde 150 milyon liralık tahvil ihracı gerçekleştirdiniz... Bu size ne sağlayacak?
2015 yılında halka açılmayı planlıyoruz. Sermaye Piyasası Kurulu’ndan 200 milyon TL’lik tahvil ihracı için onayı aldık. Gerçekleşen 150 milyon TL’lik tahvil ihracına 200 milyon TL’nin üzerinde talep aldık. Tahvillerin yüzde 90’ını kurumsal, yüzde 10’unu ise bireysel yatırımcılar aldı. Elde ettiğimiz 150 milyon TL’nin yaklaşık yüzde 50’siyle Dünyagöz’ün rotatif kredilerini kapatacağız. Geri kalan kısmını ise yeni hastane yatırımlarımız için kullanacağız. Tahvil ihracı bizim için halka arz öncesi güzel bir prova oldu.
Çok önemli bir isimle lazerin mucidi Prof. Pallikaris ile işbirliği yapıyorsunuz...
Prof. Dr. Ioannis Pallikaris’in Girit Üniversitesi Rektörlüğü de var. Lazerin mucidi. Kendisi medikal direktörümüz oldu. 1 Eylül itibariyle haftanın bir günü de ameliyat yapacak. Kornea bankası kuracağız böyle bir projemiz var. Ayrıca göz arkası kanserli tümörlerin ameliyatını yapmaya başladık. Göz üniversitesine kadar gideceğiz.
Kuveytli bir fonla 3 yıllık bir ortaklık yapmıştınız, tekrar yeni bir evlilik düşünüyor musunuz?
2010’da Kuveytli fonla ortaklığımız vardı, 3 yıl sonra gittiler. Zaten anlaşmamız o şekildeydi. Türkiye’de şu anda alanında yüzde 100 yerli sermayeli tek biz varız. Çok ortaklık talebi geliyor ama biz yeni bir ortaklık düşünmüyoruz. Sadece Avrupa’da hastane yatırımları olan büyük bir yapı ile stratejik ortaklık yapabiliriz. Ama her koşulda büyük hissedar her zaman biz oluruz. Amacımız finansman sağlamak değil, Avrupa’ya açılmak.
Ciddi miktarda yabancı hastanız da var...
107 ülkeden hasta geliyor bize. 40 bin yabancı hastayı ağırladık geçen yıl. Bunların yaklaşık yüzde 80’i lazer tedavisi için Avrupa’dan geldi. Kalan yüzde 20’si ise İran, Irak ve Türk Cumhuriyetleri’nden. Doktorlarımız tecrübeli, teknolojimiz iyi. Fiyat avantajımız var.
Avrupa’da 3-4 bin euro arasında olan iki göz lazer tedavisi bizim sağlık turizmi paketimizle hastaya maliyeti; ameliyatı, uçağı, oteli, şehir turu dahil 2 bin-2 bin 200 euro arasında değişiyor.
Sokaktan hasta toplayan klinikler kör ediyor
Merdivenaltı çalışan klinikler büyük tehlike. Bunlar yüzünden insanlar gözlerini kaybediyor. İhtiyacı olmayan vatandaşları bile ‘ücretsiz göz muayenesi yapacağız’ diye kandırarak ameliyat masasına yatırıyorlar. O hastalar sonra bize geliyor ancak göz hasar gördükten sonra genelde yapacak bir şey kalmıyor. Hatta bunlar öyle ileri gidiyor ki, köy kahvelerine, kuran kurslarına kadar gidip insanları otobüslerle taşıyorlar. Bu konuda sürekli yazılar dilekçeler yazıyoruz. Bir yıl içinde bu kliniklerin temizleneceğini umuyorum. Çünkü hem insan sağlığıyla oynuyorlar, hem de maliyeyi ciddi ekonomik kayba uğratıyorlar. Bu konudaki hırsızlık ciddi boyutlara ulaştı.
Dar gelirliler için butik hastaneler kuruyoruz
1.7 milyon nüfuslu ilçelerimizde butik hastaneler açma kararı aldık. Küçükçekmece, Bağcılar, Beylidüzü, Ümraniye, Sultanbeyli, Sakarya’ya gideceğiz. Ayrıca Ankara, Konya ve Gaziantep de var sırada. Dar gelirliyi SGK anlaşmalı olarak buralarda tedavi edeceğiz. Çünkü bize ayda 250-300 kişi yanlış tedavi nedeniyle gözleri zarar gördüğü için geliyor. Bu tür zararları önceden önlemek için bu hizmeti vermeye karar verdik.