16 Nisan 2024 Salı / 8 Sevval 1445

13 şehit olayında korkunç ihmal!

Silvan'da 13 askerin PKK'lılar tarafından şehit edilmesiyle ilgili görülen dava için hazırlanan bilirkişi raporu mahkemeye sunuldu. Bilirkişi raporunda erden tabur komutanına kadar herkesin kusurlu olduğu belirtildi.

Felat BOZARSLAN/ DİYARBAKIR, (DHA) 27 Kasım 2014 Perşembe 07:00 - Güncelleme:
13 şehit olayında korkunç ihmal!
DİYARBAKIR'ın Silvan İlçesi'nde üç yıl önce PKK'lı teröristlerin 13 askeri şehit ettiği, 7 askeri yaraladığı saldırıyla ilgili bölgedeki 4 komutan hakkında, 'görevi ihmal' iddiasıyla Askeri Mahkeme'de açılan davanın duruşmasına devam edildi. Dosyaya sunulan bilirkişi raporunda, arazide görev yapan erden, tabur komutanına kadar tüm personelin yapmış olduğu hataların birleşmesi sonucu olayın meydana geldiği belirtildi.
 
Silvan İlçesi'nde 14 Temmuz 2011 günü 13 askerin şehit edildiği, 7 askerin de yaralandığı terörist saldırısında ihmalleri bulunduğu iddiasıyla Silvan 4'üncü Taktik Jandarma Alay Komutanı Albay M.M.T., 4'üncü Taktik Jandarma Tabur Komutanı Binbaşı M.Ş., 1'inci Bölük Komutanı Üsteğmen M.E.K. ve 2'nci Bölük Komutanı Üsteğmen N.E.'nin tutuksuz olarak yargılanmalarına, Diyarbakır'daki 7'nci Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşmaya tutuksuz sanıklar katılmazken, binbaşı M.Ş.'in avukatı Mehmet Ali Arslan hazır bulundu.
 
Duruşmada ilk olarak Jandarma Genel Komutanlığı'nda görevli 2 muvazzaf ve 1 emekli albayın tüm dosyayı inceleyerek hazırladıkları bilirkişi raporu okundu. Jandarma Kurmay Albay Mehmet Yılmaz, Jandarma Albay Yusuf Altunbulak ve Emekli Jandarma Albay Murat Başer'in hazırladıkları 17 sayfalık bilirkişi raporunda olayın öncesi ve ayrıntıları detaylı olarak anlatıldı.
 
KOMUTANLIK BİLGİ VE TECRÜBESİ KULLANILMADI
 
Birliklerin üs olarak seçtiği bölgenin çatışma sırasında savunma için uygun olmadığı belirtilen raporda, "Arazinin seçilmesinin nedeni, bölük komutanlarının erlerin yorgun ve uykusuz olduklarını belirterek tabur komutanına yaptıkları tekliftir. Olayda Tabur Komutanı tarafından, bölük komutanlarının yaptıkları 'Burada kalalım' teklifi, arazi yapısı, bitki örtüsü, görüş imkanları bakımından yeterince incelenmeden kabul edilmiş, komutanlık bilgi ve tecrübesi kullanılmamıştır" denildi.
 
KOMUTANLAR KONTROL GÖREVİNİ AKSATTI
 
Seçilen üs bölgesinin birliğin görevini yerine getirmesini sağlamadığı gibi, taktik açıdan da uygun olmadığı belirtilen raporda, "Tabur personelinin uygun tertiplenmediği, uyulması gereken kurallara uymadığı, disiplin ve lider zaafiyeti bulunması nedeniyle gizlilik kuralının ihlal edildiği, birliğin yerinin kolayca deşifre olduğu, komutanlarınca nezaret ve kontrol görevinin aksatıldığı değerlendirilmiştir" denildi.
 
"TERÖRİST VAR" İKAZINA RAĞMEN İSTİRAHAT EDEN ASKERLER UYANDIRILMADI
 
Askerlerin bulunduğu mevzilerin de incelendiği raporda, "Mevzilerdeki personelin uyarılara rağmen gerekli hassasiyeti göstermemesi nedeniyle, teröristlerin el bombası mesafesine gelene kadar görülmediği, dolayısıyla etkili gözetleme yapılmadığı anlaşılmıştır. Erken ikaz sistemleri tesis edilmemiş, birliğin gözetleyemediği alanların kontrolü sağlanamamış, teröristlerin 15-20 metreden el bombası atacak mesafeye yaklaşmasına izin verilmiştir. Telsiz dinleme ve kestirme yapılmış, elde edilen bilgiler arazideki birliklere iletilmiştir. Tabur yakın bir yerde teröristlerin bulunduğu ve eylem yapacakları yönünde ikaz edilmiştir. Teröristlerin geçmişte çoğunlukla akşam saatlerine yakın eylem yapmış olmaları, birlik komutanlarını yanlış değerlendirmeye yönlendirmiştir. İkazlara rağmen üs bölgesindeki tertiplenmede değişiklik yapılmamış, istirahat eden unsurlar uyandırılmamış, teröristlerin olası saldırısına karşı tedbir geliştirilmemiştir" görüşlerine yer verildi.
 
SEVK VE İDAREDE ZAAFİYET
 
Sıcak temas çıkmasından 21 dakika sonra üst komutanlıklara durum hakkında bilgi verildiği belirtilen raporda, "Bu durum etkin bir irtibat sistemi kurulamadığını, bilgilerin zamanında üst birliğe ulaştırılamadığını, sevk ve idarede zaafiyet yaşandığını göstermektedir" ifadeleri kullanıldı.
 
KOMUTAN VE ERLERİN HATALARI
 
Şüpheli Albay M.M.T.'ın sevk ve idarede sisteme uygun hareket etmediği belirtilen raporda, "Ast birliklerin durumuna ilişkin bilgileri üst komutanlıklara ulaştıramadığı değerlendirilmiştir" denildi.
 
Raporda şüpheli Binbaşı M.Ş.'in durumunu inceleyen bilirkişi heyeti, "Birliğini planda emredilen bölgeye götüremedi. Kendisine verilen emrin yerine getirilemediğini emri veren komutana iletmedi. Üs bölgesi seçimi esnasında taktik mülahazalara dikkat etmedi. Ast birlik komutanlarının tekliflerinin değerlendirilmesinde komutanlık bilgi, tecrübe ve otoritesini kullanmadı. Üs bölgelerinde alınması gereken tedbirlerin yeterli seviyede uygulanmasını sağlayamadı. Teröristlerin saldırı yapabileceği emareleri ortaya çıkmasına rağmen personelin ikaz edilmesi dışında mevcut tertiplenme ve emniyet tedbirlerinde değişiklik yaptırmadı. Nezaret ve kontrol görevini yeterince yapmadı. Temasla ilgili üst komutanlığa zamanında bilgi vermedi" ifadelerini kullandı.
 
Sanık Üsteğmenler M.E.K. ve N.E. ile yargılanmayan tim komutanlarının kusurlarını da değerlendiren bilirkişi heyeti, "Birlikleri planda belirtilen bölgeye götüremediler. Erken uyarı sistemi gibi tedbirler alınmasını sağlayamadılar. Ateş ve el bombası atışlarının etkisini azaltacak şekilde birliklerini arazide tertiplendiremediler. Nezaret ve kontrol görevini yeterince yapmadılar" ifadelerini kullandı.
 
KOMUTANLAR ASLİ KUSURLU
 
Erbaş ve erlerin üs bölgesinde uymaları gereken kurallara uymadığı kaydedilen raporda şu görüşlere yer verildi:
 
"Bahse konu olayın, iç güvenlik harekatında sürekli uygulanması gereken taktik mülahazaların yerine getirilmesinde tabur ve bölük komutanlarınca yapılan hatalar sonucunda meydana geldiği, tabur ve bölük komutanlarının asli kusurlu olduğu, Alay Komutanı'nın ihmali bulunduğu değerlendirilmiştir. Küçük birlik komutanları ve tek er bazında gerekli hassasiyetin gösterilmemesi olayın meydana gelmesine katkı sağlamıştır. Somut olayın incelenmesinde olayın meydana gelmesi ve zayiat verilmesinin sebebinin bir veya iki kişinin yapmış olduğu bir eylem sonucu olmayıp, arazide görev yapan tek erden tabur komutanına kadar tüm personelin yapmış oldukları hataların birleşmesi suretiyle meydana geldiği vicdani kanaatine varılmıştır."