4 soruda tutanak sabotajı

İmralı’ya giden heyetin tuttuğu notların medyaya servis edilmesi çözüm süreci açısından değerlendirildiğinde planlı ve iyi çalışılmış bir sabotajdır. Oslo görüşmelerinin sızdırılması gibi…

Notlar, Öcalan’ın bugüne kadar sayısız kez dile getirdiği serbest atış görüşlerinden ibarettir.

Burası çok önemli… Notlardaki görüşler, iddialar ve hatta tehditler Öcalan’ın müzakere pozisyonunu yansıtmıyor. İstediklerini ifade etmiyor.

İstedikleri zaten taslak metinde bulunuyor ve bu metindekilerin notlarla hiçbir ilgisi bulunmuyor.

Öcalan, 3 milletvekiline verdiği mesajlarda bir anlamda “hava atıyor.” Yapmadıklarını yapmış gibi gösteriyor. Tabanına ve örgütünün şahin kanadına yatıştırıcı mesaj veriyor. Ucuza gitmediğini göstermeye çalışıyor.

Sorun da burada…

Notlar Öcalan’ın psikolojisi açısından okunduğunda sorun yok. PKK lideri, bugüne kadar birçok kez böyle gösterişli sözler sarfetmişti.

Ama, İmralı sürecinin ana hatları olarak okunursa bu noktada problem çıkıyor. Çünkü, İmralı’da olanlar o notlarda yazılanlar gibi değil.

Nitekim, BDP’ye gönderdiği mektupta da gerçek taleplerinin ne olduğu görünüyor. Mektupta yazdıklarıyla notlarda söyledikleri arasında uçurum görülüyor.

Bir önemli nokta da şu…

Görüşmede ber devlet yetkilisi de bulunuyor ve dolayısıyla Öcalan, vekillere söylediği sözlerin devlet tarafından da duyulduğunu bilerek konuşuyor. Yani, o sözlerin esasa yönelik olmadığının herkes farkında. Sözlerinin basına sızması muhtemelen en çok Öcalan’ı rahatsız edecektir. Bundan sonraki görüşmecilerin profilini de etkileyecektir.

Ayrıca… Notların sızdırılması heyetteki vekilleri de son derece güç durumda bırakıyor. Bazı sözler ve öneriler; Öcalan’ı etkilemeye yönelik baskılar görüşmeci heyetin çözüme karşı olduğu izlenimi veriyor.

Kim, neden sızdırdı?

BDP-PKK hattında herhangi bir noktada çözümü istemeyen kanadın sızdırması. Sızdırmayı vekillerin tuttuğu notların yayınlanmasının nasıl bir etki yapacağını pekala hesaplayanlar yaptı. Amaçları, çözümün yara alması ve zaman kazanmak. Nitekim, konuşmanın bir yerinde Kandil’in bazı adımlar atmak için 2 seneye ihtiyaç duyduğu da belirtiliyor.

Yapılan faaliyet gazetecilik mi?

Evet, gazetecilik. Ama sorumlu gazetecilik değil. Milliyet gazetesi, haber mi çözüm karşıtlığı mı sorusunda haberi seçerek gazetecilik yapmıştır ama böylelikle çözüm karşısında bir pozisyon almıştır. Bu gazetenin yönetiminde notların kendilerine neden sızdırıldığını ve yayınlandığında bunun hangi sonuçlara yol açacağını çok iyi bilen isimler var. Bunu ıskalamışlar… Dahası… Metin edisyon açısından son derece zayıf ve gazetenin Ankara Temsilcisi de bu yönden bir müdahale yapmadıklarını açıkladı. Bu durumda haber, tamamen sızdıranların istediği gibi yayınlanmış oldu. Milliyet gazetecilik yaptı ama bunu o kadar sorumsuz bir şekilde yaptı ki, sözgelimi iki gün önce kurulmuş bir internet sitesi de pekala aynı gazeteciliği yapabilirdi. Bu sıkıntılı durum bugün gazetenin Genel Yayın Yönetmeni'nin kendisini savunmaya çalışan yazısına da yansıdı. Gazete, sansasyonel ve temelde gerçeği yansıtmayan bir haber için çözüm karşıtlığı pozisyonunu tercih etmiş oldu.