25 Nisan 2024 Perşembe / 17 Sevval 1445

Gazeteci yazar Aytunç Altındal, son yolculuğuna uğurlandı

edavi gördüğü hastanede dün gece hayatını kaybeden gazeteci, yazar ve araştırmacı Aytunç Altındal'ın cenazesi, Şakirin Camisi'nde öğle vakti kılınan cenaze namazının ardından Karacaahmet Mezarlığı'nda toprağa verildi.

19 Kasım 2013 Salı 07:00 - Güncelleme:

Üsküdar Şakirin Camisi'nde düzenlenen törende taziyeleri, Aytunç Altındal'ın kızları Yonca Bayrak ve Emine Altındal, damadı Arif Bayrak ve ağabeyi Mehmet Serendi Altındal kabul etti.

Cenaze törenine eski Başbakanlardan Mesut Yılmaz, TBMM Başkanvekili ve MHP İstanbul Milletvekili Meral Akşener, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Eski Sağlık Bakanı Halil Şıvgın ve Altındal'ın yakınları ile sevenleri katıldı.

Cenaze namazı öncesi gazetecilere açıklamalarda bulunan Topbaş, çok değerli bir yazarı kaybettiklerini belirterek, Altındal'ın sevenlerine ve ailesine sabır diledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın adına da törene katıldığını dile getiren Topbaş, Altındal'ın farklı bir yazar olduğunu, bilineni değil bilinmeyeni, görüleni değil görülmeyeni araştırarak yazdığını, "komplo teorisyeni" olarak bilindiğini söyledi.

Topbaş, Altındal'ın ne söyleyeceğinin merak edildiğini, söylediklerinin dinlendiğini, tarzının çok farklı olduğunu anlattı.

 

- "Tekbirlerle gömülmek istedi"

 

Gazeteci-yazar Abdurrahman Dilipak, Altındal'ın tarihin yaşayan tanıklarından biri olduğunu, 1960'tan sonra Türkiye gündeminde sürekli fikir ürettiğini, tartışmalara yol açtığını, perdelerin gerisindeki, halkın gözü önünde olmayan olayları araştırdığını söyledi.

Süreç Dergisi'ni 1960 yılından sonra çıkarmaya başlayan Altındal'ın özellikle Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin arşivindeki, özellikle Avrupa ve Amerika'ya karşı olan bir çok belgeyi dergisinde yayınladığını, masonluk konusuna değindiğini kaydeden Dilipak, "Hep Türkiye'nin sinir uçlarında dolaşan bir insandı. Laikliği, Vatikan'ı tartıştı. Teolojik ve politik tartışmalara girdi" diye konuştu.

Dilipak, Altındal'ın ünlü kişilere danışmanlık da yaptığını kaydederek, son zamanlarda kendisinin biraz daha sessiz olduğunu, kansere yakalandığında İsviçre'de tedavi olmak istediğini, Türkiye'ye döndüğünde vefat ettiğini aktardı.

Altındal'ı 3-4 gün önce gördüğünü dile getiren Dilipak, şunları söyledi:

"Kendisi bana 'vasiyetimi hatırlıyorsun değil mi?' diye sordu. Ben 'evet' deyince 'Onu tekrarlıyorum. Müslüman kimliğimle, inanan insan olarak hatırlanmak istiyorum. Laiklik, seküler bir inanca sahip değilim. İnsanlar beni Müslüman olarak hatırlasın. Onun için tekbir sesleriyle uğurlanmak istiyorum' dedi."

Dilipak, ölümünün şüpheli olduğuna dair iddialar bulunan Altındal'ın çok şey bildiğini, böyle birisinin ölüm endişesiyle birilerine bir şeyler anlatabileceğinden endişe edenlerin olabileceğini, ancak bunun bir kanıta dayanmadığını söyledi.

 

- "Ölümü şüpheli"

 

Altındal'ın kızı Yonca Bayrak, babasının gösterdiği yönde, onunla manevi bağ kurabilen her Müslümandan, hayır dualarını esirgememelerini rica etti.

Babasının manevi yönünden de bahseden Bayrak, "şüpheli ölüm" iddialarına ilişkin, dün konuyla ilgili her şeyin söylendiğini, bundan sonra gelişme oldukça açıklama yapılacağını, kendilerinin üzerine düşeni en iyi şekilde yaptıklarını söyledi.

Babasının ölümünün şüpheli olduğunu vurgulayan Bayrak, "Aytunç hocaya zaten tanık olduğumuz, olmadığımız suikast girişimleri olmuştu. Ölümünü araştıracağız" ifadelerini kullandı.

Aytunç Altındal'ın ağabeyi Mehmet Serendi Altındal, kardeşinin kemoterapi tedavisi gördüğünü ve hastalıktan bu şekilde kurtulduğunu belirterek, ahirette buluşmak üzere kendisini uğurladıklarını söyledi.

Altındal, kardeşinin hastalık sürecinin hızlı ilerlediğini dile getirerek, kendisine "Ağabey bu kadar hızlı olmamalı" dediğini anlattı.

Daha önce beyninde virüs olduğu doktorlar tarafından söylenen kardeşinin ölümünün akıllara farklı şeyler getirdiğini aktaran Mehmet Serendi Altındal, ancak bunların sadece yorum olduğunu ifade etti.

Altındal'ın cenazesi, öğle vakti kılınan cenaze namazının ardından tekbirler eşliğinde Karacaahmet Mezarlığı'na defnedildi.