24 Nisan 2024 Çarşamba / 16 Sevval 1445

Arsenikli sular yeniden gündemde

Elazığ’ın merkeze bağlı Yurtbaşı beldesindeki içme suyu kuyularında arsenik oranının artış göstermesi bu elementin insan sağlığına etkisini yeniden gündeme taşıdı. Çevre mühendisi Prof. Dr. Ubeyde İpek, arseniğin insan sağlığına zararlarına dikkat çekti.

28 Ağustos 2014 Perşembe 07:00 - Güncelleme:
Arsenikli sular yeniden gündemde
Yurtbaşı beldesindeki içme suyu kuyularında arsenik oranının artış göstermesi bu elementin insan sağlığına etkisini yeniden gündeme taşıdı. Fırat Üniversitesi öğretim üyesi çevre mühendisi Prof. Dr. Ubeyde İpek, bu elementin bazı durumlarda insan sağlığına büyük zararlar verdiğini belirtti. Prof. Dr. İpek, "Arsenik problemi ülkemizin farklı yerlerinde problem olarak karşımıza çıkabiliyor. Bu problemin temel kaynağı tabii ki coğrafik yapı. Toprağın yapısı. Kayaçların yapısı ve benzeri aktiviteler işte tarımsal faaliyetler bunlarla içme sularında arsenik problemi karşımıza çıkabiliyor. Baktığımızda arsenik yeryüzünde geniş dağılımı olan doğal olarak bulunan bir element olarak biliyoruz. Tabi doğada az miktarda serbest halde az miktarda bulunsa da arseniğin bağlı olduğu kayaçlardan minerallerin ve madenlerin çözülmesiyle bu elementin ya da iyonlarının su ortamına geçmesi mümkündür. Ayrıca içinde çeşitli arsenik bileşikleri olabilen tarımsal koruma ilaçlarının tarımda kullanılmasıyla arseniğin sulara karışması çok kolay oluyor" dedi. "10 YIL SONRA OLUMSUZ ETKİLERİ ORTAYA ÇIKIYOR" Arseniğin toksit, yani zehirli bir element olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. İpek, "Bunun vereceği zehirlilik derecesi ya da toksit derecesi arsenik bileşiklerinin kimyasal ve fiziksel yapısına, alınan miktarına tüketilen gıda içerisindeki reaksiyonunu etkileyen elementlerin varlığına yaş ve cinsiyete bağlı. Yani yaş ve cinsiyet dediğimiz arsenikli suyu tüketen insanın yaş ve cinsiyetine bağlı olarak arseniğin zehirlilik durumu değişkenlik gösteriyor. Arsenik vücuttan kolaylıkla atılabildiği ve sağlığa etkili daha az önemli olduğundan tabi ki önemli de. Fakat inorganik arseniğe göre daha az önemli olarak karşımıza çıkıyor. İnorganik arseniğin giderilmesine yönelik de tabi arıtma yöntemleri uygulanıyor. Yani bir suyun içerisinde arsenik varsa o suyun tamamen kullanılamaz olduğu anlamına gelmiyor. Siz o suyu arıttıktan sonra arseniğin giderdikten sonra bu suyu halkın tüketimine verebilirsiniz. Hem içme suyu amaçlı hem de kullanma maksatlı bu suları arseniği giderildikten sonra tüketebilirsiniz. Yapılan çalışmalar 10 yılı aşkın sürelerde arsenikli suları üreten bireylerin tüketicilerin sağlıkları üzerinde bazı olumsuz etkilerini ortaya çıkabileceği, bazı kanser türlerinin ortaya çıkabileceği bazı kanser türlerinin ortaya çıkması için 20 yıl süreye maruz kalınması gerekir" diye konuştu. "ARSENİĞİ SUDAN UZAKLAŞTIRMAMIZ SÖZ KONUSUDUR" Arsenik taşıyan kaynakların su kaynağına gelmesinin önlenmesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. İpek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "İçme suyu teminini yapan birimlerin izleme işlemini çok iyi bir şekilde takip etmesi gerekiyor. Yani bugün işte konsantrasyonunuz 7-8 mikrogram ise 2 ay sonra bu değer standart bir değer üzerine çıkabilir. Yani o yüzden eğer mikrogram çıktıysa bu 10 mikrogramın üstüne çıkmayacağı anlamına gelmeyecektir. 10 mikrogram litrenin üzerindeki sularında içilmemesi tüketilmemesi son derece önemli. Bununla ilgili gerçekten su temini yapılacaksa 10 mikrogram litrenin üzerindeki sulardan istifade edilecekse o zaman mutlaka arıtma sistemleri yapılarak basit arıtma sistemleriyle arseniği gidermemiz söz konusudur. Tabi arseniği giderirken yönteme baktığımızda arsenik arsenit olarak bulunuyor genel olarak içme sularında artı üç değerindedir. Biz bunu sudan uzaklaştırabilmek için arseniği artı beş formuna yani arsenat formuna dönüştürebilmemiz şarttır. Biz dönüştürdükten sonra bunu bazı kimyasal çöktürme gibi proseslerle bunu sudan uzaklaştırmamız söz konusudur." "KUYU SULARI İÇME SUYU OLARAK KULLANILMAMALI" Vatandaşlara da uyarılarda bulunan Prof. Dr. İpek, kuyu sularının içme suyu olarak kullanılmaması gerektiğini ifade ederek, "Eğer suyunuz 10 mikrogram bölü litrenin üzerindeyse arsenik içeriyorsa bu suyu tüketmememiz veya kullanma amaçlı bu suları kullanmamamız gerekiyor. Tabi bunun takibini de orada ki belediyemiz işte belki diğer kamu kuruluşlarımız ve benzeri kurumların takip etmesi gerekiyor. Sanırım bu problemde Yurtbaşı’nda görülmüş. Standardın üzerinde bir değer rastlandığı için bu durum söz konusu olmuş ve konu gündeme gelmiş. Bunun takibinin izlenmesi gerekiyor. Halkımızın bu konuda bilgilendirilmesi birinci dereceden önemli olan önceliğimiz olarak da söyleyebiliriz" şeklinde konuştu.