25 Nisan 2024 Perşembe / 17 Sevval 1445

Barajda ölü bulunan kadın davasında üç müebbet çıktı

İzmir'deki Tahtalı Barajı'nda boğulmuş olarak bulunan kadını 'aile meclisi' kararıyla öldürdükleri iddiasıyla yargılanan üç sanığa, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi.

CİHAN13 Şubat 2013 Çarşamba 07:00 - Güncelleme:
Barajda ölü bulunan kadın davasında üç müebbet çıktı
2011 Temmuz ayında, Buca ilçesi Gediz semtinde bir evde kavga olduğu ve bir kadının kaçırıldığı ihbar edilmiş, olayı soruşturan polis, mobilya işçisi Nezih Adıgüzel (28), ağabeyi Fesih Adıgüzel (32) ve Hüseyin Anuk'u (30) gözaltına almıştı. Kaçırıldığı bildirilen üç çocuk annesi 26 yaşındaki Neslihan Adıgüzel, bir gün sonra Tahtalı Barajı gölünde boğulmuş olarak bulunmuştu. Olayla ilgili olarak eşi Nezih Adıgüzel, ağabeyi Hüseyin Anuk ve kayınbiraderi Fesih Adıgüzel hakkında, kasten adam öldürmek suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talebiyle dava açılmıştı. Soruşturmayı yürüten savcı, genç kadının ölüm kararını verdiklerini iddia ettiği aile üyelerinin de müebbet hapis cezasıyla yargılanmasını istemişti. İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün görülen karar duruşmasına tutuklu sanıklar Fesih Adıgüzel, Nezih Adıgüzel ve Hüseyin Anuk, tutuksuz sanıklar Ahmet Adıgüzel, Abdullah Adıgüzel, Mahmut Adıgüzel, Bedran Adıgüzel ve Şeref Adıgüzel, tarafların avukatları ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı adına Av. Pınar Melli katıldı.

Öldürülen Adıgüzel'in eşi tutuklu sanık Nezih Adıgüzel, duruşmadaki ifadesinde olaydan bir gün önce ağabeyinin telefon ederek eşinin bir randevuevinde çalıştığını söylediğini, bunu ağabeyine telefonla bildiren kişinin Buca'da verdiği adrese gittiklerini, eşini oradan alarak annesinin evine bıraktıklarını öne sürdü. Önce boşanmak istediğini, daha sonra çocuklar olduğu için vazgeçip başka bir yere taşınmaya karar verdiğini belirten sanık Adıgüzel, ertesi gün eşiyle ev bakmaya gittiklerini, daha sonra eşinin, ablasına gideceğini söyleyerek dolmuştan indiğini, sonra da kaçırıldığı bilgisi geldiğini, bir süre sonra polis tarafından gözaltına alındıklarını, ertesi gün eşinin suda boğulduğunu öğrendiklerini söyledi.

Sanık Fesih Adıgüzel ise yengesi Neslihan Adıgüzel ile söz konusu durumu konuşmak üzere Menderes ilçesindeki Tahtalı Barajı civarına gittiklerini anlattı. Kayalıkların üzerinde otururken konuyu kimlerin bildiğini sorduğunu, bunun üzerine tartıştıklarını belirterek, 'Ben de sinirlendim. Bir an dövmek için yeltendim. O da ayağa kalkmıştı. Dengesini kaybetti ve suya düştü. Yüzme bilmem. Etrafta çalı çırpı bakındım, bulamadım. Gözümün önünde çırpına çırpına biraz daha ileriye doğru gitti. Çırpına çırpına öldü. Yanımda başka kimse yoktu.' dedi. Sanık Fesih Adıgüzel, olaya ilişkin bir aile meclisi toplantısı olmadığını, telefonla kimseden talimat da almadığını ileri sürdü. Duruşmada diğer sanıklar da suçlamaları reddetti.

Cumhuriyet Savcısı İbrahim Engin ise sanık ifadelerinin ardından okuduğu mütalaasında, üç tutuklu ve beş tutuksuz sanığın, töre saikiyle adam öldürmek suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını talep etti. Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Nezih Adıgüzel, Fesih Adıgüzel ve Hüseyin Anuk'u, indirim yapılmaksızın Türk Ceza Kanunu'nun kasten adam öldürme suçunu düzenleyen 82/1 maddesine göre ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Tutuksuz yargılanan beş sanık ise haklarında suç delili tespit edilmediği gerekçesiyle beraat etti.