19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

Başbakan Erdoğan :Bu Irkçı adaya buradan oy çıkmayacak

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Diyarbakır'da düzenlediği mitingde önemli açıklamalarda bulunurken, Ekmeleddin İhsanoğlu için 'Bu Irkçı adaya buradan oy çıkmayacak' dedi.

26 Temmuz 2014 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır İstasyon Meydanı'nda düzenlenen mitingde halka seslendi. Başbakan Erdoğan, konuşmasında Cumhurbaşkanı adayları Ekmeleddin İhsanoğlu ve Selahattin Demirtaş'a yüklendi.
 
 

Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Gezi olaylarının arkasındaki gerçek aktörleri sizler çok yakından tanıyorsunuz, 17 ve 25 Aralık darbe girişimlerinin arkasındakileri sizler çok yakından tanıyorsunuz. Faili meçhullerin arkasında kim varsa, işte bu saldırıların arkasında da aynı anlayış var. 1992'de, Nevruz'da 40 kişinin ölümünün arkasında kim varsa, 17 Aralık darbe girişiminin arkasında o var" dedi.

Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası kapsamında Diyarbakır İstasyon Meydanında düzenlenen mitingde vatandaşlara hitap etti.

Başbakan Erdoğan, konuşmasını yapacağı sahneye çıktığı an, sahnenin önünde "barış güvercinleri" bırakıldı.

Konuşmasına, "Yol arkadaşlarım Diyarbakır, kardeşim Diyarbakır, davam, derdim, hasretim Diyarbakır" diyerek başlayan Erdoğan, "Sizleri bir kez daha yürekten selamlıyorum, bir kez daha hasretle selamlıyorum ey Diyarbakır. Senin toprağına bereket katan enbiyayı, sahabe-i kiramı, evliyayı, tüm gönül dostlarını hürmetle selamlıyorum. Şanlı tarihini, senin surlarını, türbelerini, senin Mekke, Medine, Küdüs ve Şam'dan sonra bu coğrafyada nam salmış camilerini gönülden selamlıyorum" dedi.

Diyarbakır'ın ve Diyarbakırlılar'ın hüzünden, acıdan, kederden uzak kalması için Allah'a dua eden Erdoğan, Diyarbakır'da Gazze için muhteşem bir destek mitingi düzenlendiğini anımsatarak, Irak'taki, Suriye'deki, Mısır'daki, Filistin'deki mazlumların yanında durdukları için Diyarbakırlılar'ı tebrik etti.

Erdoğan, 30 Mart yerel seçimlerinde Diyarbakır'ın yüzde 35 ile AK Parti'ye desteğini sürdürdüğünü, AK Parti'ye sahip çıktığını ifade ederek, "Haksızlık karşısında eğilmediğiniz için sizlere teşekkür ediyorum. Pensilvanya ihanet şebekesinin tuzağını bozduğunuz için sizlere teşekkür ediyorum. Hakkın yanında durduğunuz, yeni Türkiye'nin, büyük Türkiye'nin yanında durduğunuz, bu kardeşinizin yanında durduğunuz için şükranlarımı sunuyorum" dedi.

Başbakan Erdoğan, 16 Kasım 2013 tarihinde Diyarbakır'da düzenledikleri toplu açılış törenine, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani ve 38 yıl sonra vatanına gelen Şivan Perver ve İbrahim Tatlıses ile katıldıklarını hatırlatarak, şöyle devam etti: "Değerli sanatçımız Şivan Perver 38 yıl sonra ilk kez vatanına, toprağına döndü. Sanatçımız İbrahim Tatlıses ile burada sizlere seslendi. Ne dediler; 'meğri' dediler, 'ağlama' dediler, 'ağlama kardeş, ağlama can, ağlama Diyarbakır' dediler. Diyarbakır o gün yine ağladı ama bu kez sevinçten ağladı. Diyarbakır umutla ağladı, kabına sığmadığı için yıllardır aradığı huzuru, kardeşlik iklimini teneffüs ettiği için ağladı. O gün inanın Trabzon ağladı, Antalya ağladı, İzmir ağladı. Diyarbakır ile birlikte televizyonlarının başında Ankara ağladı, Erzurum ağladı, İstanbul ağladı. İnanın o gün bizimle birlikte Erbil sevinç gözyaşları döktü, İslamabad, Kabil, Beyrut, Küdüs, Gazze, Şam sevinç gözyaşları döktü.

O güzel manzara, o kardeşlik manzarası, birlik, dayanışma manzarası herkesin yüreklerine umut ışığı yaktı. Bu umut verici tarihi manzaranın ardından ne yaptıklarını sizler de gördünüz. 81 vilayetin sevinç gözyaşlarından birileri rahatsız oldu, 77 milyonun kucaklaşmasından birileri ciddi şekilde rahatsız oldu. O malum medya, muhalefet partileri, malum çevreler Diyarbakır'daki bu kardeşlik fotoğrafından rahatsız oldular, bu kardeşlik manzarasını gölgelemek için uğraştılar. Yetmedi 17 Aralık'ta, 25 Aralık'ta yargı ve emniyete sızmış bir grup vasıtasıyla darbe girişiminde bulundular. En başta kardeşliğimizi, en başta çözüm sürecini hedef almak istediler. Gezi olaylarının arkasındaki gerçek aktörleri sizler çok yakından tanıyorsunuz, 17 ve 25 Aralık darbe girişimlerinin arkasındakileri sizler çok yakından tanıyorsunuz. Faili meçhullerin arkasında kim varsa, işte bu saldırıların arkasında da aynı anlayış var. 1992'de Nevruz'da 40 kişinin ölümünün arkasında kim varsa, 17 Aralık darbe girişiminin arkasında o var. Bütün bu karanlık güçler, AK Parti iktidarını nasıl çökertiriz bunun gayreti içine girdiler."

- "17 Aralık darbesinin içinde yer alanlar, kadim düşmanlarımızın birer kuklasıydılar"

Başbakan Erdoğan, iktidara karşı yapılan bütün operasyonlara karşı dik durarak, yola devam ettiğini belirterek, "17 Aralık darbesinin içinde yer alanlar, ülkemizin ve milletimizin kadim düşmanlarının birer kuklasıydılar. Biz, Pensilvanya ihanet şebekesiyle hesaplaştığımız gibi onların arkasındaki güçlerle de hesaplaşıyoruz" dedi.

Gezi olayları, 17 ve 25 Aralık darbe girişim arkasında eski Türkiye koalisyonunun bulunduğunu, bu koalisyonun Türkiye'yi eski günlere, faili meçhuller dönemine, çatışmalar dönemine, gençlerin kanının aktığı, annelerin gözyaşının aktığı dönemlere, Diyarbakır zindanından feryatların yükseldiği döneme götürmek istediklerini anlatan Başbakan Erdoğan, "Allah'a hamdolsun bunu başaramadılar. Hesapların üzerinde hesap vardır, tuzakların üzerinde tuzak vardır. Rabbim kurulan bu tuzakları altüst etti, milletim 30 Mart'ta bu kirli tezgahları darmadağın etti. Fakat şimdi bir başka tuzak kurdular, o eski Türkiye koalisyonu bir kez daha ortaya çıktı, piyasaya sürdükleri cumhurbaşkanı adayıyla bir kez daha eski Türkiye hayali kurmaya başladılar. Kimin kiminle iş tuttuğunu, ittifak yaptığını siz daha iyi görüyorsunuz. Kürt kardeşlerimin sorunlarını yıllarca inkar eden, yıllarca bu topraklara, inançlara zulüm uygulayan, her darbenin arkasında duran, işte şimdi yine sahnede" diye konuştu. Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Kürt kardeşlerimin sorunlarını yıllarca inkar eden, yıllarca bu topraklara, kimliklere, inançlara zulüm uygulayan, her darbenin arkasında duran CHP sahnede. Milliyetçiliği ırkçılık olarak anlayan MHP sahnede. Gerilim siyasetinden medet uman, kandan, gözyaşından medet uman HDP sahnede. 10 yıllardır manşetlerinden ırkçılık akan, kan akan, şiddet akan medya yine sahnede. İstanbul'dan ötesini bilmeyen, Anadolu'nun, Trakya'nın derdini hiç anlamayan bazı işverenler sahnede. Onlarla birlikte hayatı fitneyle geçmiş, hayatı ayrımcılıkla, ispiyonla, adam satmakla, sırttan adam hançerlemekle geçmiş, ırkçı Pensilvanya sahnede. Bunlar bir araya geldiler. Ne kadar ırkçı varsa, bu ülkede kardeşliğin ne kadar düşmanı varsa bir araya geldiler. Çatışmalardan, zulümden, yasaklardan, işkencelerden medet uman ne kadar odak varsa, şu anda yine bir araya geldiler" dedi. Başbakan Erdoğan, CHP ve MHP'nin ortak bir aday çıkardığını anımsatarak, ''Türkiye'yi tanımayan, bilmeyen, Türkiye'nin sorunlarından hiç haberi olmayan bir aday. Bu aday nereye gitse oraya göre konuşuyor. CHP ve MHP'ye çok kısa zamanda uyum sağladı. Batıya gidiyor, ulusalcı oluyor. Başka bölgelere gidiyor, ırkçı oluyor. Doğuya, güneydoğuya geliyor, buranın nabzına göre şerbet vermek istiyor ama şerbeti yok. Hacıbektaş'a gidiyor, din derslerinin zorunlu olmasından şikayet ediyor. Hani diyorlar ya işte 'dini yanı da var.' E niye zorunlu din dersinden rahatsız oluyorsun?'' dedi.

- ''O dergiyi elinde tutarak içinde olanı dışarıya aksettirdi''

Diyarbakırlılar'a özellikle bir fotoğraf karesini hatırlatacağını belirten Erdoğan, şöyle konuştu: ''İstanbul'da bu aceminin eline bir dergi (Türk Solu) tutuşturdular. Duydunuz değil mi? Gördünüz. Bu monşer aday, kendisini destekleyen o dergiyi aldı, o dergiyle poz verdi. Şimdi ben Diyarbakır'da o rezil derginin bazı kapaklarını sizlere birkez daha hatırlatacağım. CHP ve MHP adayının elinde tuttuğu o derginin kapaklarında ne vardı biliyor musunuz? 'Kürt sorunu yoktur. Kürt istilası vardır.' Bu dergide, işte bunu kapak yaptılar. Açlık grevi yapanlara 'Açlıktan geberin' diye kapak yaptılar. 'Devlet Dersimliler'den değil, Dersimliler devletten özür dilesin' diye kapak yaptılar. CHP Genel Müdürünü ve annesini aşağılayan kapak yaptılar. Merhum Said-i Nursi'yi, merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nu tahkir eden, orduyu darbeye çağıran, şahsımın da idamını isteyen kapaklar yaptılar. İşte bu monşer aday çıktı, bu ırkçı, faşist, kendini bilmez dergiyle poz verdi. Sanmayın ki hata yaptı. Sanmayın ki yanlışlıkla o dergiyi eline aldı. Takdiri ilahi. Zihninde, beyninde, ruhunda ne varsa, işte o dergiyi elinde tutarak, içinde olanı dışarıya aksettirdi. Şecaat arz ederken, sirkatin söyledi. Ben inanıyorum ki Diyarbakır'dan bu ırkçı adaya, bu omurgasız adaya hiç oy çıkmayacak. Ben inanıyorum ki doğu ve güneydoğu, bu ırkçı adaya gereken cevabı zaten verecek.''

- ''Biz siyasi Kürtçü değiliz''

Irkçı olmadıklarını vurgulayan Erdoğan, ''Biz siyasi Kürtçü değiliz. Siyasi Türkçü de değiliz. Biz Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Romanıyla, Gürcüsüyle, Abhazasıyla, Boşnağıyla bütün yaradılmışları Yaradandan ötürü seviyoruz'' dedi.

Erdoğan, ''Son zamanlarda hayret ettim. Bahçeli 'Kürt kardeşim' demeye başladı. Ey Bahçeli, sen bugüne kadar 'Kürt kardeşim' demezdin. Fakat hamdediyorum öğrenmiş. Bu siyaset insana neler yaptırıyor. Öğrendi. Çünkü biz, 'inananlar kardeştir' diyerek, hiç ayrım etmeden baştan beri 'kardeşim' dedik'' diye konuştu.

HDP'nin de cumhurbaşkanlığı için aday çıkardığını hatırlatan Erdoğan, ''Bir kere bu HDP'nin cumhurbaşkanı adayı çıkarması Türkiye'de tesis ettiğimiz demokrasi ve özgürlük ortamının en bariz göstergesidir. O da nereye gitse ona göre konuşuyor. Dün bir konuşmasını dinledim. Çok enteresan. Aslında diyor, bizim adayımız diyor, hanım olmalıydı diyor. Hanım olmalıydı diyor. Sen hanım aday çıkardın da olmaz mı dediler. Çıkarsaydın, niye çünkü orada hanımlar var. Türkiye'nin nerelerden nerelere geldiğini görüyorsunuz'' dedi.

1980 yılında Meclis'in cumhurbaşkanı seçemediğini anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti: ''114 tur oylama yapıldı. Cumhurbaşkanı seçilemedi. Mardin Bağımsız Milletvekili Nurettin Yılmaz, o günlerde cumhurbaşkanı adayı oldu. Ne dediler biliyor musunuz? 'Bir Kürt cumhurbaşkanı mı olacak?' dediler. 12 Eylül darbesinden sonra Nurettin Yılmaz'ı Diyarbakır Cezaevi'ne aldılar. Cumhurbaşkanlığı adaylığını hatırlatarak günlerce ağır işkence yaptılar. Fakat daha sonra merhum Turgut Özal cumhurbaşkanı oldu. Demek olabiliyormuş.''

- ''Sen belki satılmış olabilirsin ama o anneler satılmış değil''

BDP, HDP için defalarca ''Doğu ve güneydoğunun CHP'si olmaya çalışıyor'' dediğini anımsatan Erdoğan, ''Evet bu HDP, aynen CHP gibi tek parti olmaya, tek parti zulmünü benim Kürt kardeşlerime uygulamaya çalışıyor. Farklı düşüneni sindiriyorlar, tehdit ediyorlar. Farklı yazanı, farklı söyleyeni dışlıyorlar. Milli değerleri, manevi değerleri, özellikle de bizim dini değerlerimizi her fırsatta tahkir ediyorlar.

Dağa zorla kaçırılan çocuklarının arkasından feryat eden annelere hakaret edecek kadar, onları rencide edecek kadar, insafsızlar, vicdansızlar. Anneler, evlatlar için yürekli, cesur bir eylem ortaya koyuyorlar. Peki bu HDP'nin cumhurbaşkanı adayı ne dedi? 'Bu anneler istihbarat tarafından kendilerine verilen ücret karşılığında o eylemi yapıyorlar' dedi. Sen belki satılmış olabilirsin ama o anneler satılmış değil, bunu böyle bilesin. İşte bunların annelere bakışı bu. Bunların gençlere bakışı bu. Bunlar annelerin sadece gözyaşını sever. Bunlar gençlerin sadece kanını sever. Bunlar dirileri değil, sadece ölüleri sever. Ben Diyarbakar'ın tüm yürekli annelerini kutluyorum. Buradan o annelere birkez daha selamlarımı gönderiyorum. Sadece o anneler değil, Diyarbakır'ın, doğu, güneydoğunun, tüm Türkiye'nin annelerinin bu kan tacirlerine artık itiraz etmesi gerekiyor.''

Başbakan Erdoğan, buradaki konuşmasında, HDP'nin CHP'nin izinden gittiğini, cumhurbaşkanı adayları belirlenirken, HDP Genel Başkanı'nın CHP'ye giderek görüşmeler yaptığını, sonra da ne görüştüğünü itiraf ettiğini belirtti.

Erdoğan, "CHP ile ittifak yapmak istemişler ama CHP kabul etmemiş. Eğer kabul etseymiş HDP, CHP ile ittifak yapacakmış. Bu, HDP seçmenine açıkça ihanettir. Bu ittifak girişimi, benim Doğulu, Güneydoğulu kardeşlerime hakarettir. Kim bu CHP? CHP, Kürt meselesinin mimarıdır, CHP, Dersim'in mimarıdır. CHP, kapanan camilerin, yıkılan türbelerin failidir. CHP, yasakların, baskıların, işkencelerin, faili meçhullerin, Diyarbakır Cezaevi'nin savunucusudur. CHP demek, ırkçılık demektir, zulüm demektir, ayrımcılık demektir. İşte HDP gitti, bu CHP ile ittifak arayışlarına girdi. Ne diyor HDP adayı? 'Birlikte dans edelim' diyor. İşte tam da CHP kafası, CHP zihniyeti budur. Diyarbakır'dan inşallah bu CHP kafasına, bu CHP zihniyetine de oy çıkmayacak" diye konuştu.

Diyarbakır'ın kendisine ihanet eden, hakaret eden CHP ile ittifak arayışına giren HDP'ye sandıkta gereken dersi vereceğini söyleyen Erdoğan, CHP, MHP ve diğer ulusalcı, ırkçı, ayrımcı partilere verilecek her oyun eski Türkiye'ye gideceğini, HDP'ye verilecek her oyun eski Türkiye'nin işine yarayacağını, şahsına verilecek her oyun ise çözüm sürecine destek olacağını vurguladı.

Başbakan Erdoğan şunları kaydetti: "Çözüm sürecinde ne var? Çözüm sürecinde annelerin gözyaşının dinmesi, dağa kaçırılan yavrularımızın ana ocağına gelmesi var. Artık dağda geleceği ne olacak bunu bilmeyenlerin kendi köyüne, mezrasına, evine dönmesi var. Çözüm sürecinde ne var? Barış, özgürlük, huzur, refah, birlik, beraberlik, kardeşlik var. Bunu biz başlattık. Milli birlik, kardeşlik ardından çözüm süreci dedik ve şimdi bunu yasal zemine oturttuk mu? Oturttuk. Şimdi bu yasal zeminle birlikte mevzuatı değiştiriyoruz. İnşallah bu mevzuatla birlikte. Ah ahh... Akşam 5'ten sonra kepenkler iniyordu. Şimdi 24 saat benim Diyarbakırlı kardeşim Diyarbakır'ın sokaklarında, caddelerinde. Diyarbakır'a hayat geldi.

Bizim gündemimiz farklı. 12 yılda Türkiye'yi çok farklı bir yere taşıdık. Bu mücadelemizi sürdürüyoruz. Kardeşlerim, millet çetelerle mücadele etti. Şundan emin olun kazanan millet oldu. Silahların değil, siyasetin konuştuğu bir Türkiye inşa ediyoruz. Kanın değil, gözyaşının değil, sıkılı yumrukların değil, fikirlerin konuştuğu bir Türkiye inşa ediyoruz. Herkesin birbirini anlamaya çalıştığı, geçmişin yaralarının sarıldığı, umutla geleceği aydınlık bir Türkiye inşa ediyoruz."

- "Hiçbir silah, hiçbir kurşun haklı bir fikirden etkili değildir."

Terörün yıllarca bu ülkede bir bahane, perde, vasıta olarak kullanıldığını vurgulayan Erdoğan, terörün varlığı üzerinden birilerinin güç devşirdiğini dile getirdi.

Terör ve bölünme korkusuyla milletin olağanüstü şartlara mahkum edildiğini, terörün bahane olarak kullanıldığını, faili meçhullerin, çetelerin üzerinin örtüldüğünü vurgulayan Erdoğan, çarpık, eksik bir demokrasiye milletin rıza göstermesinin istendiğine işaret etti.

Erdoğan, devlet içindeki çetelerin, terör bahanesinin arkasına saklanarak rutinin dışına çıktığına, hukuksuzluk yaptığına, cinayetler işlediğine dikkati çekerek, "Hiçbir silah, demokrasi ve hukuk içinde savunulan meşru talepten daha güçlü değildir. Hiçbir silah, hiçbir kurşun haklı bir fikirden etkili değildir. Şunu unutmayın kardeşlerim; yıllarca bu ülkenin efendisi, sahibi gibi davrananlar, Türkiye demokratikleştikçe, kaybettikleri hissine kapılıyorlar. Çözüm süreci ilerledikçe, kardeşlik pekiştikçe bazıları ellerindeki imtiyazların kaybolup gittiğini anlıyor. Şunu herkes bilsin; biz bu çözüm yoluna başımızı koyduk. Bedenimizi koyduk. Canımızı koyduk. Bu süreci, bu çözümü, kardeşliği baltalamak için önümüze çok engeller çıkardılar. Dimdik durduk. Arkamızda sizin olduğunuzu bilerek dik durduk. Sizin hayır dualarınız sayesinde dik durduk. Türkiye normalleşiyor. İnanın Türkiye'de her şey çok daha güzel olacak" diye konuştu.

- "Türkiye normalleşiyor"

Başbakan Erdoğan, 77 milyonun bu topraklarda, bu bayrağın altında bir, beraber ve birlikte olarak geleceği inşa ettiğini, "yeni Türkiye" diyerek 23 Nisan 1920'deki katılımcı, kardeş birbirine saygı duyan manzaranın yeniden çizildiğini vurguladı.

Türkiye'yi özüne, aslına, kuruluş ruhuna döndürdüklerini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: "Kimlikler, kültürler, klavyeler, diller üzerindeki baskıyı biz kaldırdık. Köylerdeki, mezralardaki, yollardaki baskıyı biz kaldırdık. Türkülerin, şarkıların, kitapların üzerindeki baskıyı biz kaldırdık. Düşüncelerin, siyasetin, gösteri hakkının üzerindeki baskıyı biz kaldırdık. Üniversitelere, okullara başörütülü olarak giremeyen yavrularımızın önündeki engelleri biz kaldırdık. Kur'an-ı Kerim öğretilmesini, siyeri Nebi öğretilmesini, onu seçmeli ders haline getirdik. Bütün okullarda artık bunu öğrenme imkanı var. Manevi değerlerin üzerindeki baskıyı biz kaldırdık. Türkiye normalleşiyor. Türkiye özüne dönüyor. Türkiye ilk Meclisteki ruha, heyecana, kardeşliğe kavuşuyor."

En son çözüm süreciyle ilgili yasayı Meclise getirdiklerine, yasalaştırdıklarına ve çözüm sürecinin zeminini daha da güçlendirdiklerine değinen Erdoğan, sürecin emin adımlarla ilerlediğini söyledi.

Erdoğan, 10 Ağustos'un, Türkiye için, iç ve dış politika için, ekonomi ve en önemlisi demokrasi için milat olduğunu belirterek, Türkiye düşmanlarının kaybedeceği, yeni Türkiye'nin kazanacağı bir seçime girildiğini dile getirdi.

Başbakan Erdoğan, "Ben Diyarbakır'ın, yeni Türkiye'nin tarafında, hakkın yanında duracağını biliyorum, çözümün yanında saf tutacağına gönülden inanıyorum" dedi. Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Filistin'de maalesef bu İsrail katliam, soykırım yapıyor. İsrail bir terör devleti olarak terör estiriyor. Onun için diyorum ki; 'zalimler için yaşasın cehennem.' 150'yi aşkın o yavruların ölümünü gördünüz değil mi? Annelerin ölümünü gördünüz değil mi? Dünya, Avrupa sessiz. Şu anda gerek özel temsilcilerim, gerek Dışişleri Bakanım devredeler, çalışıyoruz. Er veya geç, bu iş de yoluna girecek inşallah" dedi.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerini hatırlatan Erdoğan, "Diyarbakır'a soruyorum, çözüme 'evet' diyor muyuz? Kardeşliğe bir kez daha 'evet' diyor muyuz? Yeni Türkiye'ye 'evet' diyor muyuz? Türkiye'nin gücüne güç katıyor muyuz? Annlerin gözyaşlarını artık tamamen dindiriyor muyuz Diyarbakır? Gençlerin kanını artık tamamen durduruyor muyuz Diyarbakır? 10 Ağustos'ta mührü milletin adayına basıyor muyuz?" ifadesini kullandı.

Alandakilere, "Kim o aday?" diye soran Erdoğan, şöyle devam etti: "Maşallah Diyarbakır'da da bu iş bitmiştir. Diyarbakır 'tamam inşallah' diyor. Diyarbakır, Türkiye'nin gücüne güç katıyor. Allah sizden razı olsun. Burada, Diyarbakır'da bir kez daha söz veriyorum; sizin takdirinizle cumhurbaşkanı seçilirsem, çözüm sürecinin daha kararlı şekilde takipçisi olacağım. Sabotajlara karşı durdum, daha güçlü şekilde durmaya devam edeceğim. Tahriklere boyun eğmedim, daha da dik bir duruş sergileyeceğim. Türkiye'de kardeşliğe saldırı düzenleyen Pensilvanya ihanet şebekesiyle mücadeleyi daha güçlü sürdüreceğim. Yeni bir Türkiye'yi birlikte inşa edeceğiz. Hayallerin gerçeğe dönüştüğü bir Türkiye imar edeceğiz. Mevcut sorunların da aşıldığı bir Türkiye'yi birlikte kuracağız."

- "Şam'ın, Halep'in, Kudüs'ün, Ramallah'ın, Gazze'nin mazlumları sevinecek..."

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine iki hafta kaldığını hatırlatan Erdoğan, Diyarbakır'ın desteğinin çok önemli olduğunu bildirdi.

Diyarbakır'ın, İslam coğrafyasının beşinci Harem-i Şerifi'nin katkısının çok önemli olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Sen eğer 'evet' dersen bil ki sadece Diyarbakır değil, Erbil'de güç kazanacak. Sen 10 Ağustos'ta 'evet' dersen, Kerkük, Musul, Bağdat, Basra güç kazanacak. Sen 'evet' dersen, Şam'ın, Halep'in, Kudüs'ün Ramallah'ın, Gazze'nin mazlumları sevinecek. Sen öncüsün Diyarbakır. Üzerine düşeni biliyorum ki yapacak, tarihi sorumluluğunu yerine getireceksin. Sen eski Türkiye koalisyonuna geçit vermeyecek, inşallah yeni Türkiye'nin mimarlarından olacaksın" diye konuştu.

Diyarbakır'ın kendisinin nezdinde çok önemli bir yeri olduğunun altını çizen Erdoğan, Diyarbakır'a hakettiği eserleri kazandırmak için çok yatırım yaptıklarını söyledi.

- "3 milyon dekar araziyi sulayacağız"

Kente 12 yılda 15,5 katrilyon yatırım yaptıklarını dile getiren Erdoğan, "Neredeydi bizden öncekiler? Dİyarbakır'ın semtine uğramadılar, semtine" dedi.

Yatırımların kurumlara göre dağılımını da aktaran Başbakan Erdoğan, Atatürk Barajı'ndan sonra GAP'teki en büyük sulama projesi olan Silvan Barjı'nın yapımının devam ettiğini kaydetti. Erdoğan, "İnşallah 2016 sonunda bitiriyoruz. 6,5 katrilyona mal oluyor. 3 milyon dekar araziyi sulayacağız. Çiftçilerimizin cebine yılda bir katrilyon ilave para girecek. 300 bini aşkın kardeşimize burada iş imkanı doğacak, bu proje işsizlik probleminin çözümüne katkıda bulunacak" dedi.

Diyarbakır'a dev bir yatırımla sağlık kampüsü yaptıklarını belirten Erdoğan, kampüsün alt yapı çalışmalarının devam ettiğini bildirdi. Erdoğan, yatırımın tamamlanmasıyla Diyarbakır'ın sadece bölgenin değil, komşu ülkelerin de sağlık ihtiyaçlarına cevap vereceğini vurguladı.

Kente TOKİ kanalıyla 33 bin kişilik stadyum kazandıracaklarını ve yakında inşaatının başlayacağı müjdesini de veren Erdoğan, stadyumun iki yıl içinde tamamlanacağını söyledi.

Diyarbakır'ın ulaşımda altın çağını yaşadığını ifade eden Erdoğan, "Diyarbakır'a bizden önce 79 senede 44 kilometre bölünmüş yaptılar. 12 yılda biz 343 kilometre bölünmüş yol yaptık, farkımız bu. Diyarbakır Çevre Yolu'nun yapımı devam ediyor. 442 kilometre uzunluğundaki Diyarbakır-Şanlıurfa Otoyolu'nu yap-işlet-devret modeliyle hayata geçiriyoruz inşallah. Şu anda proje çalışmalarını tamamlıyoruz" açıklamasını yaptı.

Diyarbakır Havalimanı'nı baştan başa yenileyeceklerinin sözünü verdiğini anımsatan Erdoğan, mevcut terminal binasını genişlettiklerini, apron ve taksi yolunu yaptıklarını, yeni bir terminal binası yapmak için de "kolları sıvadıklarını" bildirdi. Erdoğan, "İnşasına başladık, inşallah önümüzdeki yıl sonunda bitiriyoruz. Amacımız, Diyarbakır Havalimanı'nı daha da büyütüp uluslararası statüye kavuşturmak" dedi.

Diyarbakır'ın, 2023 için çok önemli bir vizyon olduğunu vurgulayan Erdoğan, kente yatırımların artarak devam edeceğini söyledi.

Diyarbakır'ın manen de kendileri için çok önemli olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti: "El ele, omuz omuza vereceğiz inşallah bunları başaracağız. Biz partimizi kurduk yola çıkarken, birşey dedik. Ne dedik? 'tek millet' dedik. 'Tek bayrak.' Çünkü bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Bayrağımıza alternatif bir bayrak asla kabul edemeyiz. 'Tek vatan.' 780 bin kilometrekare ile tek vatan. Kim ki bu topraklar üzerinde operasyon düşünecek olursa karşısında bizi bulur. Dört, 'tek devlet.' Neymiş o parelel devlet. Nereden çıktı bu? Milli birliğimizi, milli güvenliğimizi tehdit eden her unsurun karşısındayız."

Alandakilerin "helal olsun sana" şeklinde sloganları üzerine Erdoğan, "Sizlere helal olsun, sizin bu aşkınız var ya, bu heyecanınız, bu coşkunuz var ya, evvellallah" dedi.

- İsrail'in Gazze saldırıları

İsrail'in Gazze'deki saldırılarına da değinen Erdoğan, şunları kaydetti: "Filistin'de maalesef bu İsrail katliam, soykırım yapıyor. İsrail bir terör devleti olarak terör estiriyor. Onun için diyorum ki 'zalimler için yaşasın cehennem.' 150'yi aşkın o yavruların ölümünü gördünüz değil mi? Annelerin ölümünü gördünüz değil mi? Dünya, Avrupa sessiz. Şu anda gerek özel temsilcilerim, gerek Dışişleri Bakanım devredeler, çalışıyoruz. Er veya geç, bu iş de yoluna girecek inşallah. Allah nasip eder, milletimin teveccühü ile sizin teveccühünüzle cumhurbaşkanı seçilirsem, Diyarbakır'da devam eden tüm yatırımların, tüm hizmetlerin takipçisi olacağım. Hiçbir hizmet, proje yarım kalmayacak. Cumhurun başı olmak kolay değil. Orada da koşacağız. Bizim işimiz eser üretmek."

İstanbul'da boğaz köprüsünün altından Marmaray'ın geçtiğini, 3. boğaz köprüsünde kulelerin yükseldiğini belirten Erdoğan, denizin altından ikinci bir tüplü geçişi Avrasya tüneliyle sağlayacaklarını, burayı da otomobillerin kullanacağını anlattı.

Çalışmaların Cumhurbaşkanlığında da devam edeceğini belirten Erdoğan, o nedenle 10 Ağustos'ta Diyarbakırlılar'ın desteğini beklediğini söyledi.

Erdoğan, "Siz 3 Kasım'da bu ülkenin makus talihini değiştirdiniz Türkiye şahlandı. 10 Ağustos'tan sonra da Türkiye'de yeni bir dönemin miladı olacak inşallah" dedi.

Vatandaşlardan mutlaka sandığa gitmelerini, yeni Türkiye'nin inşası için oy kullanmalarını isteyen Erdoğan, "Yarın çocuklarınıza torunlarınıza ne diyeceksiniz biliyor musunuz? 'Yeni Türkiye'nin kuruluşu için biz 10 Ağustos 2014'te tarih yazdık' diyeceksiniz. 'Halkın oylarıyla belirlenen bir cumhurbaşkanını biz seçtik' dieyceksiniz. 'Vesayete, statükoya son verdik' diyeceksiniz onun için 10 Ağustos seçimleri çok önemli" diye konuştu.

-Yola çıkacaklara uyarı-

Ramazan Bayramını şimdiden kutlayan Erdoğan, vatandaşlardan trafikte dikkatli olmalarını, uykusuz ve alkollü araç kullanmamalarını istedi.

Erdoğan, "Giden can sadece sizin canınız olmayacak. Aynı zamanda, siz alkollü olacaksınız alkolsüz nice otobüslerin maalesef devrilmesine vesile olacaksınız. İşte geçenlerde maalesef sevdiklerinden ayrılanlar oldu. İşte Bingöl-Diyarbakır yolunda tankerin devrilmek suretiyle 70 kardeşimiz, vatandaşımız maalesef yandı. Az önce aldığım bilgiyle 12 kardeşimiz ne yazık ki öldü" dedi.

Hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara şifalar dileyen Erdoğan, "Çok dikkatli olacağız. Şu trafik inanın terörde kaybettiğimizdan çok daha fazlasını bizden aldı. Onun için de bunun adı trafik terörü. Dikkatli olacağız. Bizi sevdiklerimizden mahrum bırakmasınlar. Yollardan acı haber almayalım" ifadelerini kullandı.

Başbakan Erdoğan, "Dualarınızda Filistin'i unutmayın, Gazze'yi unutmayın, Suriyeli mazlumları unutmayın. Allah bizi doğru yoldan ayırmasın. Allah bizi millete hizmet yolundan ayırmasın. Allah bizi utandırmasın, mahçup etmesin. Bize Allah yeter, bize millet yeter, bize Türkiye yeter" diye konuştu.

- Erdoğan, terör mağduru ailelerle görüştü

Erdoğan, miting için Diyarbakır Havalimanından ayrılışında "Erdoğan Gönüllüleri" arasından seçilen terör mağduru ailelerden bir grupla ayaküstü görüştü.

Mitinge Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ve AK Parti Diyarbakır ve çevre illerin milletvekilleri ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş katıldı.

Alanda açılan "Zalime Alp, mazluma Eren olan milletin adamı Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan, Allah yar ve yardımcın olsun", "Anadolu yiğidi, mazlumların ümidi" ve Türkçe-Kürtçe hazırlanmış, "Milletin adamı, başımız gözümüz üstüne / Ser Seran, ser çavan" pankartları dikkati çekti.

Hava sıcaklığının 40 derecenin üzerinde hissedildiği Diyarbakır'da, miting için gelen vatandaşlar, alan üzerine kurulmuş tesisattan, soğuk hava püskürtülerek serinletildi.

- Göğebakan için dua istedi

Başbakan Erdoğan konuşmasının ardından alandakilere kırmızı karanfil ve Diyarbakırspor atkısı dağıttı. Bu sırada sanatçı Murat Göğebakan'ın Başbakan Erdoğan'ın seçim kampanyası için bestelediği "Sağlam irade" şarkısı çalındı.

Erdoğan, Göğebakan'ın yoğun bakımda tedavi altında olduğunu hatırlatarak, vatandaşlardan dua etmelerini istedi.