20 Nisan 2024 Cumartesi / 12 Sevval 1445

Bülent Arınç'tan Taksim konusunda açık uyarı

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu sonrası açıklamalarda bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı...

AA21 Nisan 2014 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:
Bülent Arınç'tan Taksim konusunda açık uyarı
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Başbakanlık Yeni Bina'daki Bakanlar Kurulu Toplantısının ardından açıklamalarda bulundu, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Arınç, seçim sistemiyle ilgili çalışmalar konusunda, "Teşkilatımız, daraltılmış ve dar bölge sistemlerini görüşüyor" dedi.

Bakanlar Kurulu toplantısında, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'in kendi alanıyla ilgili bazı yönetmelik çalışmaları konusunda bilgi verdiğini dile getiren Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, bakanların katkısının da alındığı konunun tekrar görüşülmesi ve sonuçlandırılması yönünde talimat verdiğini söyledi.

Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın da Bakanlık konularıyla ilgili sunum yaptığını belirten Arınç, bu sunumda da Maliye Bakanı ve ilgili bakanlarla tekrar konuların müzakere edilmesi ve sonuçlandırılması talimatı verildiğini belirtti.

Arınç, toplantıda ayrıca iç ve dış olaylar konusunda da ilgili bakanların düşünce ve çalışmalarını Bakanlar Kuruluna sunduğunu ifade etti.

Bülent Arınç, yaptığı kısa açıklamanın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

CUMHURBAŞKANLIĞI KONUSU

"Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, 'Başbakanın köşke çıkması halinde, başbakan yardımcılarından birinin başbakanlık görevini üstleneceğini' ifade etti. Bu, Şahin'in kendi görüşü müdür ya da parti organlarında ya da bugünkü Bakanlar Kurulunda ya da başka bir platformda dillendirilen bir şey midir? Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de 'ileriye dönük bir siyaset planım yok' açıklamasını yaptı. Bunu değerlendirme fırsatınız oldu mu? Sizin görüşünüz ne bu konuda?" sorusuna, Arınç, şu yanıtı verdi:

BAKANLAR KURULU'NDA BUNU KONUŞMADIK

"Bunlar Bakanlar Kurulu gündemimizde yok. Sayın Mehmet Ali Şahin'in bugün sabah saatlerinde bir televizyon kanalındaki mülakatını ben de takip ettim. Şüphesiz soru soran kişi, Mehmet Ali Şahin beye soruyor. Partimizin Hukuk ve Siyasetle İlişkili Genel Başkan Yardımcısı olan önceki Meclis Başkanlarından değerli arkadaşımız da kendi özel düşüncelerini ifade ediyor. Bazı düşünceleri itibarıyla da benimle örtüştüğünü söylüyor. Şüphesiz bunu sormaya bile gerek yok. Konuşan Sayın Mehmet Ali Şahin'dir ve bunlar onun özel düşünceleridir. Eğer sorulması gereken bir konu varsa herhalde yine kendisine sormakta fayda olur.

Sayın Cumhurbaşkanımızın Kütahya'yı ziyaretlerinde söz konusu ettiği cümleleri bana cumartesi günü Bursa'da bulunduğum bir sırada arkadaşlarımız sormuşlardı. Ben de geniş bir açıklama yapmıştım. O geniş açıklamamın da medyada yer aldığını gördüm. O sözlerime de ilave edecek bir husus yok."

DARALTILMIŞ BÖLGE SEÇİM SİSTEMİ KONUSU

"Seçim sistemiyle ilgili bir çalışma olduğunu biliyoruz. Bu, gündeme geldi mi? O çalışma ne aşamada? Önümüzdeki günlerde Meclis gündemine gelmesini bekleyelim mi?" sorusunu Arınç, şöyle yanıtladı.

"Bakanlar Kurulu gündemimizde yoktu. Ancak bu konuyu biliyorsunuz Sayın Başbakanımız ve bazı ilgili bakan arkadaşlarımız seçim sistemi üzerinde bir çalışma yapıldığını ifade ettiler.

Ben de yine Bursa'da bir soru üzerine bu konudaki düşüncelerimi açıklamıştım. Olay şudur, bildiğiniz gibi 30 Eylül 2013 tarihinde bir demokratikleşme paketini açıklarken, Sayın Başbakanımız aynı zamanda muhalefetle birlikte tartışılmak üzere bir öneri getirmişti.

Türkiye'de mevcut sistem bildiğiniz gibi 20-30 yıldan bu yana yüzde 10'luk baraj sistemidir. Bu barajın kaldırılması, yerine başka bir seçim sistemi getirilmesi konusunda da tartışmalar olmuştur. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gidenler olmuştur. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de yüzde 10'luk baraj bütün siyasi partiler için eşit olarak düşünüldüğünden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ihlal edilmediği kanaatine varmıştır.

Ancak bu konuda bir gelişme olabilir. 'Biz düşüncelerimizi tartışmaya açalım ve ortak bir mutabakat bulursak, bu 3 seçenekten bir tanesini kabul edebiliriz' demişti Sayın Başbakanımız.

Bunlardan bir tanesi şüphesiz mevcut sistem, ikincisi daraltılmış seçim bölgesi sistemidir.

Yani diyelim ki Bursa 18 milletvekili çıkarıyor, 5'li veya 6'lı gruplamalarla bunu üç seçim bölgesinde çıkarmak... Diyelim ki İstanbul 80'in üzerinde milletvekili çıkarıyor, bugün 3 seçim bölgesidir. Oysa bunu 12-15 seçim bölgesine çıkarmak mümkün olabilir. 'Bu konu üzerinde ne düşünüyorsunuz' diye soruldu. Bir de bazı ülkelerde dar bölge sistemi vardır, yani milletvekilinin sayısı kadar seçim bölgesi yapmak...

Orada sıfır baraj ve çoğunluk sisteminin cari olmasıdır. Ne gariptir ki baraj üzerinde konuşanlar bu üç seçenek üzerinde hiçbir düşünce ifade etmediler. Biz anlıyoruz ki onlar iki seçim bölgesi sisteminin de kendilerine zarar vereceğini düşünerek bunlardan bir tercih yapmak noktasında değiller. Ancak biz o zaman işe vaziyet etmek ve bunu bir görev olarak almak durumunda kaldık."

1 AYLIK ZAMAN VAR

Şu anda teşkilatlarında, Seçim İşleri Başkanlığı'nda bu seçim sistemlerinden ikisi üzerinde bir çalışma yapıldığını belirten Arınç, "Daraltılmış bölge mi olmalı Türkiye gerçeklerine uygun, dar bölge sistemi mi olmalı. Çeşitli simülasyonlar üzerinde çalışılıyor ve bunun hem temsilde adalete hem de yönetimde istikrara yol açabilecek bir seçim sistemi, hangisi daha idealdir, hangisi daha gerçekçidir bunun çalışması yapılıyor. Şüphesiz bu çalışma bittiğinde Bakanlar Kurulumuza bir tasarı olarak bunu sunacaksak gelecektir. Teklif olarak gelecekse de Merkez Yürütme Kurulu'nda tartışılarak buna karar verilmesi ayrıca gerekebilir" dedi.

Arınç, eğer bugünkü seçim sistemi değişecekse, bunun mutlaka haziran ayına kadar kanunlaşması gerektiğine değinerek, şöyle devam etti:

"Çünkü Anayasamızın 67. maddesinin 2. fıkrası Türkiye'deki seçim sistemlerinin temsilde adalet ve yönetimde istikrara uygun olması bir, ikincisi de yapılacak seçimden en az bir yıl önce de kanunlaşması gerekiyor. Madem ki 2015 Temmuz ayında seçim yapılacaksa Türkiye'de bunun bir yıl öncesinden seçime yönelik bir değişikliğin yapılması mecburiyeti var. Bugün Nisan'ın 21'i ise önümüzde topu topu ancak yani yasalaşma sürecini dikkate alırsak 1 aylık bir zaman var. Bu çalışmalarımızın ne zaman bittiğini ve hangisi üzerinde karar kıldığımızı elbette sizlere açıklayacağız ama bugün o noktada değiliz."

1 MAYIS VE TAKSİM

"1 Mayıs'la ilgili özellikle sendikaların Taksim konusunda ısrarları var. Hükümet tarafından da Taksim'in açılmayacağına dair açıklamalar geliyor. Nasıl önlemler alacaksınız, Bakanlar Kurulu'nda 1 Mayıs konusu gündeme geldi mi?" sorusu üzerine Arınç, şunları kaydetti:

"Gelmedi, Ben bizzat Sayın İçişleri Bakanımıza sordum, bu konudaki son durumun ne olduğunu. Bir defa sendikalar Taksim'de, 1 Mayıs'ta toplantı veya gösteri yapmak istiyor sözü eksik. Mesela Türk-İş Kadıköy'de miting yapmayı kabul etti.

Sadece DİSK ve ona bağlı sendikalar her yıl olduğu gibi belki bir toplantı ve gösteri yürüyüşünden daha fazla, bir tartışma ortamı çıksın, bir çatışma olsun ve Taksim geçmişte yaşanan olayları yine acı örnekleriyle hatırlatan bir gösteriye sahne olsun diye bir çabanın içerisinde.

Bu konuda kanunlar geçerlidir. Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu, İstanbul Valiliği'nin aldığı kararlarda Taksim'in ayrılan bir alan olmadığı çok açıktır. Mitingler, gösteriler için hem Maltepe'de hem Yenikapı'da miting alanları tahsis edilmiştir ve bu sendikaya müracaatı da olmamasına rağmen sadece görüşmeler yaptıkları için sizin toplantı alanınız orasıdır, orada miting yapacaksanız hemen başvurunuzu yapın, mutlaka orada yapabilirsiniz' denilmiştir.

Ama onlar tartışmayı sürdürmek, hatta şiddetlendirmek ve neye mal olursa olsun Taksim'de yapmak gibi bir ısrarın içindeler. Bir defa Taksim'de yayalaştırma projesi gerçekleştirilmiştir. Orası bir gösteri alanı değildir.

Geçmişteki güvenlik sebepleriyle, vilayetimizin aldığı bir başka karar vardır. Belki geçmişte şuna müsaade edilmişti, biliyorsunuz hükümetimiz 1 Mayıs'ı bir bayram olarak, bir gün olarak kabul eden yıllar sonra ilk hükümettir. Bu da düşünce ve fikir özgürlüğüne, toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa uygun yapılabilecek her türlü toplantıya sıcak baktığımız şeklinde anlaşılabilir.

Yani sendikaları temsilen bir küçük topluluğun bir çelenk sunmak veya bir basit bildiriyi orada okumak gibi anlamlı bir jesti olabilirse sanıyorum valilik buna izin verebilecektir.

TAKSİM'DE ISRAR EDENLERE UYARI

Ama toplulukların, büyük kalabalıkların orada sabahtan akşama gösteri yapması şeklinde kesinlikle bir izin verilmeyecek ve ne olursa olsun emniyet kuvvetleri duruma müdahale edecektir ve yasa dışı bir eylem olduğu için de bunu tertipleyenler kanuni bir soruşturmaya maruz kalacaklardır."