18 Nisan 2024 Perşembe / 10 Sevval 1445

Hüseyin Ağa Cami'ine Nazım Hikmetli açılış

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, restorasyonu tamamlanan Beyoğlu Hüseyin Ağa Camii’nin açılışını gerçekleştirdi. Arınç, konuşmasında Nazım Hikmet’in Ağa Camii ile ilgili yazdığı şiirini okudu.

iha14 Şubat 2014 Cuma 07:00 - Güncelleme:
Hüseyin Ağa Cami'ine Nazım Hikmetli açılış
Beyoğlu’nda yaklaşık 2 yıl süren restorasyon çalışmaları tamamlanan Hüseyin Ağa Camii, düzenlenen törenle açıldı. Cuma namazı öncesindeki törene Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, caminin restorasyonunu üstlenen işadamı Erdoğan Demirören, Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören ve çok sayıda davetli katıldı. Açılış öncesi bomba imha ekipleri, cami bahçesinde köpeklerle arama yaptı. Açılış Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Açılışta konuşan Başbakan Yardımcısı Arınç, Ağa Camii’nin kendisine güzel hatıralarının olduğunu belirterek, “Benim Hüseyin Ağa Camii ile ilgili birkaç güzel hatıram var. 1971 Nisan ayında Tuzla Piyade Okulu’nda, 6 ay Tuzla Piyade Okulu’nda yedek subay öğrenciliği yaparken bu caminin imamı olduğunu söyleyen iki arkadaşım da bölükteydi. İsimlerini hatırlıyorum. Hayattaysalar Allah uzun ömürler versin. Birisi Hüseyin Tunç idi. Bir diğeri Murat Ahmedoğlu idi” dedi.
Arınç, daha sonra izleyiciler arasındaki asker arkadaşı Hüseyin Tunç’u tanıyarak, “Hüseyin Tunç bana el sallıyor. Maşallah çok teşekkür ederim. Onlar hafta sonu çıktığımızda buraya genelde gelir sohbetlere katılırdık” diye konuştu.
Şair Necip Fazıl’ın da “O ve Ben” isimli eserinde Ağa Camii ile ilgili hatıralarını anlattığına dikkat çeken Arınç, “Takriben 1934 yılında Şeyh Abdülhakim Arvasi Hazretleri’nin burada sohbet yaptığı rivayet ediliyor. Onun sohbetleri ile onun gösterdiği yol ile hidayetine vesile olduğunu söylüyor. Biraz sonra cuma namazını kılacağımız bu Ağa Camii’nde Abdülhakim Arvasi Hazretleri de sohbette bulunmuş” şeklinde konuştu.
Konuşmasına şair Nazım Hikmet’in Ağa Camii ile ilgili yazdığı şiiri okuyarak devam eden Arınç, “Bu şiirin yazarı Nazım Hikmet. Nazım Hikmet bu şiiri 1921’de yazmış. 20 yaşındayken içinden gönlünden ne geçiyorsa öyle yazmış. Macerasını biliyorsunuz. Yıllarca Türkiye’de cezaevinde kaldı. Sonra kaçtı Rusya’ya sığındı, orada hayatını kaybetti. Ben Meclis Başkanı iken Moskova ziyaretinde kabrini ziyaret etmiştim. Türk vatandaşlığından da çıkarılmıştı. Hükümetimiz 2009 yılında Nazım Hikmet’i tekrar vatandaşlığa aldı. Ben burayı görmeseydim veya önceden görseydim hakikaten bu şiiri Nazım Hikmet’in mi diye sorardım ama şimdi sormam. Çünkü burada Ağa Camii var, burada Nazım Hikmet var. İkisi bir araya geldiğine göre demek ki bu şiir onundur. Ona da rahmet dileyelim. Hayat böyle. Kimin nerede ne duygular, ne düşünceler içerisinde kalacağını kimse bilemez. Rabbimiz ‘Her çocuk İslam fıtratı üzerine doğar, sonradan başka şeyler olur’ diyor. Hepimizin gençliğimizde taşıdığımız o güzel duyguları zaman zaman şiirlere aksettiren insanlar gördük. Bu inşalardan birisinin de daha 20 yaşının baharında Ağa Camii için gönlünden geçenleri yazdığı bu şiirin okumak kısmet oldu” ifadelerini kullandı.