26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

İşte Gülen Cemaati'nin büyük piramidi ve hiyerarşisi

Prof. Dr. Ahmet Keleş, 25 yıl hizmet ettiği Gülen Hareketi'nin şoke eden piramidini anlattı...

Star-Haber Merkezi17 Mart 2014 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:
İşte Gülen Cemaati'nin büyük piramidi ve hiyerarşisi
Gülen Hareketi içinde 25 yıl hizmet veren Prof. Dr. Ahmet Keleş Star Gazetesi'ne konuştu.

Prof. Keleş, Cemaat'in hiyerarşisini ortaya koyan büyük piramidi anlattı. Buna göre, en üst katta (7. kat) Fethullah Hoca Arşı bulunuyor.

Aşağı katlarda ise birbirinden ilginç bilgiler göze çarpıyor.

Örneğin Türkiye'nin bugün bu hale gelmesine sebep olan 17 Aralık operasyonu ve sonrasında yaşananlar 6. kat mensupları tarafından yürütülüyor. Gülen bizzat yönetiyor, 6 kat mensupları ise adeta yürütme görevi görüyor. Bu üyeleri Gülen atıyor.

İşte Piramit hakkında Prof. Dr. Ahmet Keleş'in anlattıkları:



Hizmet serüvenim 1973 yılında başladı ve 1998 yılında sonlandı. Ben kavram karmaşasına uğrayıp, anlaşılamama sorunu yaşamak istemiyorum. İlk kavram “Hocaefendi”. Benim kullanımımda bir övgü ya da imalı bir tahkir söz konusu değil. Tıpkı bir özel isimmiş gibi kullanacağım. Ali, Veli vs. gibi... Diğeri “Cemaat” sözcüğü. Bu sözcük ile şu anlamı kastediyorum: Yedi katmanlı bir piramitten oluşan bir yapının, en temelini ve esasını oluşturan halk tabakasını, öğrenciler ve öğretmenler gibi birinci, ikinci ve üçüncü tabakada yer alan hizmet mensuplarını kastediyorum. Çünkü dördüncü kat ara kattır. Hem alta hem de yukarıya bağlantıyı sağlar. Beşinci, altıncı ve nihayet yedinci kat, Hocaefendi’nin kendi katı, tabir yerindeyse onun Arşı, bu katlar artık kelimenin tam anlamıyla bir “örgüt ve teşkilat” katlarıdır. Bu katlar ile altta yer alan ilk üç katın arasında tanımlanamayacak derecede büyük bir fark ve zıtlık vardır. Zaten bugün anlamakta zorluk çekilen de budur.

Alt tabaka ile üst kattakilerin niyeti aynı değil

“Hizmet” dediğimde piramidin ilk üç katında yer alanların yaptıkları faaliyetleri kastediyorum. Bunlar, gerçekten Dinî, Ahlâki bir eğitim hizmeti vermektedirler. Yukarıdaki son üç kat ise bu ilk üç katın oluşturduğu toplumsal kabul ve değeri kendi “Örgütsel” hedeflerini gerçekleştirmek için kullanmaktadırlar. Yani, alttakilerin niyeti ile üsttekilerin niyeti aynı değil. Bu büyük zıtlığı kamufle eden ve görünmemesini, anlaşılmamasını sağlayan figür ise Hocaefendi’dir. İşte bu iki zıt durumu birden temsil ettiği içindir ki ciddi çelişkiler sergilemekten kurtulamıyor. “Bu ne, bu ne” diye insanı hayrette bırakan halleri, sözleri ve davranışlarının nedeni bu zıtları temsilden kaynaklanmaktadır.

Bu arada şunu da belirtmeliyim, ben aidiyet olarak hep zemin kata, halka mensup oldum ama beşinci kata kadar da yükselme imkânı buldum. Hazır bu kat meselesine girmişken bir hususu daha açıklığa kavuşturmakta yarar görüyorum. Beşinci kat, yurtiçi ve yurtdışı tüm hizmetlerin yürütüldüğü konuşulduğu ana meclisi oluştururdu. Hizmetin her meselesi burada ele alınır, müzakere edilir, karara bağlanır ve uygulama startı verilirdi. Altıncı kat ise, sadece Hocaefendinin bildiği ve takip ettiği “hayati hizmetlerin” yürütüldüğü kattı. Tabiri caiz ise Bakanlar Kurulu veya Milli Güvenlik Kurulu gibi bir kattı. Bugün karşı karşıya olduğumuz sorunların failleri ve yürütücüleri bu katın mensuplarıdır. Bunlar da beşinci katın abileridir.



***