25 Nisan 2024 Perşembe / 17 Sevval 1445

Ali Bayramoğlu: Kobani provokasyonu örgütün stratejik ayaklanmasıydı

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Akil İnsanlar Heyeti üyeleriyle yaptığı görüşmenin detaylarını heyet üyesi Ali Bayramoğlu Söz Bitmeden programında anlattı. Bayramoğlu, Kobani provokasyonunun örgüt stratejisi olarak hayata geçirilen bir ayaklanma olduğunu söyledi.

yirmidorthaber.com20 Ekim 2014 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:
Ali Bayramoğlu: Kobani provokasyonu örgütün stratejik ayaklanmasıydı

Elif Çakır'ın sunduğu Söz Bitmeden programına Akil İnsanlar Heyeti Marmara Bölgesi Üyesi Ali Bayramoğlu konuk oldu. 

24’te yayınlanan programdaBayramoğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu ile yapılan Akil İnsanlar toplantısını, çözüm sürecini, Kobani provokasyonlarını değerlendirdi. Bayramoğlu, programda toplantıda yaptığı konuşmayı anlattı.

“Hükümet tarafına şunu söyledim: Çok önemli bir süreç Türkiye de başladı. Burada büyük bir çözüm iradesi bir siyasi irade, karşı taraftan da gelen bir irade ve her şey güzel giderken bazı olaylar oldu. Çok doğal olarak farklı niyetlerle başlar. Devlet silah bıraktırmak ister, karşı taraf haklarının alanı mümkün olduğu kadar geniş tutmak ister. Bu süreç başlarken ben her zaman bunun bir peşrev olduğunu söyledim. Bu bir başlangıç, bu başlangıçta iki tarafında çözüm sürecine verdiği anlamlar farklı. Devlet ‘Çözüm sürecinden demokratik hakların verilmesi üzerinden Kürtlerin her anlamda sisteme demokratik bir şekilde entegre olmalarını, eşit vatandaşlık meselesi üzerinden bu meselenin buharlaşması lazım’demokratik yöntem bu.  Karşı tarafta ise aynı zamanda bir örgüt var. Sadece Kürtler yok. ‘Örgüt bir anlamda muhatap olmak istiyor, statü istiyor ve dahası Kürtler adına bir özerklik talebi var. Kürtler kendi kendilerini yönetsinler arzusu Kürt tarafında baskın bir arzu’ onlarda çözüme bu anlamı vermeye çalışıyorlar.’ dedim”

KÜRTLER ROJAVA’YI ÇÖZÜM SÜRECİNE KATMAYA ÇALIŞIYOR

Ali Bayramoğlu programda Kürtler’in çözüm sürecine Rajova’yı katmak istediğinin altını çizdi. Bayramoğlu şunları kaydetti:

“Suriye çatışması ortaya çıkınca Suriye’de bir iktidar boşluğu oluştu. O boşluğu hemen Türkiye’nin bütün güney sınırında Kürtlerin yaşadığı alanda Türkiye’deki Kürt hareketinin kök salabileceği yerleşebileceği alanda oluştu. Öcalan’ın çok uzun süredir söylediği özerklikfikrinin hayata geçirildiği bir yer oldu. Kürtler o günden itibaren Rojava’yı çözüm sürecine katmaya çalışıyorlar. Kendi paradigmalarına çok daha uygun ve bir tür kaçınılmaz olduğu için Türkiye ise o günden bu güne Rojava meselesi üstünden yürümek istemiyor. Çünkü orada bir kök salışın, PKK’nın yeniden köklü varoluşunun işaretlerini gördüğü orantıda bu meseleye orayı kopararak bakma ve kendi paradigması üstünden bakmak istiyor. Bu durum süreci yavaşlatmıştı. Geri çekilmelerin yavaşlaması, durması, meydan okumalar, Rojava olmasa kıyamet kopar lafları haklılık haksızlık bir yana bu makasın iyice açılmasından kaynaklanıyordu.”

AKİL İNSANLAR YANGINI SÖNDÜRMEK İÇİN TOPLANDI

Sürecin teknik olduğunu belirten Ali Bayramoğlu, Kobani bahane edilerek provokasyonlar olunca Akil insanlar’ın yangını söndürmek için toplandığının altını çizdi. Bayramoğlu; “Bu süreçler tekniktir, bu süreçler politiktir, bir yeri temsil ettiğini kabul ettiğiniz biriyle, kamu otoritesi arasındaki ilişkilerle yürür. Böyle batığımız zaman sorunun çok tarafı var. Sorunun ötesinde pek çok farklı Kürt var. HÜDAPAR’dan bahsediyoruz, PKK’dan rahatsız olanlar var, baskı altında hissedenler var, AK Parti’ye oy veren Kürtler var. Elbette arzu ettiğimiz bir çoğulculuk içerisinde bunu sosyolojik mekanizmalarla çözülmesi ama bu noktaya gelinemedi. O halde yapılması gereken sorunu çıkaran dokuyla devlet arasında bir görüşme yapılarak bunun çözülmesi. Burada iş geliyor sıkışıyor. Sorunun muhatabı tarafı olduğunu söyleyen yapı olduğundan, fazla bir hak talep edince devlette bu hakkı vermekte zorlanıyor. Bunu siyasi güce yada silah gücüne indirgeyerek buradan ilerlemeye kalkarsak elbette doğru bir şey yapmayız. Çoğulculuğu yok ederiz. Çoğulculuk esas olmalıdır dolayısıyla bütün bunlar büyük bir çatışma yaşandığının elinde bir gurubun silah olduğunun ve o gurupla bu işin bir miktar halli için görüşmenin kaçınılmaz olduğunu bir gerçek olduğunu ortadan kaldırmıyor. Çözüm süreci aslında bu. 5-7 Ekimde olan olaylar sonra Bazı Akil arkadaşlar bir şey yapabilir miyiz? Bir faydamız olur mu? Bu yangın söndürülebilir mi? Sorusunu sorarak kendi aralarında toplanmaya karar vermişler. Bende davet edildim, bende gittim.” ifadelerini kullandı.  

DAVUTOĞLU OLAYLA İLGİLİ TÜM BİLGİLERİ PAYLAŞTI

Toplantıda Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun akil insanlara tüm asayiş bilgileri paylaştığını belirten Gazeteci-Yazar Ali Bayramoğlu, PYD’ye iyi çocuk gözüyle bakmadığını söyledi. Ali Bayramoğlu programda şu ifadeleri kullandı: “Başbakan Ahmet Davutoğlu, Kobani olaylarıyla ilgili tüm asayiş bilgilerini bizimle paylaştı. PYD ile bilgileri biliyordum. Benim bakışımı PYD’ye değiştirmedi. Aman ne tatlı, PYD iyi çocuk örgütü filan baktığım yok. Her örgüt kendi çıkarı peşinde sizin düşmanınızla ya da kendisine faydalı olanla ilişki kuruyor. Büyük devletseniz, oyunu siz kontrol etmek istiyorsanız ya da Davutoğlu’nun söylediği gibi oyum kurucu olmak istiyorsanız bölgenize giren dinamiklerin yönetilmesi, yönlendirilmesi de sizin görev alanınıza giriyor.”

KOBANİ BİR AYAKLANMA GÖRÜNTÜSÜYDÜ

Programda Kobani olaylarını sosyolojik açıdan da değerlendiren Ali Bayramoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Olaylarda hükümetin kimi lafları, Cumhurbaşkanının kimi ifadeleri, kimilerini tahrik etmiş olabilir. Bu kimilerinde öfke patlamasına yol açmış olabilir ama bin tane okulun, otobüsün yakılması kırk tane gencin ölmesinin arkasında bunun varlığına tek başına işaret etmek, insan aklıyla hakikaten alay etmek olur. Bu bir örgüt stratejisi olarak hayatımıza geçirilmiş bir ayaklanma görüntüsüydü. Zorlama görüntüsüydü. İki notada eleştiri olabilir. Bir bu tür olaylar başladığı zaman devlet devletliğini göstermek zorunda ama yinede dil, söylem, kuşatıcı olabilir. Bu konuda bazı eksiklikler oldu. İkincisi çok daha önemli bir şey bunun olacağını biliyordunuz. İmralı’yla anlaşmak demek kiyetmiyor. Bütün bunlar önümüzdeki yeni pimi çekilmiş el bombalarıdır.”

ÖZGÜRLÜK GÜVENLİK DENGESİ DİKKATLİ KURULMALI

Yeni iç güvenlik yasasıyla ilgili de düşüncelerini paylaşan Ali Bayramoğlu tehlikeye karşı sürekli demokrasiden taviz vererek yol alınamayacağını ifade etti. Bayramoğlu; “Tehlikeye karşı sürekli olarak demokrasiden taviz vererek yol alamayız. Tedbir alınacaktır. Molotof olmaz, maskeli gösterici olmaz ama dinlemede tek hakimle olmamalı. Denetim daha dikkatli olsun. Özgürlük güvenlik dengesi daha dikkatli kurulsun. Barış süreci için hepimiz olumlu ve umutluyken, bir yara aldık, bir darbe aldık. Kan karıştı araya tekrar. Böyle bir ortamda bu tür yasaların yaratacağı psikolojik etkilerin de dikkate alınması lazım. Elbette bir yasayı çıkarırsınız, ihtiyacınız vardır. Bütün politikayı bu yasayı ilişkilendirecek çerçeveye kurmamaya özellikle dikkat etmeniz gerekir.” dedi.