18 Nisan 2024 Perşembe / 10 Sevval 1445

Ksantos'un onurlu direnişi kitaplaştı

TARİHTE düşmana teslim olmamak için tüm kentin topluca intihar ettiği yer olarak bilinen Ksantos'un bu direnişi kitaplaştı.

DHA23 Nisan 2014 Çarşamba 07:00 - Güncelleme:
Ksantos'un onurlu direnişi kitaplaştı
Likya üzerine önemli araştırma ve kazı çalışmalarına imza atan Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü'nden Prof. Dr. Nevzat Çevik, milattan önceki yüzyıllarda Fethiye ile Antalya arasında uzanan sahil şeridindeki özellikle dağlık, ulaşılması ve ele geçirilmesi güç bölgelerde kentler kuran Likyalılara dair kapsamlı kitap hazırlıyor.
Federasyon sisteminin ABD'ye örnek olduğu belirtilen Likyalılar, bugün Fethiye'den Antalya'ya 510 kilometrelik dünyanın en uzun yürüyüş parkuru Likya Yolu ve yerleşim harabeleri kadar efsaneleşmiş öyküleriyle de biliniyor. Yaklaşık 2 ay sonra piyasaya çıkacak 'Likya Kitabı'nda bu öykülere yer veren Prof. Dr. Nevzat Çevik, Likya Birliği'ne başkentlik de etmiş olan, Fethiye- Kaş yolu üzerindeki Ksantos'un defalarca işgale nasıl direndiğini anlattı.


TOPLU İNTİHAR


Toplu kent intiharının ilk olarak M.Ö. 546'da Persli Harpagos'un Ksantos işgalinde yaşandığını, Ksantos önlerinde bir destan yazıldığını kaydeden Prof. Dr. Nevzat Çevik, bu direnişi şu sözlerle aktardı:
"Harpagos, bir orduyla yürüyüp Ksantos düzlüğüne ulaştığında Likyalılar çıkar karşısına. Yiğitlikleri para etmez. Bir avuç insan büyük bir orduya yenik düşer. Kapandıkları kentlerinde karılarını, çocuklarını, değerli mallarını ve kölelerini kaleye toplar, ateşe verip yakarlar. Dışarı çıkar ölüm andı içmiş Likyalılar da savaşarak ölürler."


ÖLÜ ÇOCUĞUYLA İLMEĞİN UCUNDA EVİNİ ATEŞE VERİR


Tarihi boyunca büyük istilalar ve felaketler yaşayan Ksantos'u, Roma döneminde de M.Ö 42 yılında Brutus işgal eder. Prof. Dr. Nevzat Çevik, kentin ikinci kez kendisini yok edişinin, Romalı Brutus'ün para ve güç toplamaya geldiğinde yaşandığını, Ksantosluların önce şehrin çevresine hendek açtıklarını ve geçit vermediklerini belirterek, hikayeyi şöyle anlattı:
"Ancak kent çabuk düşer. Likyalılar için tarih tekerrür edecek ve onlar yine ailelerini kendi elleriyle öldürmek ve intihar etmek zorunda kalacaklardır. (Yunan tarihçi) Plutarkhos'un anlattığı, belki de Likya tarihinin en acılısıdır. İşgalci Brutus'u bile gözyaşlarına gömer. Kucağında ölü çocuğuyla bir ilmeğin ucunda intihar etmekte olan Likyalı kadın, öbür eliyle evini ateşe vermektedir. Ne kendini, ne evini, ne de çocuğunu bırakmıştır düşmana."


AYNI TOPRAKLARDA TÜRKLER DE AYNI YOLU SEÇMİŞ


Prof. Dr. Nevzat Çevik, Likyalıların tarihe damga vuran iki toplu intihar eylemini, binlerce yıl sonra aynı topraklarda yaşayan Türklerin de uyguladığını, Finike yakınlarında bir işgal tarihinin de 1606 olduğunu belirtti. Buna göre baskına uğrayan Türkler intiharı seçer. Aziz Stephanos Şövalyeleri, Akdeniz'i egemenlik altına almak için özellikle limanları işgal eder. Tarihçi Fontana, şövalyelerin Finike işgalini detaylı bir resim ve metinde şu şekilde aktarır:
"Finike 15 günde ele geçirilmiş ve birliklerimiz tarafından yağmalanmıştır. Aynı yılın 4 Haziran gecesi Finike'nin 3 mil yakınına gelindi. Petardelerle havaya uçurulan kale girişinden içeri giren askerler karşısında Türkler, şaşkın ve çaresiz biçimde kala kaldılar. Karşı koymaya o kadar kararlıydılar ki teslim olmaktansa intihar etmeyi seçtiler. Erkeklerin ölümünden sonra kadınlar ve çocuklar ganimet olarak elimize geçti. Aralarında Ağa'nın karısı ve kızı da vardı. Kent ateşe verildikten sonra, kadırgalara bindirilerek Livorno'ya getirildiler."