24 Nisan 2024 Çarşamba / 16 Sevval 1445

Milli Savunma Bakanı Yılmaz: Her yıkılış bir yürüyüş öğretir

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, uzun menzilli füze ihalesinin Çin'e verilmesi nedeniyle ABD'den veto veya ambargo beklemediğini belirterek, 'Yani 1974 harekatında olduğu gibi bir haklı davamızda kendi müttefikimizi yanımızda görmez isek bu ne olur? Bu bizi daha da güçlendirir. Eğer Türk savunma sanayi bu aşamaya geldiyse geçmişte Türk Silahlı Kuvvetleri'ne veya Türkiye'ye uygulanan ambargoların büyük katkısı vardır. Her yıkılış bir yürüyüş öğretir' dedi.

ASTANA (AA) 10 Aralık 2013 Salı 07:00 - Güncelleme:
Milli Savunma Bakanı Yılmaz: Her yıkılış bir yürüyüş öğretir
Yılmaz, Kazakistan'ın başkenti Astana'da Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nın ofisini açtı. Bakan Yılmaz, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Türkiye'nin yürüttüğü Altay Tankı, insansız hava aracı Anka ve taarruz helikopteri gibi büyük projelerin Kazakistan ve Orta Asya coğrafyası için ihracat potansiyelinin sorulması üzerine Bakan Yılmaz, ihracat potansiyelinin olduğunu ancak bunun belirli bir süreç alacağını söyledi.

Bu tür ürünlerin öncelikle Türk Silahlı Kuvvetleri'nin envanterine girmesi gerektiğini vurgulayan Yılmaz, şöyle konuştu:

"Türk Silahlı Kuvvetleri gerek harbe hazırlık bakımından, gerekse gücü bakımından dünyada saygın ve gıptayla bakılan bir ordu. Şu ana kadar hemen hemen görüştüğüm bütün devletlerin savunma bakanlarının bizden istedikleri husus, (Türk Silahlı Kuvvetleri eğitim kuruluşlarında bizim ülkemiz için kontenjan ayrılabilir mi veya bu kontenjanları arttırabilir miyiz?). Bu, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne olan güveni göstermekte. Dolayısıyla üretmiş olduğumuz Altay Tankı, Atak Helikopteri, Anka veya Anka'nın daha alt modelleri olan Karayel, Çaldıran veya diğer mini İHA'lar TSK'nın envanterine girerse o zaman ihraç edilmesi çok daha kolay. Örneğin Kirpi TSK'nın envanterine girmiştir şimdi de en kısa zamanda Tunus'a yine ihracatı başlayacaktır, Anka için de hem bu coğrafyada hem de Ortadoğu'da taliplilerle görüşmeler devam ediyor. İnşallah Atak Helikopteri, Altay Tankı, Anka veya zırhlı araçlar Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine girdikçe Ortadoğu dahil olmak üzere, Afrika ve Orta Asya'ya ihracat kapasitemiz var. Çünkü biz bu ürünlerimize güveniyoruz."

MİLGEM Korveti'nin teslim töreninde Kazakistan Savunma Bakanının da bulunduğunu anımsatan Yılmaz, bu geminin de Hazar denizinde kullanılıp kullanılamayacağına ilişkin teknik komitenin çalışma yaptığını söyledi.

- Anka kazası

Anka'nın geçirdiği kazaya ilişkin soruya da Bakan Yılmaz, bu konuda teknik ekibin çalıştığını söyledi. Kaza geçiren Anka'nın test amaçlı olduğunu, henüz Silahlı Kuvvetlere teslim edilmediğini ve envantere girmediğini vurgulayan Yılmaz, "Test amaçlı ürettiğimiz Ankalardan bir tanesi Nisan ayından bu yana test ediliyordu. Ancak bu olayda bir kırıma uğradı. Muhtemelen teknik bir arıza olduğunu düşünüyoruz. Bunun sebebini ortaya çıkaracağız. Her yıkılış bir yürüyüş öğretir derler. Dolayısıyla bu hata veya bu arızadan dolayı bunu takip edecek Ankalar bir öncekinden daha iyi olacaktır" dedi.

- Uzun menzilli füze ihalesine yönelik tepkiler

"Uzun menzilli füze ihalesinin Çin'e verilmesinden sonra ABD'den çok tepkiler geldi. Bu konuda önümüzdeki dönemde veto veya ambargolar gelebilir mi?" sorusuna Bakan Yılmaz, böyle bir şey beklemediği yanıtını verdi. Böyle bir tutumun olmaması gerektiğini ifade eden Yılmaz, şöyle devam etti:

"Çünkü biz müttefikiz. Müttefik ne demektir? (Sana saldıran bir ülke olduğunda ben senin yanında seninle birlikte savaşırım demektir). Dolayısıyla sizin müttefikiniz olan ülkelere herhangi bir sebepten dolayı engel çıkarmak, yani 1974 harekatında olduğu gibi bir haklı davamızda kendi müttefikimizi yanımızda görmez isek bu ne olur? Bu bizi daha da güçlendirir. Eğer Türk savunma sanayi bu aşamaya geldiyse geçmişte Türk Silahlı Kuvvetleri'ne veya Türkiye'ye uygulanan ambargoların büyük katkısı vardır. Her yıkılış bir yürüyüş öğretir. Her olaydan bir ders çıkartırız. Bir şeye ihtiyacınız varsa dışarıdan almayla temin edemiyorsanız o zaman onu siz üretmek zorunda kalırsınız. Yolumuz biraz uzun olur ama önünde sonunda biz o menzile varırız. Bu bizi güçlendirir. Biz olacağını da beklemiyoruz. Çünkü bunlar müttefiklerden beklenen hususlar değil."

Yılmaz, bir başka soru üzerine er ve erbaş sayısının kasım ayında yaklaşık 380 bin iken şimdi 430 bine yükseldiğini ifade ederek, "Askerliğin kısalması nedeniyle kendisine tezkere vereceğimiz Mehmetçik sayısı 70 bin ise onun yarı sayısı şimdiden Silahlı Kuvvetlere kendileri geldiler. Bu nedir? Hem ortamın güzelleşmesi ve iyileşmesi olabilir, hem de bakaya veya yoklama kaçağına bağlanmış olan müeyyidelerin caydırıcı faktörü de olmuş olabilir" dedi.

- Kaçırılan askerler

Terör örgütünün Güneydoğu'da asker kaçırıp daha sonra bırakmasını da değerlendiren Yılmaz, şöyle devam etti:

"Örgüt ne yapacağını bilmiyor. Ancak biz ne yapacağımızı biliyoruz. Biz kesinlikle bu problemin ortadan kalkmasını, çözüme ulaşmasını, bu sürecin tamamlanmasını istiyoruz. Bu sürecin AK Parti'nin talebi olmadığını, milletin talebi olduğunu biliyoruz, milletin talebini gerçekleştirmek için de bu yolda kararlılıkla ilerleyeceğiz. Ancak karşıdaki yapı tek bir parça değil, ya da tek bir yerden akıl alır, fikir alır, veya yönlendirilir gibi değil. Ancak bu süreci akamete uğratmak yolunda çabaları olabilir. Bunlardan bir tanesini biz Yüksekova'da gördük. Bir diğeri de bu Mehmetçiklerin kaçırılmasında gördük. Ama muhtemelen yine kendi aralarında bu yapılanın doğru olmadığını görüp Mehmetçiklerimizi tekrar bırakmak durumunda kaldılar. Terör örgütü ne yapacağını bilmiyor. Ancak biz ne yapacağımızı biliyoruz. bizim yapacağımız şey milletin talebi doğrultusunda hareket etmek."

Çözüm sürecinde bu tür olayların yaşanabileceğini anlatan Yılmaz, "Tek bir yapı olsaydı. O zaman derdiniz ki bunlar kesinlikle olmaz. Ama bu süreç zordur. Bu süreci zorluğuna rağmen sürdürmek lazım. Bu süreçte ülkemizin menfaati var mıdır? Vardır. Analar ağlamıyor. Bu sürecin alternatifinin ne olduğunu bu millet 30 yıldır gördü. Bu süreçte alternatif metotta kimse memnun mu? Memnun olsaydı herkes ona giderdi. Millet istiyor ki bu acılar bir daha yaşanmasın" diye konuştu.

Güneydoğu'nun PKK veya KCK'ya terk edildiğine dair iddiaların hatırlatılması üzerine Bakan Yılmaz, şunları söyledi:

"Hiç böyle bir durum yok. En son Diyarbakır'daki olayı gördünüz. Her yerde Türk Bayrakları var mıydı? Yani Şivan Perver'in geldiği, Barzani'nin geldiği...Türk Bayrağının olduğu yerde bir bölüm, bir yere terk edilmiş olabilir mi? Kendilerinin (yok terkedilmediği) dediği zamanda bile Hakkari'de Türk bayrağı açamamış kimselerin şimdi (o bölge KCK'ya veya bu yapıya bırakıldı) demesini anlayışla karşılayabilmek mümkün değildir. Zaten tek bayrak, tek vatan, tek devlet... Bunlar milletin ortak talebi ortak değeridir. Kimsenin bu değerler üzerinde bir kavgası da yoktur."