28 Nisan 2024 Pazar / 20 Sevval 1445

Osmanlı'nın Titanik'i 'Ertuğrul Fırkateyni'

Kenji Ashida: Japon Türk ilişkileri düşünüldüğünde aklıma hemen 'dost kara günde belli olur' sözü geliyor

16 Eylül 2012 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Osmanlı'nın Titanik'i 'Ertuğrul Fırkateyni'
Türk-Japon ilişkilerinin kurulmasında milat olarak nitelendirilen Ertuğrul Fırkateyn'nin Japonya'ya gönderilmesi ve dönüş yolunda batmasının üzerinden 122 yıl geçti.

Japonya İstanbul Başkonsolos Yardımcısı Kenji Ashida, hem Ertuğrul Fırkateyni'ni hem de Türk-Japon ilişkilerini AA muhabirine değerlendirdi.

İyi düzeyde Türkçe konuşabilen Ashida, 'Japon Türk ilişkileri düşünüldüğünde aklıma hemen 'dost kara günde belli olur' sözü geliyor. Bu benim en çok sevdiğim sözlerden biridir. Türk-Japon ilişkileri de bu sözdekine çok benziyor' dedi.

Ashida, Türkiye'ye ilk olarak 1994'te haziran ayında stajyer olarak geldiğini ve Türkçe'nin yanında Türk tarihini de bu dönemde öğrendiğini söyledi.

İlk gelişinde Türkiye'de iki yıl kaldığını, mevcut görevine de 2010'da atandığını anlatan Ashida, '2010'da ikinci ana vatanıma geri döndüm' dedi.

Kenji Ashida, Türk-Japon ilişkilerinin çok derin bir geçmişe sahip olduğunu söyledi.

120 yıldan fazladır devam eden sürecin temelinde, halkların birbirine yakın olma isteklerinin, meraklarının ve karşılıklı sevgilerinin bulunduğunu ifade eden Ashida, halkların bu yakınlık duygularının, geçmişten günümüze kadar hükümetlerin işini daha da kolaylaştırdığını kaydetti.

Ashida, Türkiye'ye geldikten sonra olumlu düşüncelerinin pekiştiğini, buraya gelen diğer Japonlar'ın da aynı hislere sahip olduğunu belirtti.

-Ertuğrul Fırkateyni, Japonlar'ın belleğinde'-

Başkonsolos Yardımcısı Kenji Ashida, Ertuğrul Fıkateyni'nin de 120 yılı aşkın süredir devam eden ilişkilerin başlangıç noktalarından biri olduğunu vurguladı.

'Bu, birçok Japon'un belleğinde olan bir hadisedir' diyen Ashida, elim kazanın üzüntü verici boyutu kadar iki ülke halklarını yakınlaştıran bir yönü olduğunu da ifade etti.

Türk tarihinin milattan öncesine kadar dayandığını, Japonya'nın da 2 bin yıla yakın bir tarihe sahip olduğunu bildiren Ashida, şunları söyledi:

'Derin bir tarihe sahip iki devlet, 19. yüzyılda çok zor durumda kaldı. 19. yüzyıl emperyalizm dönemidir. Güçlü devletler küçük devletlere saldırıyor ve sonra da kendi sömürgesine dönüştürüyordu. Böyle bir dönemde hem Osmanlı hem de Japonya bağımsızlığını koruyan devletlerdi. Bu bakımdan düşünüldüğünde, coğrafi olarak birbirine uzak iki devlette birbirine karşı bir merak doğması ve temasa geçmeleri doğaldır diye düşünüyorum.'

İlk temasın 1887'de Japonya'dan gelen Prens Komatsu'nun, Osmanlı Sultanı II. Abdülhamid'in huzuruna çıkmasıyla başladığını hatırlatan Ashida, Ertuğrul Fırkateyni'nin bu temasın 'iade-i ziyareti' olduğunu kaydetti.

İlk temasının nezaketle başlamasının çok önemli olduğunu vurgulayan Kenji Ashida, iki halkın sadece siyasal olarak değil, toplumsal olarak da yakın olduğunu belirtti.

Ashida, 'Bir Japon olarak Türk insanlarıyla dostluk ilişkisi içinde olmaktan dolayı çok mutluyum. İki halkın yaşam tarzları, gelenekleri ve ananeleri çok yakın' dedi.

Ertuğrul Fırkateyni'nden, sonra İran-Irak Savaşı'nda mahsur kalan Japonlar'ın da Türkiye tarafından kurtarılmasının unutulmadığına dikkati çeken Ashida, iki ülkenin kaderi olan depremin de yakınlaşmada çok önemli bir unsur olduğunu söyledi.

'Böylece bahsettiğim gibi iki ülke 'Dost kara günde belli' olur sözüne uygun olarak hareket etmiş oluyor' diyen Ashida, bu ilişkilerin gelecekte de geliştirilmesi gerektiğini kaydetti.

Gerek hükümetler gerekse de halklar arasındaki ilişkilerin son zamanlarda giderek geliştiğine işaret eden Ashida, şöyle devam etti:

'Ocakta Japonya Dış İşleri Bakanı Koichiro Gemba, Türkiye'ye geldi. Bize, iki devlet arasındaki potansiyelin büyük olduğunu ve şu anda bunun az bir kısmının kullanıldığını söyleyerek, ilişkileri geliştirmemiz için daha çok çalışmamız talimatını verdi. Bir Japon olarak Türk insanlarıyla dostluk ilişkisi içinde olmaktan dolayı mutluyum. İki halk birbirine çok yakın, yaşam tarzları, gelenekler ve ananeler çok yakın.'

-Ertuğrul Fırkateyni'nin batması-

Sultan II. Abdülhamid, 1887'de Japonya Prensi Komatsu'nun bir savaş gemisiyle İstanbul'u ziyaret etmesinin ve kendisine hediyeler sunmasının ardından Japonya'ya heyet göndererek, iade-i ziyaret yapılmasını emretti.

Bu ziyaret için seçilen Ertuğrul Fırkateyni, II. Abdülhamid'den Japon İmparatoru Meiji'ye mücevherli imtiyaz nişanı ve diğer hediyeleri götürmek amacıyla yola çıktı.

Temmuz 1889'da İstanbul'dan ayrılan Ertuğrul Fırkateyni, güzergahı boyunca birçok limana uğradı. Fırkateyn, 11 ay sonra 7 Haziran 1890'da Japonya'nın Yokohama Limanı'na ulaştı.

Osmanlı heyeti Japonya'da kaldığı 3 ay boyunca birçok temasta bulundu. Japon Deniz Kuvvetlerinin tayfun uyarısına rağmen, Ertuğrul Fırkateyni planlandığı gibi 15 Eylül 1890'da Yokohama Limanı'ndan ayrıldı. Kuşimoto açıklarında tayfuna yakalanan fırkateyn, 16 Eylül 1890'da kayalara çarparak battı. Kazadan sadece 69 denizci kurtuldu, 550'nin üzerinde Osmanlı levendi ise hayatını kaybetti.