19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

Türkiye'den IŞİD'e ültimatom

49 Türk vatandaşını rehin alan IŞİD'in zaman kazanma çabalarına Türkiye'den sert tepki geldi. Ankara, IŞİD'e 'Konsolosluk personelini hemen serbest bırakın' ültimatomu verdi.

13 Haziran 2014 Cuma 07:00 - Güncelleme:
Türkiye'den IŞİD'e ültimatom
Türkiye'nin Musul Başkonsolosluğu'nun IŞİD tarafından basılıp Başkonsolos Öztürk Yılmaz ile 2'si çocuk 48 kişinin rehin alınmasının ardından başlatılan diplomasinin perde arkası ortaya çık.Türkiye, önce IŞİD'e destek veren aşiretler üzerinden diplomasi trafiği başlatarak, rehinelerin bırakılmasını istedi. MİT ve Bağdat Büyükelçisi Faruk Kaymakçı koordinatörlüğünde yürütülen temaslarda, aşiretler aracılığı ile IŞİD yöneticilerine "Tek bir rehinenin burnu kanamasın. Türkiye bunun bedelini ağır ödetir" mesajı iletildi. Ardından Ankara'ya "rehin almadık, Musul'daki durum çerçevesinde rutin bir uygulama" bilgisi geldi. Gelişmeleri saniye saniye izleyen Ankara da görüşme trafiğini hızlandırdı. Temaslar ve alınan geri dönüşler sonucu, tutuldukları yer de belirlenen rehinelerin serbest bırakılacağı umudu doğdu. Aşiretler üzerinden IŞİD'e kurulan baskı meyvesini verirken, rehinelerin ilk gün serbest kalacağı aşamaya kadar gelindi. Ancak IŞİD, tam tersini yaptı. Rehinelerin tutuklandığı haberi geldi. Bu aşamada bölgedeki Kürt ve aşiret kaynakları ile yeniden temaslar yoğunlaştı. IŞİD militanları arasında Türk rehinelerin serbest bırakılması konusunda fikir ayrılığı çıktığı tespit edildi. Aşiretler ve bazı IŞİD militanları, "Rehineleri serbest bırakalım" derken, diğerleri buna karşı çıktı. Benzer fikir ayrılığı nasıl serbest bırakılacakları üzerinde de yaşandı. Kimi "Kuzey Irak üzerinden verelim" derken, kimi "Suriye sınırından verelim" teklifinde bulundu. Bir grup ise fidye karşılığı serbest bırakılmasında ısrarcı oldu. Ayrıca IŞİD'in Türkiye'de tutuklu bulunan 3 örgüt üyesinin serbest kalmasını istediği de ifade edildi. Ankara'da, tutuklama kararının farklı amaçlar doğrultusunda verilmiş olabileceği değerlendirmesi yapıldı. Başbakanlık'taki toplantıda tutumun sertleşmesine karar verildi. Türkiye, rehinelerin propaganda malzemesi yapılmaması mesajı ile birlikte, IŞİD'e "Hemen bırakın" uyarısında bulundu. Bu kararın, çelişkili bilgi ve haberlerin IŞİD'in oyalama taktiği olabileceği ihtimali düşünülerek verildiği öğrenildi. Önceliğin rehinelerin can güvenliği olduğu, serbest bırakılmamaları durumunda askeri harekatın da gündeme alındığı ifade edildi.
 
DÜŞÜK SEVİYELİ BİLGİLENDİRME
Bu arada her türlü açıklamanın rehinelerin can güvenliğini tehlikeye atabileceği gerekçesiyle, kamuoyunu düşük seviyede bilgilendirme kararı verildi. 
 
IŞİD KOMUTANI : İADE EDECEĞİZ 
Rudaw gazetesine konuşan IŞİD komutanı, "Onları kentteki gerginlik nedeniyle aldık. Güvenliklerini sağlıyoruz, iade edeceğiz. Korkulacak bir şeyleri yok çünkü onlar Sünni ve Hanefi inancından" diye konuştu. 
 
'ELİMİZDEN GELENİ YAPIYORUZ' 
Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari, "Durumları iyi ve güvendeler" dedi. Peşmerge Bakanlığı Genel Sekreteri Cabbar Yaver ise "Hepsi Musul valilik binasında. Onları kurtaracağımıza dair umutluyuz" diye konuştu. Bu arada Rusya'nın Sesi'ne göre, IŞİD, Twitter üzerinden yöneltilen "Türk diplomatların ne zaman bırakılacağı" sorusuna "Bugün (dün) İstanbul'da olacaklarını düşünüyoruz" yanıtını verdi.
                                                                                                                                                                     
İŞTE KONSOLOSLUK EKİBİ
Irak'ta Musul Başkonsolosluğu'nu işgal eden IŞİD'in rehin aldığı başkonsolos Öztürk Yılmaz ve 49 görevlinin kurtarılması için çalışmalar sürüyor. 29 Ekim 2012'de Musul Başkonsolosluğu'nun bahçesinde Türk Bayrağı önünde çekilen hatıra fotoğrafına ortaya çıktı. Fotoğrafta, o dönemde görevli ekip ve özel harekat yer alıyor. Bu fotoğraftan kaç kişinin rehin alınan ekipte olduğu net değil. Ancak fotoğraftaki Musul Başkonsolosluğu Ticaret Ataşesi Mehmet Argüç, konsolosluk yetkilileri Ömer Çolak, Ersan Köksal ile başkonsoloslukta personel olan Emin Ercan rehin alınanlar arasında bulunuyor. Sabah gazetesi muhabirinin telefonla ulaştığı Argüç'ün oğlu Taner Argüç, "Konuşacak durumda değilim" diyebildi. Eşi Fatma Argüç ise "Dört yıldır oradaydık. 25 gün önce ben döndüm. Kötü bişey olmasın diye telefonla bile aramıyoruz. Çok korkuyoruz" dedi. Köpek eğitmeni polis Cenk Öztürk de köpekle birlikte rehin alındı. Başkonsolosluk Muavini Faruk Deniz de rehin... 
 
ŞOFÖRLERİMİZ YENİDEN REHİN!
Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, IŞİD tarafından kaçırılan 31 TIR şoförümüzün serbest kaldığını söyledi. Nuhoğlu, "İşletilen bir prosedür var. Mallarını boşaltma konusunda sorun yaşıyorlar, boşaltıp gelecekler ancak tam olarak ne zaman oradan ayrılacakları belli değil. Musul üzerinden gelecekler, Musul da şu anda bir problem yok" dedi. Ancak daha sonra aHaber'in telefonla ulaştığı TIR şoförü Mustafa Tezdönem, "Havaalanında beklerken kim olduklarını bilmediğimiz başka bir gurup tarafından rehin alındık" dedi.
 
MUSUL HAVADAN KISKACA ALINDI
IŞİD tarafından 80 Türk vatandaşının kaçırılmasının ardından, diplomatik yolları zorlayan Türkiye, diğer yandan da bölgeyi göz hapsinde tutmak için elindeki teknolojik imkanları harekete geçirdi. Hava Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde görev yapan İHA'ların sınır ötesine yönlendirildiği öğrenilirken, Musul'da konuşlanan IŞİD'in an be an takip edildiği belirtildi. Ayrıca 2012'nin kasım ayında uzaya gönderilen yüksek çözünürlüklü gözlem uydusu Göktürk-2 de Musul'a ve çevresine odaklanmış durumda. Bölgeden aralıksız görüntü alan Göktürk-2, aldığı görüntüleri de Ankara'daki merkeze gönderiyor. Görüntüler anında değerlendirilerek, yapılması muhtemel herhangi bir sınır ötesi operasyon öncesi her türlü ihtimal üzerinde analizler yapıldığı belirtiliyor. 
 
'DEVLET OĞLUMUZU BİZE GETİRECEK'
IŞİD tarafından rehin alınan Musul Başkonsolosu Öztürk Yılmaz'ın Bursa'da yaşayan babası Şerafettin Yılmaz, Sabah gazetesine konuştu. Oğluyla en son 20 gün önce telefonla görüştüğünü belirten baba Yılmaz, "Herhangi bir sıkıntısı olmadığını, devlet nerede görev verirse çalışacağını söyledi. Tüm konuşmamız bundan ibaret. O bizim gurur kaynağımız. Devlete teslim etmişiz oğlumuzu. Devlet bize getirecek. 3-5 çapulcuya pabuç bırakmaz. Gelinim Sema'yla da olaydan sonra sık sık konuşuyoruz. Ankara'da yaşıyorlar. Üç kız torunum var" dedi. Oğlunun Başbakan Tayyip Erdoğan'ın danışmanlığını yaptığını ifade eden baba "Bürokrat olunca Ankara'ya taşındı. ODTÜ Uluslararası İlişkiler okudu" diye konuştu. Yılmaz, 1996'da girdiği Dışişleri Bakanlığı'nda sırasıyla Balkanlar, AGİT, Ortadoğu, Orta Asya ve Kafkasya Daireleri ile Başbakanlık Dışişleri Başdanışmanlığı'nda çalıştı. Bişkek ve Brezilya Büyükelçiliği ile AB Daimi Temsilciliği'nde müsteşarlık yaptı.
 
KILIÇDAROĞLU EŞİNİ ARADI
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise Yılmaz'ın eşiyle önceki akşam telefonla görüştüğünü belirterek "Güvenliklerinin yerinde olduğuna dair bilgi var" dedi. Bu arada Musul'da rehin alınan TIR şoförlerinin aileleri, Şırnak'ın Silopi ilçesindeki şirket önünde oturma eylemi başlattı. 
 
DÜNYADAN DESTEK VE KINAMA
IŞİD'in Başkonsolosluğa yaptığı baskın bir çok ülke tarafından sert bir dille kınandı. Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın Başbakan Erdoğan ile telefonla görüşerek IŞİD'e karşı mücadelede birlikte çalışma çağırısında bulunduğu kaydedildi. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hua Chuying, AB Dönem Başkanı ve Yunanistan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Evangelos Venizelos ve İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Merziye Afham da saldırıyı kınayarak "Rehineler bırakılsın" dedi. Saldırı BM Genel Sekreteri Ban Ki moon tarafından da sert bir şekilde kınandı. BM Güvenlik Konseyi de birlik çağrısında bulundu. NATO Genel Sekreteri Andres Fogh Rasmussen baskınla ilgili "Koşulsuz bir şekilde ve hemen rehineler serbest bırakılmalı çağırısında bulundu. BM eski Genel Sekreteri Kofi Annan da Suudi Arabistan, İran ve Türkiye'nin katılımıyla "ortak yaklaşım" için çekirdek grup oluşturulmasını istedi.