18 Nisan 2024 Perşembe / 10 Sevval 1445

33. Kitap Ve Kültür Fuarı

SULTANAHMET CAMİİ AVLUSUNDA BAŞLAYAN VE YILLARDIR AKSAMADAN HER RAMAZAN AYINDA DEVAM EDEN TÜRKİYE KİTAP VE KÜLTÜR FUARI BU YIL DA BEYAZIT MEYDANI’NDA TÜM KİTAPSEVERLERİ AĞIRLIYOR. RAMAZAN ATMOSFERİNE EN UYGUN MEKANLARDAN BİRİNDE YAPILAN FUARIN YENİKAPI’YA TAŞINACAĞI SÖYLENTİSİ İSE EN HARARETLİ TARTIŞMA KONULARINDAN BİRİ…

FATMA ZEHRA DEMİR4 Temmuz 2014 Cuma 07:00 - Güncelleme:
33. Kitap Ve Kültür Fuarı


TÜYAP’ın ulaşılmaz olduğu ve ‘dini’ yayınlara yer vermediği, ‘sağ’ tandanslı yayınevlerini ötelediği zamanlarda, kitaba ve kitapçıya ulaşmak için Cağaloğlu’na ya da Beyazıt’taki Sahaflar’a yol düşürmeniz gereken yıllarda Sultanahmet Camii’nin avlusunda Ramazan ayıyla birlikte açılan fuar, biz okurlar için adeta bir vaha gibiydi. Üstelik ‘Dini Yayınlar’ başlığı ile yapılan bu fuarda sair zamanlarda arayıp bulamadığımız pek çok eseri, üstelik de indirimli olarak bulabiliyorduk. Sosyal medyanın s’sinin henüz hayal bile edilmediği, imza günleri ve konferanslar dışında bir yazarı yakından görmenin ve konuşabilmenin mümkün olmadığı aslında çok da uzak olmayan bir geçmişte yapılmaya başlanmıştı Dini Yayınlar Fuarı. Sonra adı Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı olarak değiştirildi. Ama okurlar için Dini Yayınlar Fuarı olarak anılmaya devam edildi. Yıllar içinde Sultanahmet Camii’nin avlusu yetmemeye başladığında fuar Beyazıt Meydanı’na taşındı. Bir zamanlar Marmara Kıraathanesi’nin müdavimlerini ağırladığı, Sahaflar’ın hâlâ kitap meraklılarının uğrak yeri olduğu Beyazıt Meydanı bu anlamda İstanbul’da fuara en yakışan alan oldu. Okur da kısa sürede alıştı bu mekana. 33 yılı geride bırakan ve artık gelenekselleşen Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı bu yıl da 150’den fazla yayınevini ağırlıyor. İstanbul Beyazıt’ta ve Ankara Kocatepe Camii’nde kapılarını kitapseverlere açtı. Türkiye Diyanet Vakfı’nca organize edilen ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş., Basın Yayın Birliği ile ESKADER’in katkılarıyla gerçekleştirilen fuarın dünü, bugünü ve geleceği hakkında organizasyona emek verenler ve yayıncılarla konuştuk.


BEYAZIT MEYDANI KİTAPLA ÇOK DAHA GÜZEL


İbrahim Hakkı Özkal Dergâh Yayınları


Fuarın adı her ne kadar Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı olsa da, her yıl Ramazan ayında yapıldığı için genelde “Ramazan Fuarı” olarak ifade edilir. Biz de Ramazan fuarına, dolayısıyla Ramazan’a özel hazırladığımız yeni kitaplarımızı okuyucularımıza sunuyoruz. Mustafa Kutlu’nun yeni kitabı “Vatan Yahut İnternet”i de Ramazan’da yayınlayarak bir Mustafa Kutlu geleneğini devam ettirmiş oluyoruz. Özellikle Ramazan’da böyle bir etkinliğin gelenekselleşmesi, bizim ve okurlarımız açısından oldukça önemli. Yoğun bir ibadet ayı olan Ramazan’ın bir kitap fuarıyla süslenmesi ve bunun da okurlar tarafından benimsenmesi kültür dünyamız ve Türk yayıncılığı için büyük anlam taşıyor. Okur Beyazıt Meydanı’na alışmakta zorlanmadı, hatta daha nitelikli bir okur kitlesi oluştu diyebiliriz. Fakat Beyazıt Camii’ndeki restorasyon çalışmalarının uzaması ile fuar sıkıntılı bir hal alsa da okurların hevesi kırılmadı. İnşallah önümüzdeki yıllarda bu sıkıntılar aşılır. Mekân değişiklikleri bu tip organizasyonlar için genel olarak sıkıntılıdır. Okur yeni yere gelmeyebilir, gelse de beğenmeyebilir, uzak bulabilir, eski yeri özleyebilir vs. Beyazıt Meydanı’nın merkezî bir konumda oluşu bu sıkıntıyı daha da az hissetmemizi sağladı. Fakat bir fuarın gelenekselleşmesini istiyorsak, bir alanda sabit kalabilmemiz şart. Beyazıt Meydanı kütüphane ve kitabevleri yoğunluğu açısından Sultanahmet’e nazaran daha zengin bir konumda. Bu açıdan Beyazıt Meydanı kitapla çok daha güzel.


BEYAZIT, FUAR İÇİN MANEVİ BİR ATMOSFER SAĞLIYOR


MÜNİR ÜSTÜN Basın Yayın Birliği Yönetim Kurulu Başkanı

Profil Yayınları olarak tüm yurtiçi ve yurtdışı fuarları olduğu gibi artık özellikle İstanbul ve Ankara’da Ramazan deyince akla ilk gelen kültür etkinliklerinden olan Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı’nı da oldukça önemsiyoruz. Bu fuar öncesinde de okuyucularımızla muhakkak buluşturmak istediğimiz ve çok şükür ki yetiştirebildiğimiz 4 yeni kitabımızla fuardaki yerimizi alıyor olacağız. Türkiye’nin en iyi şairlerinden Osman Konuk’un “Beyaz Savunma” ve Nurettin Durman’ın “Derin Yara” isimli son şiir kitapları ve genç nesil şairlerimizden Mustafa Akar’ın 3. Kitabı olan “Küçük Bir Gökada” fuarı ziyaret eden şiirseverlerin beğeneceğini umduğumuz yeni yayınlarımız olacak. Bununla beraber yıllardır Türk Kültür hayatında önemli görevlerin altından başarıyla kalkmış tecrübeli bir isim olan Erhan Erken hocamızın 28 Şubat süreci sonrası geçtiğimiz kritik süreçleri bunların sosyal ve iktisadi hayatımıza yansımalarını ve özellikle Müslümanların para ile imtihanını konu alan yeni kitabı “Zaman Tünelinden Geçerken” in de okuyucularımız tarafından dikkat ve beğeniyle okunacağını ümit ediyoruz. Gerek yeni yayınlarımız gerekse klasikleşmiş yazar ve kitaplarımızla, düzenleyeceğimiz imza günleriyle fuarı heyecanla beklemekteyiz anlayacağınız.

Özlediğimiz ve arzuladığımız bir tablo bu aslına bakarsanız. Keşke bir tek Ramazan’ı değil tüm önemli günleri, ayları, haftaları bir kitap okuma şenliğine, akıllara kitapları düşüren bir geleneğe devşirebilsek. Özellikle Ramazan ayımızın böyle bir gelenekle anılması ise ilk emri “Oku!” olan bir dinin mensupları olan bizleri heyecanlandırıyor ve ümitlendiriyor. Hepimizin muzdarip olduğu “kitap okumuyoruz” söylemini bir serzenişten öteye geçirerek bu durumu tersine çevirecek bu ve benzeri organizasyonlara çok ihtiyacımız var gerçekten.

Bu fuarların kemikleşmiş bir ziyaretçi profili var. Pek çok kitap sevdalısı aile çocuklarıyla birlikte yaptıkları Ramazan etkinliklerine kitap fuarı ziyaretini de ekliyor uzun yıllardır. Alışkanlıkları kırmak her zaman zordur.Özellikle gelenekselleşmiş ya da kalıcı olması istenen organizasyonlarda mekan ve zaman oldukça önemlidir. Sürekli alışveriş yaptığınız bir dükkanın yerinin değişmesinin nasıl bir etkisi olursa bu da benzer bir etki yaptı başlarda. Tabi ki zorlukları oldu hem okuyucular hem de yayıncılar açısından. Ama ben bunun aşıldığını düşünüyorum. Beyazıt yeni bir alışkanlık haline geldi artık

İstanbul’da hele ki sur içinde Ramazan bir başka oluyor. Buradaki merkezi yerlerden birisi de Beyazıt. Sur içinde iftarı bekleyen ya da iftarını yaptıktan sonra vakit geçirmek isteyen aileler için Beyazıt’ın güzel bir tercih olduğu aşikar. Bölgenin en eski üniversitelerinden olan İstanbul Üniversitesi’nin, Osmanlı’nın sembollerinden Beyazıt Camii’nin yanı başında yer alan fuar alanı, hele ki konumuz kitaplarsa, bu çapta bir kültür etkinliği için farklı bir manevi atmosfer de oluşmasına vesile oluyor.


FUAR OKURU DEĞİL OKUMAYANI DA KİTABA ÇAĞIRMALI


Ertuğrul Alpay Ötüken Neşriyat


Temmuz ayında Çanakkale Cephesi’nden Mektuplar başlığı altında Guy Warneford Nightingale isimli bir İngiliz bir subayın sansürsüz mektuplarını, Mustafa Macit’in toplumdaki kadercilik anlayışını sosyo-psikolojik bir tahlile tuttuğu Kadercilik çalışmasını, Asuman Güzelce’nin Aşk, Sır, İstanbul başlıklı romanını ve 60’lı yılların kaotik ortamını bizzat yaşayan günümüzün önemli simalarının bu döneme dair hatıralarını anlattıkları 60’lılardan Vatan Kurtarma Hikâyeleri başlıklı eserleri neşredeceğiz. Ramazan ayı denilince hiç şüphesiz akla ilk gelenlerden biri de kitap fuarı. Türkiye Kitap Fuarı’nın artık kültürümüzün önemli geleneklerinden biri haline geldiğini söyleyebiliriz. Bu fuar dinimizin ve kültürümüzün yeni nesiller tarafından benimsenmesinde de büyük bir öneme sahip; şöyle ki, kendisine “Kitapla” hitap edilen bir toplumun kitapsız yaşaması düşünülemez ve Türkiye Kitap Fuarı da bu açıdan yeni nesillerin hem camiye hem de kitaba ulaşması ve alışması açısından önemi tartışılmayacak kadar büyük bir hizmette bulunuyor. Ramazan ruhuna, atmosferine ve ibadete en yakın değeri kitap olarak görüyorum. Bundan beş yıl önce biz yayıncılar Sultanahmet Camii’nin avlusundan çıkartıldık ve Beyazıt Meydanı’na taşındık. Kitap fuarından çok daha sonra Sultanahmet Meydanı’nda Ramazan boyunca açılan yiyecek-içecek standları nedense oldukları yerde duruyorlar. Sultanahmet Meydanı bize layık görülmedi maalesef. Ramazan atmosferini daha güzel tadabilmek için insanlar tarihi camilerin olduğu yerlere giriyorlar. Beyazıt Meydanı da bu yerlerden biri olarak görülebilir fakat bütün Ramazan etkinliklerinin Sultanahmet Meydanı’nda yapıldığını düşünürsek ve üç yıldır da Beyazıt Camii’nin tadilatta olduğunu göz önünde bulundurursak insanları Beyazıt Meydanı’na çekecek tek organizasyon olarak geriye kitap fuarı kalıyor.


FUARA YAKIŞAN MEKAN SULTANAHMET


Okur her zaman kitaba ulaşmanın bir yolunu bulur. Fuarlar okur için bir şenlik gibidir. Fakat hedef sadece okur olmamalı. Okumayan, kitaptan uzak insanlara da ulaşmamız, kitap okumanın zevkini bir şekilde onlara da tattırmamız gerekiyor. Sultanahmet Meydanı’nın bunun için çok önemli bir mekân olduğu kanaatindeyiz. Fuarın Sultanahmet Camii avlusundan Beyazı Meydanı’na taşınması gerçek okuru çok da fazla etkilemedi. Zira hemen yan taraftaki sahaflar ve İstanbul Üniversitesi sebebiyle okurun ziyadesiyle alışık olduğu bir mekan. Okurlar burada, Sultanahmet Camii avlusuna nazaran çok daha ferah ve düzenli bir ortamda kitapla buluşuyor. Yayınevleri açısından ise durum çok farklı. Yayınevleri ne kadar çok insanla temas ederse o kadar faydalı oluyor. İnsanlar kitap satın almak üzere Beyazıt Meydanı’na geliyorlar ya da Sultanahmet’i gezdikten sonra kitap fuarına da bir uğrayalım düşüncesiyle hareket ediyorlar. Bu sebeple, sanılanın aksine çok kalabalık bir ortam oluşmuyor; bu da yayınevlerinin daha çok insanla temas kurmasının önüne geçiyor. Beyazıt Camii’nin tadilatı sebebiyle son bir-iki yıldır daha da az insan gelmeye başladı. Haliyle bu da yayınevlerinin satışlarını etkileyen olumsuz bir unsur. Fuarın öncelikli adresinin Sultanahmet Meydanı olması gerekir. Sultanahmet Meydanı Ramazan coşkusunu daha yoğun yaşatabileceğimiz bir alan. Kitap da burada olursa o zaman eksiklik kapanmış ve tam olarak Ramazan ruhunun yakalanabileceği bir ortam hazırlanmış olur. Kitap fuarını sadece kitap satılan bir yer olarak görmemek gerekir. Yazarlarla sohbet etmek, imza almak imkânının yanı sıra düzenlenen konferanslardan faydalanmak da var. Önümüzdeki yıl kitap fuarının Yenikapı meydanında olacağı dillendirilmeye başlandı. Bize neresi gösterilirse yayıncılar olarak oraya gitmek zorunda kalıyoruz. Fikrimizi soran pek olmuyor fakat Yenikapı Meydanı yukarıda izah etmeye çalıştığım birçok sebeplerden ötürü bu fuarın ve Ramazan atmosferinin yaşatılabileceği bir yer değil. Cami gölgesi altında olmayan bir Ramazan etkinliği her zaman eksik kalacaktır. İnsanlar Yenikapı Meydanı’na neden gelsinler? Bunu çok iyi ölçüp, tartmak gerekiyor.


 KADİM BİR TARİHİN ORTASINDA KİTAPLA BULUŞUYORUZ


Nevzat Kütük İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. Genel Müdürü Kültür A.Ş.


Türkiye Kültür ve Kitap Fuarı’nın paydaşlarından… Kurum olarak bu fuar sizin için ne ifade ediyor?


Ramazan ayının manevi ikliminde gerçekleşen Türkiye Kültür ve Kitap Fuarı bizim önemsediğimiz bir organizasyondur. İstanbul’u anlatan prestij kitaplarımız, albüm, belgesel çalışmalarımız, yeni markamız Hediyem İstanbul ve köklü markamız İstanbul Kitapçısı ile Kültür A.Ş.’nin temsiline özel bir önem veriyoruz. Gerek yaptığımız çalışmaların görünmesi gerekse ticari anlamda bir karşılık bulması bakımından bu fuarların sektöre hareketlilik kazandırdığını, okurun ilk elden birçok yayıncıyı bir arada bulması bakımından da büyük kolaylık olduğunu düşünüyorum. Fuar uzun yıllar cami avlusunda yapıldığı için eleştirildi. Bir süredir Beyazıt Meydanı’nda yapılıyor.


Okur buraya alışmakta zorlandı mı? Kitap Fuarlarında yapılan mekânsal değişiklikler okuru ve yayıncıyı nasıl etkiliyor? Beyazıt Meydanı’nda yapılması nasıl bir ruh ve anlam katıyor fuara?


Fuar, her şeyden önce bir iklimdir. Kitap fuarları, kitabın kokusuyla, çeşitliliğiyle arz ı endam ettiği yerlerdir. Dolayısıyla kitap okuru her şeyden önce bu havayı teneffüs etmek ister. Bu anlamda bu şölene bu panayıra ortak olmak orada olmak ve o âna tanıklık etmek de önemlidir. Bu çerçevede okurun çeşitli eleştiri ya da önerileri zaman içerisinde dikkate alınmış, çeşitli değişiklikler yapılmıştır. Elbette ki bir de realite var. İstanbul’un artan nüfusu ve fuarlara artan ilgi mekân çözümlerini zaman içerisinde yeterli olmaktan uzaklaştırıyor. Beyazıt Meydanı aslında eski fuar mekânının çok uzağında bir yer değil. Ayrıca zaten orada bir sahaf geleneği var. Bu fuarın orada olması oradaki sahaflar açısından da bir canlılık kazandırdığını düşünüyorum. Dolayısıyla aslında Kitap Fuarı, alan düzenlemesi, bilinirlik ve ulaşım olarak güzel bir yerde bulunuyor. Ancak burası ile ilgili zaman içerisinde çeşitli öneriler haklılık kazanırsa inanıyorum ki çeşitli çözümler de üretilebilir. Amacımız insanlarımızın kitaba, bilgiye ulaşması, fuarlarda katılan yayıncılarımızın çalışmalarını okura sunabilmeleri ve bu etkileşimden yayıncılık sektörünün kazanmasıdır. Elbette ki Ramazan ayının manevi ikliminde, bu ayın anlam ve önemine dair yayın çeşitliliği de bu etkileşimden feyz ve bereket alarak geleceklerini inşa edeceklerdir. Beyazıt Meydanı’nda, kadim bir tarihin ortasında fuar alanı kuruluyor. Dolayısıyla bu havayı teneffüs ediyor, okuru da bu iklime çağırıyor. İnanıyorum ki medeniyetimizin bu yüz aklarının arasında kendisine bir yer edinecek, bu yerlerin manasından


TÜRKİYE'DE HİÇBİR KİTAP FUARI BÖYLE BİR FONA SAHİP DEĞİL


Osman Sarıköse Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı Genel Koordinatörü


Fuarın açılışını Ramazan arefesinde 27 Haziran Cuma günü Diyanet İşleri Başkan Yardımcımız Prof. Dr. Mehmet Emin Özafşar'ın katılımı ile gerçekleştirdik. Fuarımızda 170'i aşkın yayınevi, hem çadır içinde hem de dışında kurulan stantlara yerleşti. Büyük tanınmış yayınevlerinin yanı sıra, yeni kurulan daha küçük çaplı yayınevlerimize de yer veriyoruz. Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı 33 yıldır Türkiye Diyanet Vakfı tarafından düzenleniyor. 2010 yılından bu yana da yer ve fiziki şartların temini konusunda İBB Kültür A.Ş.'nin tam desteğini alıyoruz. Fuar Ramazan boyunca her gün saat 11.00'de açılıyor ve 23.00'e kadar ziyaretçilere açık kalıyor. Bu yıl da son üç yıldır fuar kapsamında Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği'nin (ESKADER) katkılarıyla düzenlediğimiz Beyazıt Ramazan Sohbetleri'ni dördüncü defa ziyaretçilerle buluşturacağız. Sohbetler bu yıl Beyazıt Devlet Kütüphanesi'nde yapılacak ve her gün saat 18.00'de başlayacak. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Diyanet İşleri Başkanlığı, Basın Yayın Birliği de fuara katkıda bulunan kurum ve kuruluşlar arasında yer alıyor.


SULTANAHMETE SIĞAMADIK


Türkiye Diyanet Vakfı'nın düzenlediği Türkiye Kitap ve Kültür Fuarları, Ramazan'da kitap adına yapılmış ilk ve en büyük etkinlik olma özelliğini taşıyor. İstanbul Sultanahmet Camii'nde başlayan ve Beyazıt Meydanı'nda devam eden, Ankara Kocatepe Camii avlusunda başlayan ve aynı yerde İstanbul’la eş zamanlı devam eden fuarlar, merkezî ve tarihî alanlarda konuşlanarak Ramazan'la özdeşleştiler. Çünkü bildiğiniz gibi Ramazan Kur'an ayıdır ve doğrudan kitapla ilişkilidir. İstanbul ve Ankara'da düzenlenen fuarlara Ramazan bereketinin sirayet etmesi ve gelenekselleşmesi de bu yüzden. Ramazan'da verilecek en anlamlı hediye kitap değil de nedir ki? Cami avlusunda yapıldığı sıralarda gelen eleştiri mekân seçiminden dolayı değildi elbette. Çünkü Ramazan'da düzenlenmiş bir fuarın Cami avlusuna yerleşmesi, geçmişte Cami avluları ve çevrelerinde yaşanan bir kültürü günümüze taşımak ve Ramazan, cami ve kitap ilişkisini vurguluyordu. Asıl eleştiri mekâna sığamayan stant ve ziyaretçiler yüzündendi. Beyazıt Fuarı'na taşındığımız yılın bir önceki Ramazan'ında Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan fuarımızı gezmiş, fuarın artık cami avlusuna sığmadığını görerek bu konuda bir çalışma yapılmasını istemiş ve fuar için en uygun yer olarak Beyazıt Meydanı tespit edilmişti. Bu değişiklik, fuarın daha geniş bir alana yayılmasını sağlayarak fiziki şartlarımızı ziyadesiyle güzelleştirdi. Beyazıt Camii'nin hatırına meydana getirilmiş bir alana fuar kurmak Türkiye Diyanet Vakfı'nın kitap fuarı yaklaşımı ile de birebir örtüşüyor. Ulaşımda sağlanan kolaylıklar ve Beyazıt'ın Tarihî Yarımada’nın merkezinde yer alması, seçkin bir okuyucu kitlesi ile buluşmamızı sağladı. Bu kitle yıldan yıla sayıca artış gösteriyor.


FUARIN YOLUNU GÖZLEYEN AZ DEĞİL


Beyazıt Meydanı, Osmanlı döneminde uluslararası panayırların düzenlendiği bir alan olmasından dolayı, zemin ve mekan ruhu olarak kitap fuarına son derece uygun. Çevresinde kültür taşıyıcılığı yapan birçok mekan da var. Başta Beyazıt Camii olmak üzere, bu yıl Beyazıt Ramazan Sohbetleri'ni gerçekleştirdiğimiz Beyazıt Devlet Kütüphanesi, İstanbul Üniversitesi ve Sahaflar Çarşısı ile çevrili. Türkiye'de hiçbir kitap fuarının böyle bir arka fona sahip olmadığını hepimiz biliyoruz. Elbette Beyazıt'ta olmanın kıymeti de günden güne daha fazla anlaşılıyor. Bugünlerde yaz aylarında yaşanan Ramazan, önümüzdeki yıllarda okul dönemi ile kesişeceğinden eminiz çok büyük kalabalıklarla ve rekor ziyaretçilerle karşılaşacağız. Hacmi birçok fuara göre küçük kalmasına rağmen Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı bu hacmin çok üstündeki ziyaretçi sayısıyla her yıl buluşuyor zaten. Fuarın bir yıl boyunca yolunu gözleyenler az değil. Yıllık kitap ihtiyacını yalnızca Beyazıt Fuarı'ndan temin edenler var. Biz böylesi sadık ziyaretçilerimizle otuz üç yıldan bu yana bir arada olmaktan mutluluk duyuyoruz. Elbette konar göçer bir fuar olmaktan dolayı işin birçok zorluğu var. Ama kitapseverlerin mutlu yüzleri, tebrik ve teşekkürleri bizim yorgunluğumuzu azaltıyor.