24 Nisan 2024 Çarşamba / 16 Sevval 1445

Yeryüzündeki Halife: İnsan...

Daha önce insanlar ve insancılar, benlik, bilinç ve vicdan ile muttaki ile okur karşısına çıkan Gürsel Tokmakoğlu, bu üçlemenin devamı mahiyetindeki Halife'yi de tamamladı.

ABDÜLKERİM KURAL14 Mart 2013 Perşembe 07:00 - Güncelleme:
Yeryüzündeki Halife: İnsan...


Kendisini Müslüman olarak niteleyen insan, yaptığı işlerden önce “Eûzu besmele” çeker ve “Kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım, Rahman ve Rahim adıyla!” der. Bu temel ibarede 3 taraf vardır; Âdemoğlunun kendisi, İblis ve Yaratan. Gürsel Tokmakoğlu'nun Halife adlı eseri de, iki iradeli yaratılmışlığı, İblis’in Âdemoğluna “düşman” olmasını ve Yaratan’ın vahiy yoluyla ilettiği mesajları kendisine temel almış. İblis’in düşmanlığı, büyük ölçüde Âdem’in “Halife” olarak tayin edilmesi üzerine ortaya çıkan bir durum. Bu yaklaşımla yazar, halifelik konusunu en başından itibaren incelemek gereği duymuş. Eserin ortaya çıkış nedeni olarak dikkatler bu istikamete çevrilmiş, odak noktası burası.Tokmakoğlu kitapta; İnsan ve Âdem, Halifelik, Düşmanlık, Gerçeklik ve Bilimsellik, şeklinde savlarını ortaya koyarak bir analiz-sentez örgüsü gerçekleştirmiş. Kur’an’ı okumak “kâinatı doğru okumakla” ilişkilendirildiğinde ve bir Müslümanın gününü “yaşayan bir Kur’an” olarak geçirmesinden bahsedildiğinde; genel resmi bir bütünlük içinde görmenin zarureti ortaya çıkmakta. Dolayısıyla bu eser, elementer başlangıçtan kâinatın geneline ilişkin temel ve hassas noktalara değinerek belirli bir tutarlılığı tarif etmekte.


ÜSTÜN İNSAN TANIMININ KÖKENİ


Bugünün insanı “antropomorf” bir hayvan değil, halife olan “en üstün varlık". Bu üstünlük esasında Batı tasnifinin “homo sapiens” olarak tarif ettiği “modern insan”a tekabül etmekte. Ancak üzerinde belirli tartışmaların yapıldığı evrimsel takıntılardan uzak kalındığında görülecektir ki; “İnsan yaratıldı ve Âdem tayin edildi” temel düşüncesi bizi bilimsel gerçeklerle de buluşturacaktır. Batı felsefesinin konuya ilişkin özgün bir kritiği yapılmakla beraber, bilimsellik esaslı çalışmaların asla yadsınmaması gerektiği üzerinde de durulmaktadır.


Bütünüyle bu eser, insana ait bütün konuları entelektüel bir bakış açısıyla ve Kur’an’ı referans alarak tartışmakta. Yazar, yaklaşık dört milyar yıl öncelerden itibaren incelediği süreci Hz. Muhammed zamanına getirerek tamamlıyor. Parçacık bahsinden, organizmadan, genetikten, davranışlardan, dünyanın gerekli gelişme ortamını hazırlamasından, jeolojik evrelerden ve antropolojik bulgulardan bahsediyor. “Üstün insan” tanımlı Âdem’in öncekilerden var olan farkını ortaya çıkarıyor. Halifeliği tanımlıyor ve bunun getirdiği sorumlulukları açıklıyor, Âdemoğlunun amelî, ruhanî, iradî ve bilgin taraflarını tartışıyor ve sonrasında da bir halife olarak, Âdem merkezli bakış açısıyla işlenen konuları birbirine bağlıyor.


Okuyucunun yararlanması açısından eserin içinde geçen süreçler bir “Zaman Dizini”, terimler bir “Sözlük” halinde, “görseller” yerinde harita ve resim olarak ve Kur’an’dan alınan referanslar bir “Ayet Dizini” şeklinde sunulmuş. Fikir ayrılıklarına zemin hazırlayan bir bakış açısını tasvir etmek için iki alegorik öykü ile konu desteklenmiş. Manadan maddeye, maddeden manaya olan dönüşümler içinde her bir ayrıntı etraflıca incelenmiş.