25 Nisan 2024 Perşembe / 17 Sevval 1445

Bir film çevirip şöhret olmak marifet değil

‘Aşkın Bedeli’ isimli dizinin başrol oyuncusu Zeynep Aydemir, “Tek işle şöhret olan isimler var. Önemli olan bir anda parlayabilmek değil, parladığınızda o ışığı canlı tutmaktır” dedi.

Nil Özer20 Ekim 2013 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Bir film çevirip şöhret olmak marifet değil

Recep İvedik, Alemin Kıralı, Doktorlar ve İşler Güçler gibi dizi ve filmlerde rol alan Zeynep Aydemir, bu kez Star TV’nin günlük dizisi ‘Aşkın Bedeli’ ile seyircinin karşısına çıktı. Bir aile hikayesinin anlatıldığı dizide ikiz kardeşler Selen ve Sedef’i aynı anda canlandıran Aydemir, STAR’ın sorularını cevaplandırdı.

- Günlük olarak yayınlanan ‘Aşkın Bedeli’nde seyirci neler bulacak?

Bol entrikalı, intikam, acı ve aşkın yoğun olarak bir arada yoğrulduğu bir dizi. Bir tarafta görkemli bir hayatın içinde, mutluluğun hemen yanı başında duran acı ve entrikalar, diğer yanda yitip gitmiş bir hayatın bedelini ödetmek için her geçen gün kinle büyüyen bir intikam meleğinin acımasız planları. Seyirci, Aşkın Bedeli’nde, tüm bu duyguların ve ödenen bedellerin resmini görecek.

- Canlandırdığınız karakter nasıl biri? Biraz anlatır mısınız?

İlk 26 bölüm boyunca iki karakteri birden canlandırıyorum. Sedef, zengin bir ailenin sevilen, iyi kalpli, eşine ve çocuğuna bağlı, düzgün bir eğitim almış gelini. İkiz kardeşi Selen ise Sedef’in aksine babası tarafından kötü şartlarda büyütülmüş, ezilmiş, yok sayılmış, her türlü kötülüğe itilmiş ve bu yüzden de hayata karşı gardını almış, sert ve biraz da protest bir karakter. 26 bölüm boyunca her anlamda birbirine zıt yapıda olan bu iki kız kardeşi canlandıracağım. 

- Peki ‘Selen Arıkan’ aşkın bedelini ödeyecek mi?

Selen sadece aşkın değil, hayatta birçok şeyin bedelini ödemiş ve bununla da acımasızca törpülenmiş bir kız. Bu yüzden çok fazla duvarları var, hayata ve insanlara karşı sert ve güvensiz. Selen bir bedel ödemekten çok ödediği bedellerin intikamını almak durumunda kalacak.

‘Oyunculuk çocukluk hayalimdi’

Oyunculuk benim çocukluk hayalimdi ama daha sonraki yıllarda o çocukluk rüyam gerçek oldu. Tiyatro, sinema ve televizyon dizilerinde rol alıyorum. Oyunculuk kesinlikle vazgeçemeyeceğim ve her adımında çok büyük keyif aldığım bir yolculuk. Oyunculuğun yanı sıra Uniact Studio adlı özel bir drama okulunda oyunculuk öğrencilerine sanat tarihi dersi verdim. Bu sene dizi yoğunluğundan dolayı ara vermek zorunda kaldığım bu iş, bana farklı bir vizyon kazandırdı. Eğitime çok önem veren bir ailede büyüdüm ve her fırsatta kendimi eğitmenin yollarını aradım. Bu yüzden meselenin eğitmen kısmında olmak benim için eşsiz bir deneyim oldu. 

BU İŞ BENİM İÇİN BİR DÜŞ ÜLKESİNE YOLCULUK GİBİ

- Oyunculuk sizin için ne ifade ediyor?

Oyunculuk benim için bir düş ülkesine dalmak gibi. Tanımadığınız bir sürü karaktere bürünüp, belki de hiç bilmediğiniz hayatları, duyguları deneyimlemenizi sağlayan bir serüven. Bu yüzden bu işe başladığım ilk andan itibaren gerek sahnede, gerekse ekran karşısında işimi her zaman ilk günkü heyecanıyla yapabiliyorum.

- Bir anda parlayan oyuncu adaylarına neler söylemek istersiniz?

Oyunculuk meşakatli bir meslek. Eğitimli ya da alaylı olun hiç fark etmez, deneyimle ve zamanla yoğrulduğu, şekillendiği ve daha da güçlendiği bir gerçek. Ülkemizde tek işle şöhret olan, magazin manşetlerinden düşmeyen isimler vardır elbet ama önemli olan bir anda parlayabilmek değil, parlayabildiğiniz zaman o ışığı uzun süre aynı canlılıkta yansıtabilmek olsa gerek.

ASLINDA HEPİMİZİN SİHİRLİ DEĞNEĞİ VAR!

- Sihirli değnek olsa neleri değiştirirdiniz?

Yaşamda bize acı veren, negatif olan, bizi yalnızlaştıran ve mutsuzlaştıran her şeyi yok etmek isterdim. Aslında hepimizin elinde, bir şeyleri güzel yapabilecek bir sihirli değnek olduğuna da inanıyorum, keşke buna herkes inanabilse...

- Sizi tanımayan birine kendinizi nasıl anlatırsınız?

“Gördüğün seni yanıltır, beni tanımak için zamana ihtiyacın var” derim. O zamanı ayıran kimsenin pişman olduğunu görmedim.