13 Nisan 2025 Pazar / 15 Sevval 1446

‘Kelebeğin Rüyası’ uzun sürse de güzeldi

Basın gösterimi Kanyon Cinemaximum Sinemaları'nda gerçekleşen Kelebeğin Rüyası filmi, sinema eleştirmenleri tarafından da beğenildi.

Nil Özer 19 Şubat 2013 Salı 07:00 - Güncelleme:
‘Kelebeğin Rüyası’  uzun sürse de güzeldi
Kelebeğin Rüyası filminin basın gösterimi, dün Kanyon Cinemaximum Sinemaları'nda gerçekleşti. Yılmaz Erdoğan'ın yönetmenliğini yaptığı Kıvanç Tatlıtuğ, Mert Fırat, Belçim Bilgin'in başrolde oynadığı film sinema eleştirmenleri tarafından beğenildi.

Türk şairleri Muzaffer Tayyip Uslu ve Rüştü Onur'un hayatından esinlenerek sinemaya uyarlanan film, 1940'ların Türkiye'sinde geçiyor. Verem hastası olan genç şairlerin aşk, dostluk, şiir ve hayatla olan ilişkilerinin anlatıldığı film görüntüleriyle ve oyunculuklarıyla dikkati çekiyor. Yılmaz Erdoğan'ın Behçet Necatigil rolüyle seyirciyle buluştuğu filmin yapımcılığını Necati Akpınar, görüntü yönetmenliğini ise Gökhan Tiryaki yaptı.

Atilla Dorsay: Ben çok beğendim, şairin sinemaya şiir yüklü bir armağanı. Şair bir yönetmenden, hayat, dostluk, aşk, ölüm, şiir üzerine bir film. Şiir üzerine olması bir kere filmi çok özgün kılıyor. Türk Sineması'nda pek yapılmış bir şey değil. Ama aynı zamanda 1940'ların Zonguldak'ı üzeirne bir film... Aynı zamanda dostluk denen şeyin ne kadar sağlam, bir kale gibi olabileceğini gösteren bir film ve de teknik nitelikleri dünya çapında. Filmin görüntüleri Gökhan Tiryaki'nin, filmin müzikleri Rahman Altın'ın dünya sinemasının gerisinde değil hatta ilerisinde. Neredeyse oyunculuklar da öyle. Zaten bildiğimiz oyuncular hepsi çok başarılılar; Mert Fırat, Belçim Bilgin, Yılmaz Erdoğan, Taner Barlas ama Kıvanç Tatlıtuğ asıl büyük sürpriz. Ben bir starım diyor. Her şeyiyle perdeyi dolduruyor. Bu film Kıvanç Tatlıtuğ'un verdiği kilolarla, bakışıyla, acılı, kırık zavallı haliyle her şeyiyle yüreğe dokunan bir oyun veriyor ve artık Türk Sineması'nda ben de varım diyor. Onu özellikle kutlamak isterim. Uzun ve ağır dolayısıyla bir kitle filmi olmayacak. Ama artık Türk seyircisinin de olgunlaşması, Yılmaz Erdoğan gibi popüler bir isimden gelen bu filme ilgi göstermesini bekliyorum. Çünkü sadece Romantik Komedi ya da Recep İvedik'lerden ibaret değil, sinema da bunlardan ibaret değil. Filmler Türk seyircisine layık olmalı ama seyirci de biraz Türk sinemasına layık olmalı. Böyle filmleri görmenin neredeyse bir görev olduğunu düşünüyorum.
Yekta Kopan: Film her şeyden önce tıpkı merkezine aldığı konu yani şiir yani şairlerin dünyayla, hayatla ve aşkla olan ilişkileri gibi bizimle olan ilişkisinde de şiirsel bir anlatım yaratmayı başarmış. Bunu hem Yılmaz Erdoğan'ın yönetmenlik tercihleriyle hem Gökhan Tiryaki'nin görüntü tercihleriyle gayet net bir şekilde anlayabiliyoruz. Filmin olmazsa olmaz dengesini kuran Mert Fırat ve Kıvanç Tatlıtuğ ikilisinin altının çizilmesi gereken bir oyunculuğu var. Bütün bu unsurlar bir araya gelince dört başı mahmur bir film ortaya çıkmış. Tıpkı konusu gibi sırtını şiire yaslayan bir film.

Alper Turgut: Öncelikle filmler bu kadar uzun çekilsin istemiyorum. İkincisi filmin en iyi noktası Kıvanç Tatlıtuğ. Belçim Bilgin ve Kıvanç Tatlıtuğ ikilisi olmamış. Belçim Bilgin'den liseli kız olmaz. Kimyaları olmamış. Ama Zeynep Farah Abdullah ve Mert Fırat ikilisinin kimyaları daha tutmuştu. Onun dışında filmin görüntüleri, müzikleri gerçekten güzeldi. Senaryonun bazı yerleri gereksiz uzamıştı buna rağmen güzeldi. Vizyona giren pek çok filmden önde. İyi para harcanmış, işçiliği sağlam. O tarihi canlandırmak pek kolay değil. Özellikle maden sahneleri gerçekten etkileyiciydi.

Serdar Akbıyık: Sinemamızda Türk edebiyatı arasında çok sıkı bir bağ olduğunu söylememiz zor. Diziler çevrilir ama filmlerde o bağ yoktur. Bu film Türk şiiri açısındanda, yönetmen ve senaristler açısından da çok önemli oyunculuk içinde çok önemli. Kıvanç Tatlıtuğ çok başarılı bir performans gösteriyor. Mert Fırat'ın kariyerinin en iyi filmi, Belçim Bilgin ne yazık ki sırıtıyor oyunculuğundan değil cast olmadığından.

Sevin Okyay: Yılmaz Erdoğan’ın bu konuyu bulmuş ve anlatabilmiş olması Muzaffer Tayyip Uslu ve Rüştü Onur'u unutulmuşluktan kurtarması bile benim için dünyalara bedel. Ayrıca filmi de çok sevdim.

Ömür Gedik: Kıvanç'ı özellikle çok beğendim çok iyi oynamış. Çok kilo vermiş. Sadece kilosu değil rolün içine girmiş. O dönemin bütün yoksulluğu açlığı filme çok güzel yansımış. Biraz uzun olmuş kesilebilirdi. Türkiye’de yönetmenler çektikleri filmleri sonuna kadar izleyici ile paylaşmak istiyorlar. Gayet başarılı, o dönemi de çok iyi yansıttıklarını düşünüyorum.

Avrupa galası Londra Film Festivali'nde yapılacak olan film, 22 Şubat'ta vizyona girecek. Yılmaz Erdoğan, Kelebeğin Rüyası'nın yönetmen koltuğunda oturmakla kalmadı, senaryosunu da kendisi kaleme aldı ve filmde oynadı. Yapımcılığını BKM'nin üstlendiği filmin çekim mekanları İstanbul ve Zonguldak olarak seçildi. Taner Birsel ve Ahmet Mümtaz Taylan da filmin diğer oyuncu isimleri arasında yer alıyor.