23 Nisan 2024 Salı / 15 Sevval 1445

Vildan Atasever'den Kürtçe eleştirilerine yanıt

Yeni filmi için Kürtçe öğrenmeye çalışan Vildan Atasever, kendisine yöneltilen eleştirilere 'Aborijin dili öğreniyorum desem bu kadar garip karşılanmazdı' yanıtını verdi.

22 Kasım 2014 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Vildan Atasever'den Kürtçe eleştirilerine yanıt
Erdan Kıral'ın yönettiği 'Gece' filminde, 90'larda İzmir'e göç etmek zorunda kalmış paramparça bir Kürt ailesini ayakta tutmaya çalışan Gülcan'ı canlandıran Vildan Atasever, "Senaryoyu okuyunca önce tosladım. Çok sorularım vardı. Araştırdım. Karakterin derinliklerine inince başka gerçeklerle yüzleştim" dedi.
 
"ABORİJİN DİLİ ÖĞRENİYORUM DESEM..."
 
Radikal gazetesine açıklamalarda bulunan güzel oyuncu, Kürtçe öğrendiği için kendisini eleştirenlere "Kursa gitmiyorum, kendi kendime öğrenmeye çalışıyorum. Neden bu kadar ilgi gördü anlamış değilim. Kürtçe bir filmde oynarım diye değil, ben kendi coğrafyamın dillerini merak ediyorum. Bu filmde de birkaç yerde Kürtçe konuşuyorum. Bunu Erden hocaya rica edip ekleyen de benim. Lazcayı da merak ediyorum mesela. Aborijin dili öğreniyorum desem bu kadar garip karşılanmazdı ama Kürtçe öğreniyorum deyince garip karşılandı. Ben 1 yaşında Diyarbakır'da açtım gözümü. 5 yaşına kadar da oradaydım. Kendi ülkemin dili, neden bu kadar şaşırıyorsunuz..." yanıtını verdi.
 
İşte Atasever'in açıklamalarından bir kesit;
 
İlk filminizle (İki Genç Kız) Altın Portakal'da en iyi kadın oyuncu seçilmek geriye dönüp baktığınızda nasıl yansıdı kariyerinize? Çok işinize yaradı mı?
 
O zaman çok senaryo okumamı sağladı. Zaten o dönem Zeki Demirkubuz'la 'Kader' filmi için çalışıyordum. Bu yaptığımız işin Nuri Bilge Ceylan'ın, Ferzan Özpetek'in, Yılmaz Erdoğan'ın olduğu bir jüri tarafından tescillenmesiydi. Doğal olarak ilk filmimde bu kadar saygı duyduğum insanlardan ödül almak doğal olarak insanı onurlandırıyor. Mesleğinizde daha umutlu olmanızı sağlıyor. Fakat bu yaptığım o işe, o karaktere verilmiş bir ödüldü. Devamı önemliydi benim için.
 
Devamı da iyi geldi. Ertesi yıl 'Kader'le de aynı ödülü alabilirdiniz. Muhtemelen iki yıl üst üste olmasın diye verilmedi ayrı. Fakat sonrasında durdunuz sanki. Çok mu seçici davrandınız, ne oldu?
 
Evet, çok ince eleyip sık dokudum.
 
Bundan dolayı pişmanlık da duydunuz mu?
 
Pişmanlık değil sorguluyorum. Çünkü hep üretmek, karakteri okuduğunda seni bambaşka yerlere götürsün istiyorsun.
 
Sizin reddettiğiniz ve başka bir oyuncunun oynayıp alıp yürüdüğü, pişmanlık yaşadığınız bir rol var mı?
 
Olmuştur belki ama o da onun kısmeti oluyor. Ben benim inandığımın peşindeyim. 'Gece' öyleydi. Gülcan ailesinin umudu, başka türlü olma, okuma isteği var. Neyle karşılaşırsa karşılaşsın hayattan vazgeçmeyen bir karakter. Gerçeklerle yüzleştiğinde onlara sarılıp, bir arada tutmak isteyen bir karakter… O evin küçük kızı büyüyor ve ailesine o sarılıyor artık. Bir de en çok hoşuma giden tarafı 'Gece'nin kadın tarafında duran bir film olması. Sinemada çok azdır böyle. Aile için bir şeyler yapma gücünde olan erkekler sadece konuşuyorlar, filmdeki kadınlar ya yalnız ya da sömürülüyorlar.