Yılmaz Erdoğan'ın, şair Rüştü Onur'a vefası

Yazar-Yönetmen Yılmaz Erdoğan, 'Kelebeğin Rüyası' filminin 22 Şubat'ta vizyona girmesinin ardından geniş kitleler tarafından tanınan Rüştü Onur'un, eşi ve kayınpederiyle yan yana bulunan mezarının onarıma ihtiyaç duyulduğunu öğrenmesi üzerine harekete geçti.

Rüştü Onur'un baldızı Sabahat Sessiz'in de görüşleri doğrultusunda Onur, eşi ve kayınpederinin mezarları, onarılarak iyi bir görünüme kavuşturuldu.

Mezara, Onur'un isimsiz şiirinden 'Bir avuç toprak sana/Bir avuç toprak bana/Dünyada değilse de/Mezarlıkta (karanlıkta) yan yana' dizeleri ile 'Sen Varken' adlı şiirinden 'Sen varken/Yalnız değilim bu şehirde/Oturup konuşabiliyorum/Hatta gezinebiliyorum/Sokaklar boyunca/Ya sen olmasan...' dizeleri yazıldı.

'Kelebeğin Rüyası' filminin proje koordinatörü Ferat Bilgin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 15 Ekim 1942 tarihinde ölen Mediha Onur ve 2 Aralık 1942'de veremden hayatını kaybeden Rüştü Onur ile kayınpederi Mehmet Ali Sessiz'in mezarlarının yaptırılması için Yılmaz Erdoğan'ın hassasiyetle davrandığını söyledi.

Şairin anısına mezarlarını yaptırmanın mutluluğu içinde olduklarını ifade eden Ferat Bilgin, 'Mezarların yapılmasında Sabahat Sessiz'in önerilerini, görüşlerini dikkate aldık. Onur'un iki şiirinden dizelere de mezarda yer verildi' dedi.

-Rüştü Onur ve Mediha Sesiz-

Devrek ilçesinde 1920'de doğan Rüştü Onur, Zonguldak Mehmet Çelikel Lisesi öğrencisiyken vereme yakalandı. Okula devam edemeyen ve Maliye varidat memur muavini olarak Ereğli Kömür İşletmeleri'nde çalışmaya başlayan Onur, 1941-1942'de zamanını iş ve hastane arasında geçirdi.

Lise öğretmeni Behçet Necatigil ve yakın arkadaşı şair Muzaffer Tayyip Uslu ile dergi ve gazetelerde şiirleri yayımlanan Onur, sağlığı kötüleşince İstanbul'da tedavi gördü.

Onur, Zonguldak'a gelirken Anafartalar Vapuru'nda tanıştığı Mediha Sessiz'le nişanlandıktan son evlendi. Eşinin 15 Ekim 1942'de ölümünün ardından Onur da 2 Aralık 1942'de hayatını kaybetti.

'Kelebeğin Rüyası' filminde, Zonguldak'ta yaşayan şairler Muzaffer Tayyip Uslu ile Rüştü Onur'un hüzünlü hikayesi anlatılıyor.