26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

HSYK seçimleri neden çok önemli?

Hukuk ve Değişim Derneği Samir Altunkaynak, Söz Bitmeden'de Elif Çakır'ın konuğu oldu. Altunkaya, 12 Ekim'de yapılacak olan HSYK seçimlerinin neden bu denli önemli olduğunu canlı yayında açıkladı.

2 Eylül 2014 Salı 07:00 - Güncelleme:
HSYK seçimleri neden çok önemli?
Samir Altunkaya'nın açıklamalarından satır başları:
 
 
YİRMİDORTHABER.COM
 
 
'Paralel yapı' kaldığı yerden devam etmek istiyor
 
 
Ben bir hukukçu olarak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden daha önemli olduğunu düşünüyorum çünkü yargı, Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana güçler arası mücadelenin hep en önemli enstrümanlarından biri olmuştur. Yargı, gayrimeşruluğun meşruiyet aracı olarak kullanıldığı için özellikle 17 ve 25 Aralık operasyonlarından sonra yapılan tüm hukuk dışı işlemleri seçilmiş irade bertaraf etmiştir. Fakat bu paralel yapı tüm bu işlemleri sonuçsuz bırakmak ve kaldığı yerden devam etmek için var gücüyle 12 Ekim'de yapılacak HSYK seçimlerine kendisini odaklamıştır. 
 
 
Meslektaşlarına karşı 'Siz Ekim'den sonra görürsünüz..' şeklinde tehditler var
 
 
Hakimlik ve savcılık görevini onuruyla, anayasal düzlemde yapan meslektaşlarına karşı, "Siz Ekim'den sonra görürsünüz" şeklinde üstü örtülü ya da açık tehditler olduğunu hem duyuyoruz hem biliyoruz. Dolayısıyla sayın Cumhurbaşkanımıza ya da seçilmiş iradeye karşı yargının daha önce 28 Şubat'ya, daha da geriye gidersek 1960 darbesinden sonra hatta 1971 muhtırasından sonra nasıl bir silah olarak kullanıldığını gördüğümüzde neler olup biteceğini ben tahayyül edemiyorum. Bu anlamda HSYK seçimlerinin ülkemiz açısından hayati bir önem arz ettiğini düşünüyorum.
 
 
Cumhuriyetin kuruluşundan 1960'a kadar HSYK diye bir kurum yoktu. Tüm hakimlerin özlük işleri, tayinleri Adalet Bakanlığı tarafından yapılmaktaydı. Dolayısıyla o günkü iradenin tasarrufuna tabi idiler. 1960 darbesinden sonra iki kurul anayasaya girdi. Yüksek Hakimler Kurulu ve Yüksek Savcılar Kurulu... 1980 darbesinden sonra 1982 anayasasına ikisi birleştirilmek suretiyle HSYK olarak girdi ve 7 üyeden oluşuyordu. Bu kurul bağımsız bir kurul değildi çünkü ayrı bir sekreteryası, ayrı bir bütçesi yoktu. 2010 referandumu bu açıdan bir yüz akı olarak seçilmiş iradenin büyük mücadelelerden sonra elini taşın altına koyarak oluşturmuş olduğu bir iradeydi. Hem yasama hem yürütme Türkiye'de bağımsız, hakim ve savcının onuruna uygun bir meslek yürütmesi bakımından gerçekten çok önemli bir değişikliğe gitti. Bazıları gizli ajandaları ile bunu kendileri için kullanmış olabilirler ama bunun tahmin edilemediği seçilmiş iradenin samimi beyanlarında da belirtilmiştir zaten.
 
 
Neden böyle bir değişikliğe gidildi?
 
 
Yargı bir ideolojinin misyoneri olarak görülüyordu. Adalet tesis etmek için değil. Yargıya bir ideolojik yapının halka anlatılması ve dayatılması görevi verilmişti. Bu yargı zihniyeti 2010'a kadar devam etti. Bunu, yassıada mahkemesi, Turancılık Davası, 28 Şubat ve sonrasında açılan davalarda da görebiliyoruz.