Karaalioğlu: Demirel'in o sözleri Erdoğan'ın sıradışılığını gösterdi

'Yeni Türkiye' programında gündemdeki konular tartışıldı. İbrahim Kiras, geçmişteki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yaşanan karmaşalara değindi. Kiras, Süleyman Demirel’in Başbakanlığı bırakarak Cumhurbaşkanlığı yolunda gittiğini hatırlatarak, Demirel’in Cumhurbaşkanı seçildikten sonra verdiği demece dikkat çekti. Mustafa Karaalioğlu, 2007 yılı Cumhurbaşkanı seçimi sürecinde Süleyman Demirel'in “hiçbir fani hayır diyemez” sözünü hatırlatarak bu açıklamanın Erdoğan'ın sıradışılığını gösterdiğini ifade etti.

DEMİREL’İN O SÖZLERİ ERDOĞAN’IN SIRADIŞILIĞINI GÖSTERDİ

İbrahim Kiras şunları söyledi: “Süleyman Demirel Başbakanlığı bırakarak, tabiri caizse gemileri yakarak geldi. O zamanlar Demirel’le Cumhurbaşkanlığı süreci sonrasında bir röportajda şunu soruyorlar: “Siz niye Cumhurbaşkanlığı’na gittiniz? Siz gayet güzel bir Başbakanlık yapıyordunuz. Erdal Bey ile çok iyi anlaşıyordunuz. Halka sunduğunuz projeler vardı. Fakat icraatı bırakıp Cumhurbaşkanlığı’na yürüdünüz.” O zaman Demirel çok enteresan cevap vermişti. Ben onu hiç unutmuyorum. Demirel dedi ki; “bir siyasetçi için o önünüze gelen basamak öyle bir basamaktır ki ömrünüzde önünüze bir defa gelir ve oraya isteseniz de istemeseniz de, içinizden geçse de geçmese de o adımı atarsınız ve yürürsünüz” diye anlattı.”

Mustafa Karaalioğlu, Kiras’ın anekdotundan sonra Süleyman Demirel'in “hiçbir fani hayır diyemez” sözünü hatırlattı. Karaalioğlu, o açıklamanın Erdoğan'ı sıradışı gösterdiğini ifade etti. Karaalioğlu şunları söyledi:

“Süleyman Bey, hatırlarsan Tayyip 2007 Cumhurbaşkanlığı sürecinde “hiçbir fani hayır diyemez” diye tanımlamıştı orayı. Fakat, Erdoğan Abdullah Gül'ü Cumhurbaşkanı yaptı. Demirel, orada Erdoğan’ın sıra dışılığını gösterdi aslında.”

KASIM AYINDA “BU BÖYLE GİTMEZ” DİYEBİLİRİZ

Mustafa Karaalioğlu, Kasım ayında artık Başkanlık sistemine ve ya en azından Yarı Başkanlık sistemine geçmemiz gerekeceğini söyledi.

Çok yüksek ihtimalle biz Kasım ayına vardığımızda “ya bu iş böyle olmuyor, biz doğrudan şu Başkanlık sistemine geçelim” diyebilecek noktaya gelebiliriz. Ya arkadaş artık gerçekçi olalım; “ya Yarı Başkanlık olsun, hiç olmazsa Cumhurbaşkanı’nın partiyle bağı kopmasın bir şey olsun, bu böyle gitmiyor” diyebiliriz. Öyle zannediyorum ki buna gideceğiz. Bu sistemi ancak AK Parti iktidarı ve AK Partili Cumhurbaşkanı modelinde işlerliğini görebiliriz.

BİZ YÜZDE 54’ÜZ DİYENLERİN CUMHURBAŞKANI ADAYI GÖSTEREMEMESİ “TRAJEDİ”DİR

Mustafa Karaalioğlu, siyasette sadece AK Parti’nin adaylarının konuşulduğunu ifade etti. “AK Parti yüzde 46 aldı, biz 54’üz” diyenlerin bir aday dahi gösterememesini “trajedi” olarak yorumladı.

Televizyonlarda, gazetelerde AK Parti’nin adayının kim olacağından başka bir Cumhurbaşkanlığı tartışması yok. Bu da bir trajedi. Yani “biz Türkiye’yi temsil ediyoruz, AK Parti şuydu buydu, böldünüz yıktınız vs.” bütün o türbülansa rağmen hatta “46 oldunuz, biz 54’üz” gibi bir takım efelenmelere rağmen hiç kimse de çıkıp bugün “ya bir dakika ne oluyor bu Abdullah Gül ile Erdoğan’a. Burada yüzde 54 var, yüzde 55 var, bilmem ne var” diyip de “adayımız da şudur ya da şu olacaktır” falan gibi egzersiz dahi yapabilecek durumda değil.

MEVCUT YETKİLER YARI BAŞKANLIK SİSTEMİNİ YÜRÜTMEYE UYGUN

İbrahim Kiras, mevcut yetkilerin Cumhurbaşkanı’nın Yarı Başkanlık için yürütmeye uygun olduğunu aktardı.

“Cumhurbaşkanlığı görevini yetkilerini yürütmek için anayasal çerçeveyi zorlamak ve ya anayasal hakları geniş kullanmak ve ya bir takım şeyleri aşmak diye ihtiyaç olmadığını düşünüyorum. Zaten mevcut Cumhurbaşkanlığı yetkileri bir fiili Yarı Başkanlık yürütmeye müsait. Mesele bunun adının konulmasında. Anayasal çerçeveye oturtulması derken onu söylüyoruz. Çünkü en az yüzde 51 oyla gelmiş bir Cumhurbaşkanı var. Bu Cumhurbaşkanlığında çok geniş yetkiler var aslında. Bugüne kadar neden kullanılmamış? Siyasi gücü olmadığı için.”

ÜÇ DÖNEM KURALI DEĞİŞMELİ

Ali Bayramoğlu, üç dönem kuralının değişmesini gerektiğini söyledi. Demokratik açısından karşılığı olmadığını ifade etti.

“Bence üç dönem kuralı değişmeli. Değişmeli ve ben bunun iyi bir niyetle AK Parti’nin ilk dönemlerinde oraya konulduğunu. Ama bunun bugün çok demokratik akış açısından karşılığı olmadığını düşünüyorum. Fakat şunu koyabilirsiniz; “Genel Başkanı değiştirelim.” Dünyanın pek çok ülkesinde var. Ama “Başbakan olmasın, milletvekili seçilmesin” demenin biraz zorlayıcı olduğunu düşünüyorum.”

PROGRAMIN TAMAMINI AŞAĞIDAN İZLEYEBİLİRSİNİZ



***



***