18 Nisan 2024 Perşembe / 10 Sevval 1445

Almanlar, 100 yıl önce Rusları da dinlemişti

Cihan Harbi’nin üzerinden tam bir asır geçti. Dünyanın en büyük felaketlerinden biri olan bu savaş, milyonlarca cana ve bir o kadar da mal kaybına neden oldu. Osmanlı Devleti’nin de birden fazla cephesinde mücadele ettiği harbin ilk büyük zaferi, Almanlar tarafından Ruslar’a karşı Tannenberg Muharebesi’nde alındı.

Murat Kutlu31 Ağustos 2014 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Almanlar, 100 yıl önce Rusları da dinlemişti
I. Dünya Savaşı başlarında Alman askeri erkan, kesin zaferin Batı’da Fransız ve İngiliz ordularını mağlup etmek suretiyle kazanılabileceğini düşünüyordu. Bu nedenle Almanlar en önemli kuvvetlerini Batı’ya doğru kaydırmış, Doğu’da olası bir Rus tehdidine karşı sadece sınırlarını koruyabilecek kadar bir ihtiyat kuvveti bırakmıştı. Batıda kazanılacak zafer sonrası Alman ordusu doğuya yönelecek, Avusturya ve Rus kuvvetlerini imha edecekti. Bu arada Fransızlar, Almanlar karşısında çaresizce Rusya’dan medet umuyor, Çar ordularının Doğu Prusya’ya doğru taarruza geçmelerini bekliyordu. 
 
Rus kuvvetleri sayıca üstün olmasına rağmen yeterli donanıma sahip değildi. Alman General Von Pritvitz komutasındaki 8. Ordu, Niemen Nehri üzerinden taarruz eden General Rennenkampf komutasındaki Rus I. Ordu ile mücadeleye başladı. Bu arada Rus II. Ordu ileri harekatla Doğu Prusya sınırına kadar gelmeyi başarmıştı. 19 Ağustos 1914’te Ruslar, Doğu Prusya’daki Gumbinnen şehrine ilerledi ve Almanlar’ı  püskürtmeyi başardı. Ancak bu sırada savaşın seyrini değiştirecek ilginç bir olay meydana geldi. Çatışmaların başında Almanlar, içerisinde bir yönetim subayının da olduğu 3 bin Rus askerini esir aldı. Sorgulanan Rus subayın verdiği bilgi çok şaşırtıcıydı. Rus ordusu telsiz haberleşmelerinde hiçbir şekilde bir şifreleme veya kodlama kullanmıyor, gayet sade bir dille haberleşiyordu.
 
Bu bilgi Almanlar için paha biçilmezdi, zira artık düşman karargahındaki sinyal akışı çok rahat takip edilebilecekti. Fakat Rus General Rennenkampf’ın ordusuyla ilerlemeye devam etmesi ve General Samsonov komutasındaki II. Ordu ile birleşmesi ihtimali karşısında panikleyen Alman General Von Pritvitz, ordusuna derhal Vistül Nehri’nin batısına çekilme emrini verdi. Bu durum Doğu Prusya’nın terk edilmesi anlamına geliyordu. Bu kararı kabul etmeyen Alman Başkomutan Mareşal Von Moltke, General Von Pritvitz’i görevinden almış, 8. Ordu komutasına emekli General Von Hindenburg’u getirmişti. Bu yaşlı ve tecrübeli komutanın kurmay başkanlığına da genç ve kabiliyetli bir asker olan Ludendorff getirildi. Von Moltke, Batı Cephesi’ndeki başarının Ruslar nedeniyle gölgelenmesini istemiyordu. Çünkü doğu cephesinde yaşanan ve hiç de hesapta olmayan Rus tehlikesi yüzünden Alman Ordusu, Paris’e 100 km kala durmak zorunda kalmıştı... 
 
Telsiz dinlemeleri Almanlara Rus kuvvetlerinin tüm stratejilerini yakından takip etme imkanı veriyordu. Almanlar, Rus I. Ordusu için bir süvari tümeni ile birkaç tabur bırakarak tüm güçleriyle General Samsonov komutasındaki II. Ordusu üzerine taarruzda bulundu. 25 Ağustos’ta başlayan sıcak çatışmada etrafları tamamen sarılmış olan Rus askerleri ya bölgede bulunan bataklığa doğru kaçıp orada hayatlarını kaybediyor ya da Almanların acımasız kurşunlarına hedef oluyordu. Beş gün süren çatışmada Almanlar 30 binin üzerinde Rus askerini öldürmüş, 92 bin tanesini de esir almıştı. Rus General Samsonov ise bu ağır mağlubiyeti içine sindirememiş ve intihar etmişti. 30 Ağustos 1914 günü Doğu Prusya’da Tannenberg Köyü yakınlarında gerçekleşen bu savaş, Birinci Dünya Savaşının ilk büyük imha savaşı olarak hafızalarda kalırken Almanya, Von Hindenburg ve Ludendorff gibi iki büyük kahraman kazanmış oldu.