25 Nisan 2024 Perşembe / 17 Sevval 1445

Bir Hint fakirini ülke ülke gezdirince hayatı değişti

Fransız yazar Romain Puertolas, bir Hint fakirini gardıroba koyup diyar diyar gezdiren, onun yaşadıklarını kaleme alıp 36 ülkede okutan bir isim. Üstelik daha önce yayımlanmayan yedi romana rağmen umudunu yitirmeden yazan eski bir polis de... STAR Pazar’a konuşan Puertolas, Hint fakirini ve onun sayesinde yaşadığı olağanüstü yolculuğu anlattı.

İnci Döndaş31 Ağustos 2014 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Bir Hint fakirini ülke ülke gezdirince hayatı değişti

Bir Ikea dolabında mahsur kalan Hint Fakiri’nin olağanüstü yolculuğu... Bu bir hikayenin başlangıç cümlesi değil, bir kitabın adı. Bu yıla damgasını vuran, 36 ülkede yayımlanan bir romanın... Hint fakiri Ajatashatru Lavash Patel’in maceralı yolculuğunu anlatıyor. Bu ismi nasıl okuyacağınızı kara kara düşünmeyin zira yazar, çevirmenleri rahat bırakmış, çevirmen bu ismi romanın yayımlandığı ülkede ses benzeri bir başka kelimeyle parantez içinde ifade ediyor. Türkiye’de Can Yayınları tarafından yayımlanan romanı Türkçeye çeviren editör Ebru Erbaş, Ajatashatru Lavash’ı “Ağaca taş attı yavaş, adada taş turu, acaba tuttu mu” kelimeleriyle telaffuz etmiş.

Hint fakiri, sahtekar, yaşadığı Racastan’da sihirli güce sahip olduğuna inanılan, çevresindekileri para toplamaya ikna edip o parayla Fransa’daki Ikea mağazasından çivili yatak almak için yola çıkan biri... Cebinde sadece bir yüzü basılı sahte 100 euro, kırık bir güneş gözlüğü var. Basit bir gidiş-dönüş yolculuğundan ibaret olacağını düşündüğü seyahati, Avrupa’nın dört bir yanına, hatta Kaddafi sonrası Libya’ya uzanan bir maceraya dönüşüyor. Çeşitli ulaşım araçlarıyla kat etmek zorunda kaldığı uzun yollar ve yolda karşılaştığı göçmenler onun hayatına çok şey katıyor.

Bu hikayeyi anlatırken son derece eğlenceli bir üslup kullanan kitabın yazarı Romain Puertolas, 38 yaşında bir Fransız. Daha önce üniversitede hoca, hava trafik kontrollü, pilot ve polis müfettişi olarak çalışan Puertolas, daha önce yedi roman yazmış, hepsi yayınevleri tarafından reddedilmiş ama yazmayı bırakmamış. Bu sekizinci romanı... Kabul edilince çok şaşırmış, hatta Fransa’da yayımlanmadan 30 ülkede yayımlanması için teklif alınca daha çok şaşırmış! Bunların hepsinin mucize olduğunu düşünmeyin. Bu röportaj, güzel bir romanı ve  umudunuzu hiçbir zaman yitirmemenizi anlatıyor. Puertolas, sorularımızı yanıtladı.

- Hikayeyi nereden ilham alarak yazdınız?

Hayal dünyam, sürekli akan musluk gibi. Her gün üç hikaye fikri vardır kafamda. Bunun yorucu olduğunu, tüm hikayeleri yazamayacağımı biliyorum. Bu roman için konuşacak olursam, önce adı aklıma geldi, sonra romanın ilk cümlesi, ardından ikinci cümlesi... Yazdığımda nereye gittiğimi bilmiyordum. Hayal gücüm beni şaşırttı. Yaşadıklarıma da bu romanda yer verdim.

- Kitaptaki hikaye Fransa’dan İngiltere’ye, İspanya’ya ve Libya’ya uzanıyor. Bu ülkelerle ilgili ilginç bilgilere yer veriyorsunuz. Çok mu seyahat edersiniz?

Aslında bildiğim yerleri romana koydum. Beş yıl Barselona’daki havaalanında çalıştım, Roma’da Parco di Principi Otel’de kaldım, İngiltere Brighton’da yaşadım. Libya’nın başkenti Trablus’tan İtalya’ya gelen kaçak göçmenler üzerine de çalıştığım için Trablus’taki durumları çok iyi biliyorum. Hayatım bir seyahat!

- Kaçak göçmenler, İngiliz polisi ve Hintlilerle ilgili tespitleriniz de çok ilginç. Sizi en çok hangi karakter eğlendirdi?

Bunlar benim dünyaya dair gözlemlerim. Polis olarak kaçak göçmenler üzerine çalışıyordum ama meseleye onların gözünden hiç bakmamıştım. Dünyada her gün sınırları geçmeye çalışan pek çok kişi yaşamını yitiriyor. Sanırım bu konu üzerine düşünmeliyiz. Tabii ki kitaptaki Hint fakirini sevdim çünkü onun biraz masum biraz kötü tarafı hepimizde var. Çingene taksici ise çok doğal bir insan; fevri, renkli ve canlı!

POLİS OLARAK DENEYİMLERİMİ EKLEDİM

- Neden kaçak göçmenler gibi ciddi bir konuyu mizahla örülü kitapta anlattınız?

Başladığımda planlamamıştım fakat Hint fakirini İngiltere’ye giden kamyona koyunca, bildiğim gerçekleri kullanmaya karar verdim. Sınırı geçen her kamyonda gizli şeyler saklanmıştır benim için, bu gizlilikleri kitapta sınırı geçen kamyona da koydum. Sonra bir polis olarak deneyimlerimi ekledim. İşin komik yanı eğlenceli ve olumlu bir şekilde hayatı görmeye çalışırım. Açlık, hastalık gibi zorluklarla yüzleştiğinizde oturup ağlamak yerine mücadele etmek, ileriye doğru yürümek, pozitif olmak işinize çok yarar.

- Romanı milyonlarca kişi okudu. Size gelen en ilginç okuyucu yorumu neydi?

Kanser hastası veya depresyondaki kişiler çok güldüklerini söylediler. Onlara problemlerini bir anlık da olsa unutturup gülümsemelerini sağlamak beni çok mutlu etti.

Daha önceki yedi romanım yayımlanmadı!

- Bir Ikea dolabında mahsur kalan Hint Fakiri’nin olağanüstü yolculuğu ismi gerçekten ilginç. Neden bu kadar uzun bir isim seçtiniz?

Çünkü hikayeyi yansıtıyor. Ben hikayeyi anlatan uzun başlıkları severim. Benim için kitabın adı, kitabın ilk cümlesidir. Dolayısıyla etkili ve güçlü olmalıdır. Kitabın yayımlandığı ülkelerdeki yayıncılar da ismi etkili buldukları için değiştirmeyip aynı isimle yayımladılar.

- Peki bu romanı yazmaya başladığınızda 36 ülkede yayımlanacağını düşünmüş müydünüz?

Tabii ki hayır. Hatta yayımlanacağını bile düşünmedim. Tıpkı önceki yedi romanım gibi...

- Okurlar Hint fakiri Ajatashatru Lavash Patel’in hikayesini neden bu kadar sevdi?

Çok uzak bir ülkeden, köyden gelen bir kişi de olsa tıpkı bizim gibi. Aynı zamanda bizden çok da farklı.

- Hint fakirinin öyküsünü yeni romanlarınızda devam ettirecek misiniz, yoksa yepyeni bir öykü üzerinde mi çalışıyorsunuz?

Yeni romanımda (Fransa’da 14 Ocak 2015’te yayımlanacak) bambaşka bir hikayeyi anlatıyorum. Fakat Hint fakirinin devamını da yazmaya başladım. Okumak için beklemek zorundasınız çünkü sırada başka öykülerim var. Dört kitabım yayımlandıktan sonra Hint fakirinin yeni öyküsünü okuyabileceksiniz.

Ikea'nın tavri her yerde aynı değildi

- Ikea’ya gelecek olursak. Kitaptaki olaylar Ikea’da başlıyor. Neden Ikea’da? Çok mu seviyorsunuz?

Hint fakirinin hikayesini yazarken yatak odamda bir Ikea gardırobu vardı. Hint fakirini onun içine koydum çünkü geleneksel bir figürü modern bir gardırobun içine koymak komikti. Ikea’nın renkli mobilyalarını beğeniyorum. Ikea’ya gittiğinizde mağazada dekore edilmiş odaların yaşanabilecek en güzel yer olduğunu düşünüyorum. Sanki gidip oraya yerleşip fırına tavuğu koyup pişmesini bekleyecekmişçesine her şey hazır ve gerçek.

- Peki Ikea yönetimi, markanın isminin kitapta kullanılması konusunda herhangi bir yorumda bulundu mı?

Fransa’da biraz problem oldu. İsimlerini kullanım tarzımı beğenmediler, hem isimlerini hem de logoyu kapaktan çıkarmamı; kitabın içine de bu hikayenin Ikea ile hiçbir ilgisinin olmadığına dair yazı koymamı istediler. Bu tavrı anlamadım, oysa beraber bir şeyler yapabilirdik. İspanya’da ise durum farklıydı. Benimle yapılan iki sayfalık bir röportajı markanın İspanya’daki kurumsal dergisinde yayımladılar. Yani ülkeye göre markanın tavır değişti.

YAKINDA FİLM OLACAK
 
- Hikayenizin sinema filmine çekilmesi için teklif aldınız mı?
 
Evet! Hatta Fransa’da kitap daha yayımlanmadan önce önemli bir Fransız yapımcıdan aldım. Sonra ise aralarında Hollywood’dan yapımcıların bulunduğu 13 uluslararası şirketten... Bütün bunlar benim için inanılmaz! IndIgo Mood’un yapımcısı Luc BossI ile senaryosunu yazıyorum şu an. BrIo Films ve Vamonos ProductIons adlı iki Fransız yapım şirketiyle anlaşma imzaladık. Filmde, Hint fakiri okuyucusunu büyük sürprizler bekliyor!