23 Nisan 2024 Salı / 15 Sevval 1445

Paşanın unvanıyla anılan cami

Atik Ali Paşa, Osmanlı tarihinde ilk şehit sadrazam, gazi, vasat, eski unvanlarla anılır. Adına yaptırmış olduğu Atik Ali Paşa Camii, kentin ilk camilerinden biridir ve sıradışı mimarisiyle şehre eskiden adını veren Constantin Sütunu’na da arkadaşlık eder.

BELKIS KAMUT AKTÜRK23 Kasım 2014 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Paşanın unvanıyla anılan cami

İstanbul’un kurucusu Constantin, M.S 330 yılında hem şehrin kaderini hem de tarihin yönünü değiştien bir karar almış,  Bizans’ı Roma İmparatorluğu’nun başkenti yapmıştı. Adını, şehrin adına vermiş, ayrıca  Constantin’in Şehri’ne yani Constaninopolis’e dev bir sütun diktirmiş, civarına heykellerle süslü tapınaklar, kiliseler ve kamu binaları da yaptırmıştı. Günümüzde Çemberlitaş Meydanı olarak anılan bu Forum’a dikilen sütun “Dünyanın en büyük porfir sütunu” olarak kayda geçmişti. 17’inci yüzyılda çıkan büyük yangında isten kararan yapının adı ‘Yanık Sütun’a çıkmıştı. Eserin ayakta kalabilmesi için alt kısmı taş kaideye tutturulmuş ve demir çemberlerle korumaya alınmıştı. Bu nedenle hem sütunun hem de muhitin adı Çemberlitaş olarak anılmaya başlanmıştı. Son dönemdeyse sadece çemberlerin mermere verdiği zarar azaltılmaya çalışıldı.

HZ.NUH’TAN HZ.İSA’YA SAYISIZ EFSANE

Bu bölge, 19.yy’da doktorların yaşadığı yer olarak talep gören bir yerleşim bölgesi olsa da ‘hazine’ söylemi sütunu rahat bırakmaz. Çünkü Constantin’in sütunun temeline yapım aşamasında kutsal hazineleri koyduğu anlatılır. 1204 Latin İstilası’nda bulunup götürüldüğüne de halen orada durup şehri koruduğuna inananlar da var. Hz. Nuh’un gemisini yaparken kullandığı balta, Troya’nın Pallas heykeli, Hz. Musa’nın su çıkardığı kayadan bir kısım, Hz. İsa’nın gerildiği çarmıhın parçaları, Hz. İsa’nın başındaki tacın sütunun temelinde olduğu ihtimali bile, Çemberlitaş Sütunu’na farklı bir gözle bakmanıza sebep olacaktır. Şehrin ismine eşlik eden Çemberlitaş Constantin Sütunu’na, şehrin en eski camilerinden biri de arkadaşlık eder.

1496 yılında II. Bayezid’in sadrazamlarından Atik Ali Paşa yaptırır camiyi. Osmanlı tarihinde savaşta hayatını kaybeden ilk sadrazam Atik Ali Paşa’dır. Hadım edilen ilk sadrazam olduğu da anlatılır Ali Paşa’nın. ‘Gazi’, ‘Vasat’ ve ‘Eski’ gibi lakaplarıyla da tanınan Paşa, Kora Manastırı’nı da ‘Kariye’ adıyla camiye çeviren kişidir. Gümüş ve sırma tel işleri ve iplik yapımıyla uğraşan simkeşçilerin çalıştığı yere, İstanbul’un ilk simkeşhanesinin yerine inşa ettirir camiyi, Ali Paşa. Osmanlı devrinden önce de burada gümüşçülerin çalıştığı bilinir. Sedefçiler Camii olarak da bilinen cami, aslında bir külliyenin parçasıdır. Ancak tekke, imaret günümüze ulaşamaz. Yol yapımında yıkılmaktan kurtulan ve yolun karşı tarafında yer alan medrese, şehrin klasik devir öncesi medrese mimarisinin simgelerinden olur.

Bahçe kapısından girdiğinizde Çemberlitaş’ın kalabalığından ve gürültüsünden kurtulursunuz. Planı, Bursa üslubunun daha gelişmişi olup Osmanlı’nın Fetih’ten evvelki cami mimarisinin örneğidir. Yapı için Bursa ekolü ile klasik üslup arasında bir geçit denebilir. Günümüze ulaşmayan Eski Fatih Camii’ne benzeyen sıradışı planı ile ayrı bir yere sahiptir. Caminin tek şerefeli minaresinin külahının altındaki ‘Nazardan korunmak için’ konduğu söylenen mavi çiniler dikkat çekicidir.

Tezveren Dede bu camide vaaz verirdi

Edirnekapı’da bir camisi daha bulunur Atik Ali Paşa’nın. Civarındaki kuyu nedeniyle Zincirlikuyu Camii olarak da bilinen bu cami 1500 yılına tarihlenir. Özel bir plan şemasına sahip olan yapı, az sayıdaki “çok kubbeli ulu cami” mimarisinde inşa edilir. Çemberlitaş’taki Atik Ali Paşa Camii geçiş üslubu planına sahip iken bu yapı Bursa ekolündedir. Üç kubbeli son cemaat yerinden girilen ana mekanı eşit altı kubbe örtmekte. Anlattıklarıyla cemaati derinden etkileyen bir erenin, Tezveren Dede’nin de bu camide vaaz verdiği bilinir. Sohbetinden çıkanların yüzünün nurlandığı, hatta bu nedenle “Tezveren Dede’nin sohbetinden mi geliyorsun, yüzün nurlanmış?” dendiği anlatılır. Tezveren Dede’nin Fatih Sultan Mehmed’in ordusundaki erenlerden olduğu, dualarının tez vakitte kabul olduğu da anlatılır.