19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

Can Paker: Törene katılanlar kendilerini bağlayıcı tutum gösteriyor

Erdoğan’ın yemin törenine 75 ülkeden katılım olmasının Türkiye’nin doğru politikalarının eseri olduğunu kaydeden Can Paker, “Gezi hareketleri, 17-25 Aralık darbe girişimlerini Batılılar gözlemledi. Tayyip Bey, fevkalade başarılı performans gösterdi” dedi.

Erdinç Akkoyunlu27 Ağustos 2014 Çarşamba 07:00 - Güncelleme:
Can Paker: Törene katılanlar kendilerini bağlayıcı tutum gösteriyor

TESEV Başkanı, Akil İnsan Doğu Anadolu Heyeti Başkanı Can Paker, ilk kez halkın oyuyla Türkiye’nin 12’nci Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan’ın yarın yapılacak devir teslim törenine beş devlet başkanı, sekiz Cumhurbaşkanı, dokuz Başbakan’ın yanı sıra aralarında Ermenistan Dışişleri Bakanı Edward Nalbandyan’ın de dahil olduğu 75 devlet ve uluslararası örgütün katılacak olmasını “Erdoğan diktatör olsa 75 ülkeden törene gelirler mi” diyerek yorumladı.

STAR’a konuşan Paker, devir teslim törenine bu ilginin Gezi Parkı olayları ve 17-25 Aralık darbe girişimlerinde Başbakan Erdoğan’a muhalefetin ve paralel yapının yakıştırmaya çalıştığı “Diktatör” tanımıyla bir arada olamayacağını söyledi. Paker, doğru siyasetin meyvelerinin toplandığını kaydetti.

Erdoğan’ın üstünlüğü

“Türkiye uzun süredir dış politikası ölçülü bağımsızlıktan geçiyor” diyen Can Paker, “Batı ne derse onu uygulayan bir Türkiye dış politikası yok artık. Bu politika da yabancı ülkelerin menfaatlerine aykırı geldi” diye konuştu. Türkiye karşıtları da olduğunu ama bunların da zamanla Erdoğan’ın ülke yönetimindeki üstünlüğünü gördüğünü anlatan Paker, şunları söyledi: “Ben, Avrupa ve ABD’yi blok halde Türkiye’ye karşı, ‘Bu gidişi nasıl durdursak’ planı yaparken görmedim. Ama Türkiye’nin dış politikasından rahatsız olanlar vardı. ABD’deki Neocon’ların böyle olduğu kesin. Alman Hıristiyan Demokratlar’ın böyle olduğu biliniyor.

Sosyal demokratlar ise değil. Şimdi Türkiye’nin NATO üyeliğinden itibaren, ondan da önce izlediği politika değişti. Bütün havzaya, Ortadoğu, Kafkasya, Balkanlar, Afrika olsun ulaşmaya çalışan, çeşitli ticari ilişkiler kuran, siyasi ilişkiler kuran Türkiye var. Afrika’da Çin ve Türkiye’nin etkisi var şimdi. Türkiye, Bahamalar’a bile elçilik kurdu. Ama Gezi hareketleri, 17-25 Aralık darbe girişimlerini Batılılar gözlemlediler. AK Parti ve özellikle Tayyip Bey, fevkalade başarılı performans gösterdi. Bunun sonunda 30 Mart seçimleri oldu, seçmenin tüm olanlara rağmen Tayyip Bey’i desteklediği ortaya çıktı. Cumhurbaşkanlığı seçimleri ise bunu destekledi.

Karşıt propagandalar çöktü

Oy vermeyen geriye kalan kısım da AK Parti ve Tayyip Bey’e sosyolojik olarak karşı grup değil. Öyle deniyor ‘Yüzde 50 sizin karşınızda.’ Hayır doğru değil. Kürt oyu karşı değil. MHP, sınıfsal olarak AK Parti tabanından farklı değil. Geri kalan yüzde 25 oyun yüzde 10’u Alevi oyu. Onlar da AK Parti’ye uzak değil.

CHP’ye oy vermesinin nedeni, tarihsel hikayeleri.” Muhalefetin Erdoğan’a diktatör benzetmesinin dünya devletleri tarafından da kabul edildiği propagandasının devir teslim törenine yönelik ilgi ile bir kez daha çöktüğünü vurgulayan Can Paker’e göre ABD ve Avrupa yönetimleri, Erdoğan otokrat eğilimleri bile olsa, ancak Cumhurbaşkanlığı için tebrik eder fakat törene katılmazlardı. Törene katılan ülkelerin, Türkiye’nin politikası konusunda da kendilerini bağlayıcı bir tutum içine girdiklerini belirten Can Paker, şunları söyledi:

Cihangir’deki Beyaz Türkler

“Muhalefet yıllardır Erdoğan’a, özellikle Gezi olayları nedeniyle ‘Kanlı diktatör’ diyordu. Dünya devletleri, anayasasında demokrasi yazan ABD, Avrupa, Erdoğan bırakın diktatörü, otokrat olsa yemin törenine gelir miydi? Onlar da görüyor ki, Erdoğan’a oy vermeyen Kürtler, Aleviler ve MHP’liler de ileride ona oy verebilecek potansiyelde. Dolayısıyla toplumsal karşılığı olan bir iktidar AK Parti. Karşısında olan tek grubu da kışın Nişantaşı’nda yazın Bodrum’da yaşayan Beyaz Türkler var. Onlar, ‘AK Parti hayat tarzımızı ya elimizden alırsa’ diyor, bunu söyleyip sonra gidip milyonluk ihale alıyor.

Dünyada bir politika var. Devletlerin işine gelirse beraber olur, gelmezse olmaz. Baktılar ki seçimlerden sonra ‘Bu iktidarla işbirliği yapacağız’. Obama beyanat verdi hem Erdoğan hem de Ahmet Davutoğlu ile çalışmak için ‘Heyecanla bekliyoruz’ dediler. Onlar seçim sonucunu gördü. Türkiye ile devam edeceklerini anladılar. Son cumhurbaşkanlığı seçiminin Gezi ve 17-25 Aralık’a rağmen bu duruma gelmesi, dünyada büyük etki yarattı. Bir ülkenin başkanı olsanız, ‘Meşru seçimde işbaşına gelmiş Erdoğan hükümetiyle işbirliği yaparım’ dersiniz. Yarın bir gün halk tarafından diktatör ilan edilecek kişiye karşı kibarlık ederler ama kendilerini bağlayacak ‘Seninle çalışmak istiyoruz’ sözlerini kullanmazlar.”

CİHANGİR CENAHI SÜRECİ BALTALAMAYA ÇALIŞIYOR

Kürt sorunu hakkında sahaya inip Akil İnsanlar heyeti olarak rapor da hazırlayan Can Paker, PKK’nın Kandil’deki yöneticilerinden Cemil Bayık’ın bir röportajda kullandığı “Cihangir marjinalleri...” ifadesinin önemli olduğunu belirtti. Paker, bu ifadenin çözüm sürecinde yer almak istemeyen Beyaz Türklerden oluştuğunu kaydederek şunları söyledi: “Türkiye’de kendine aydın diyen, aydın olup da siyasi düzen nedeniyle etkinliğini kaybetmiş bir alay insan var.

Mağlup oldu Cihangir cenahı. Cemil Bayık bile ‘Kaybettiniz’ diyor. Cumhuriyet tarihinin en önemli sorunu hakkında bir çözüm önerisi olmayanlar süreci baltalamaya çalışıyor. O aydınlar çözüm sürecini uzaktan izlemeyi bırakın, gerçekleşmesin diye karşı tarafa ‘Aman gitmeyin kandırılıyorsunuz’ diyor. Bunu PKK da gördü artık, bir kendileri görmedi.”