ABD'ye bile verilen bilgiler MİT'e verilmiyordu

Meclis’te kabul edilen MİT Yasa Teklifi’nin en tartışmalı maddelerinden biri olan görev halinde ‘Kamu kurum ve kuruluşları ile diğer kuruluşlardaki bazı araç gereç ve teknik ekipmana geçici olarak el koyma” yetkisi veren madde oldu.

Muhalefetin “MİT istediği kurumun istediği malına el koyabilecek” eleştirisine MİT yetkilileri açıklık getirdi. MİT yetkilileri, görüşmeler sırasında karşılaştıkları zorlukları milletvekillerine örnekler vererek aktardı. MİT yetkilileri bu konuda Devlet Hava Meydanları İşletmesi, Türksat ve Türk Hava Yolları ile MİT arasında yaşanan sıkıntıyı aktardılar. MİT yetkilileri, DHMİ’den oda istediklerini ancak resmi yazıyla bildirilmesi, yönetim kurulunda kabul edilirse odanın verilebileceği bilgisinin kendilerine verildiğini ifade ederek, “Bir tek havalimanına, ‘MİT odasına gider’ diye ok konulmadığı kalıyor” görüşünü dile getirdi.

Kimse bilgi paylaşmıyor

THY’nin yolcu listesi gibi terörle mücadele ve uluslararası suçlar açısından önemli bilgilere ulaşamamaktan yakınan MİT yetkilileri, ABD’ye verilen bilgilerin Türkiye’de MİT’e verilmediğini belirtti. MİT yetkilileri, yine Türksat’tan casus uydular ya da başka alanlarda kullanılacak teknik bilgileri istediklerinde sıkıntı yaşadıklarını bildirdiler.

Geçici tahsis bedelsiz devir

Tartışmalı madde, “Kamu kurum ve kuruluşları ile diğer kurum ve kuruluşlar bu kanunda belirtilen yetkilerin yerine getirilmesi sırasında, ihtiyaç duyulan hallerde kullanımlarında bulunan, her türlü malzeme, ekipman, teçhizat ve cihazı diğer kanunların bu konudaki düzenlemelerine bakılmaksızın MİT’e geçici olarak tahsis edebilir veya bedelsiz devredebilir” şeklinde düzenlendi.

YABANCI AJANLAR ARTIK CİRİT ATAMIYOR

MİT yetkilileri görüşmelerde, birçok ülkede MİT gibi kurumların gizli yasalarla idare edildiğini, MİT’in en şeffaf istihbarat teşkilatlarından biri olduğunu savunurken, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile ilgili eleştirilerin de haksız olduğunu, Fidan’ın gelişinden sonra özellikle Türkiye’de yabancı istihbarat örgütlerinin faaliyetlerinin büyük oranda kısıtlandığını, karşı istihbaratçılar tespit edildiğinde gerekenin sessiz sedasız yapıldığını, Türkiye’nin yabancı ajanların cirit attığı bir ülke olmaktan çıkarıldığını savundu.