26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

Mustafa Şentop: CHP’nin kronik muhalefet sorunu

AKP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop Tezkereyi, CHP'nin tutumunu ve gündemdeki sıcak gelişmeler ideğerlendirdi

2 Ekim 2014 Perşembe 07:00 - Güncelleme:

Şentop'un açıklamalarından satırbaşları...

 

Tezkerenin metninde hukuki anlamda sorun var. Mesela yabancı asker derken ne olduğu, Ne kadar olduğu çok tanımlanmamış? Müdahale ederken müdahale nedir bu açıklığa kavuşturulmamış? Hukuk tekniği açısından bu mümkün mü? Her şeyi açık açık şu kadar asker şu kadar şarjör, şu kadar mermi denilebilir mi?

 

SÜREÇTEKİ GELECEĞİ GÖREBİLİYORSAN MÜMKÜN

 

Mustafa Şentop: Tabi ki teknik olarak mümkün olabilir, yazabilirsiniz. Bazen bir sürecin geleceğine dair çok rahat öngörüde bulunabiliyorsanız bunu yazabilirsiniz. Bugün ki yaşadığımız hadiseleri bundan bir yıl önce iki yıl önce düşündüğümüzde bu noktalara varacağını tahmin etmek zordu. Özellikle IŞİD terör örgütü ile bu tabloyu görebilmek mümkün değildi.

Çok dinamik bir süreçten geçiyoruz. Böyle bir süreçte bugünün verileriyle parametreleriyle belirlediğiniz çok somut sınırları birkaç gün sonra belki sizi zora sokacağını, sıkındı çıkaracağını tahmin edebiliriz. Parlamento bir imkânı hükümete Güvenerek tahsis ettiğini verdiğini görüyoruz.  

 

CHP’nin hayır deme gerekçelerine nasıl bakıyorsunuz?

 

CHP’NİN KRONİK MUHALEFET SORUNU

 

CHP’yi anlamak zor! CHP tamamen Oportünist bir politika güdüyor. Böyle bir tezkere olmasaydı bu seferde “Türkiye seyirci kalıyor. Niye müdahale etmiyor?” gibi beyanları oluyor. Tezkere çıkarttığımız da bu sefer de “niye tezkere çıkıyor? Sınırlar belli değil” diyor. Belli olan bir tablo var ortada, ana hatlarıyla ne olacağı belli, bunu teknik detay olarak yazabilmek olayın gelişmesiyle ilgili şartlar bakımında da doğru değil isabetli değil. CHP’nin kronik muhalefet sorunu o bakımda burada muhalefet ediyor.

Tampon bölge dediğimiz güvenlik bölgesinin oluşturulması hem korunması bakımından da böyle bir tezkereye ihtiyaç var. Bunun Türkiye’nin tek başına karar vermesinin çok doğru olmayacağı boyutları da var. Uluslar arası toplumunda bu konuda bir sorumluluk bilinciyle hareket etmesi gerekir.

 

“ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPIYORUZ" GÖRÜNTÜSÜ VERİYORLAR

 

Şuan ki tabloda özellikle hava harekâtında biraz baştan savma a bir durum var gibi gözüküyor.  Hava operasyonuyla üzerimize düşeni yapıyoruz görüntüsü verilmeye çalışılıyor. Işın çok derin yönleri var Irakta böyle bir derin tablonun oluşması, Suriye’de böyle bir tablonun oluşmasında da yine büyük ölçüde hem uluslar arası kamuoyunun ABD’nin hem Avrupa ülkelerinin de sorumluluğu var.

 

Türkiye yıllardır Suriye ile ilgili tedbir alınması gerektiğine dair dünya ülkelerine çağrıda bulundu. Hiç kimse bu konuda bir sorumluluk üstlenmedi.

 

GEREKENLER ZAMANINDA YAPILMADI

 

Suriye ile ilgili yapılması Gerekenler zamanında yapılsaydı bugün IŞİD gibi bir örgütte karşılaşmayacaktı dünya. Irak’ın karşılaştığı sorununda aslın çok acık söyleyelim ABD’nin müdahalesi vardır. Daha sonra müdahalenin gerekçeleri diye kamuoyuna açıkladıkları gerekçelerinde sahte olduğu ortaya çıktı. BM’de de açıklanan silahlar, kimyasal silahlarda dünya kamuoyunu kandırmak üzere, tahrik etmek üzere Irak’a karşı uydurulmuş deliller olduğu ortaya çıktı.