16 Nisan 2024 Salı / 8 Sevval 1445

Davutoğlu: Kılıçdaroğlu'nun hiç terk etmediği bir ilke var Esad'la olan dostluğu

Davutoğlu: Kılıçdaroğlu'nun ne hikmetse hiç terk etmediği bir ilke var, Esad'la olan dostluğu. Çünkü Esad, Arap Baası'dır, CHP de Türk Baası'dır maalesef. İşte aramızdaki farkın en önemli ölçülerinden birisi bu.

AA26 Kasım 2014 Çarşamba 07:00 - Güncelleme:
Davutoğlu: Kılıçdaroğlu'nun hiç terk etmediği bir ilke var Esad'la olan dostluğu
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Çözüm Süreci'ni kararlılıkla sürdüreceğiz ama Hakkari'den Edirne'ye, Muğla'dan Artvin'e kadar Türkiye'nin her bir köşesinde, kamu düzenini kesinlikle zaafa uğratmayacak her türlü tedbiri de almaya kararlıyız" dedi.
 
AK Parti 99. Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı, GAP Tarımsal Eğitim Araştırma Merkezi'nin konferans salonunda başladı.
 
Toplantıda konuşan Davutoğlu, AK Parti'nin güzel geleneklerin, özgün yaklaşımların partisi olduğunu belirterek, Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı geleneğinin AK Parti tarafından başlatıldığını ve yıllardır aksamadan devam edildiğini söyledi.
 
Ankara'da yapılan son toplantıda, Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nın her ay farklı bir şehirde yapılmasına karar verildiğini anımsatan Davutoğlu, "Bütün illerimiz böyle güzel faaliyete ev sahipliği yapmak isterdi. Hepsine gitmekten büyük zevk alırdık, hepsinde yeni bir anlam bulurduk ama Şanlıurfa'yı seçmemizin anlamına geldiğimizde; Şanlıurfa tevhidi geleneğin beşikliğini etmiş, başlangıcı olmuş kutsal bir mekan, Hazreti İbrahim'in mekanı, İbrahimi geleneğin, inancı için çekinmeden ateşe yürüyen bir peygamberin geleneği olan bir yer. O geleneğin takipçileri olan bizler için Şanlıurfa önemlidir" diye konuştu.
 
Davutoğlu, tevhidin sadece bir inanç değil, birlik, beraberlik anlamında da Türkiye'nin birliğini, beraberliğini, tevhidini temsil etmesi bakımından Şanlıurfa'nın ilk toplantı için tercih edilmesinde etkili olduğunu dile getirerek, "Tek başımıza gelmedik, 81 vilayetle geldik. Anadolu'yla, Trakya'yla geldik, Dicle, Fırat, Sakarya, Seyhan, Ceyhan, Yeşilırmak, Kızılırmak'la geldik. Birileri güzel nehirleri, dağları birbirinden ayırmak isterken, bizler birleştirmek için geldik, tevhid için geldik. Hep beraber tek bir yürek olmaya geldik" dedi.
 
Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nın sadece parti kurulları ile kurumlarının arasında istişare toplantısı şeklinde olmasını istemediklerini, toplantının düzenlendiği şehirde bir şölen havasında etkinliklerin düzenlenmesini istediklerini belirten Davutoğlu, dün Şanlıurfa'da Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi başkanlığında ekonomi zirvesi, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş başkanlığında mültecilerle ilgili bir çalıştay tertip edildiğini ifade etti. Davutoğlu, toplantı için Şanlıurfa'ya gelen belediye başkanlarının farklı gruplar halinde 13 ilçe belediye başkanlığını, AK Parti Genel Merkez teşkilatından bir grubun da Akçakale Mülteci Kampı'nı ziyaret ettiğine işaret ederek, "Burada bir formel toplantı yapmaya gelmedik. Bir araya gelip bir toplantı salonuna kapanıp daha sonra ayrılmaya gelmedik. Burada ekonomi gibi her şehir için can damarı olan konuyu tartışmış olduk, mülteciler konusu başta olmak üzere, sosyal meselelerimizi ve kardeşliğimizi ilgilendiren konuları tartıştık. İşte AK Parti'nin diğer partilerden farkı bu. AK Parti gönülleri buluşturmaya geliyor, sadece sandıkla milleti buluşturmaya değil, ondan önce gönülleri buluşturmaya, bu gönüller arasında sarsılmayacak köprüler kurmaya geldik. Selam olsun bu köprüleri kuran gönül erlerine, bütün illerimize Şanlıurfa'dan selam” ifadelerini kullandı.
 
Gelecek toplantı Edirne'de
 
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Davutoğlu, aralık ayındaki Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nın da Edirne'de yapılacağını bildirdi.
 
Davutoğlu, son bir ay içinde Kahramanmaraş, Kayseri, Bursa, İstanbul, Ankara, Nevşehir-Hacıbektaş, Ağrı-Patnos ve Tunceli’yi ziyaret ederek, etkinliklere katıldığını, yurtdışı itibariyle de Avustralya, Filipinler ve Irak'ta temaslarda bulunduğunu hatırlatarak, bu temaslarında birçok önemli gündem maddesini tartıştıklarını, önemli kararlara imza attıklarını ve kararların hayata geçirilmesi için eylem planları hazırladıklarını anlattı.
 
"En kısa zamanda TBMM'de görüşülerek karara bağlanacak"
 
Çalışmalarındaki ilk gündem maddesinin iç siyasi gelişmeler ve demokratikleşme çabaları olduğunu ve 62. Hükümeti kurar kurmaz ele aldıkları ve hiçbir zaman taviz vermeden devam ettirecekleri konulardan birisinin Çözüm Süreci olduğunu dile getiren Davutoğlu, şöyle devam etti:
 
"Ancak 6-7 Ekim olayları, bugün Suruç'u da ziyaret edeceğiz ve orada Suriye'nin her bir kesimine olduğu gibi Kobani'deki kardeşlerimize de bir gönül yakınlığında beraber olduğumuzu göstermek için orada olacağız. 6-7 Ekim olayları sebebiyle ortaya çıkan yeni bir  durum söz konusu oldu. Bazı çevreler Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da ayrıca büyükşehirlerimizde Türkiye'nin demokratik atmosferini istismar ederek vandalizme, şiddete yönelmeye kalktılar. Biz bunların karşısında devlet ahlakının gereği olarak soğukkanlı bir tavır sergiledik ve hep şunu vurguladık; Çözüm Süreci kamu düzeninin alternatifi değildir, kamu düzeninin olmadığı yerde Çözüm Süreci hayata geçirilemez. Bu sebeple bu ay içinde iç demokratikleşme anlamında, sosyal ve siyasal sorunlar perspektifinde üç önemli reformu hayata geçirdik. Birincisi İç Güvenlik Reformu ve özgürlüklerin korunması. Sadece 6-7 Ekim bağlamında değil, daha da genel bir çerçevede, güvenliği teminat altına almak açısından değil, özgürlükleri de derinleştirmek açısından çok köklü bir reform paketini hazırladık, bu hafta pazartesi günü TBMM'ye sevk ettik.
 
Bir taraftan vatandaşlarımızın özgürlükleri ve hakları korunur, bürokraside ciddi kolaylaştırmalara giderken, diğer taraftan güvenlikle ilgili yeni bir yapılanma esas alındı. Birçok bürokratik işlem kolaylaştırıldı, isim değiştirmeden pasaport almaya kadar, vatandaşlarımızın devletle olan ilişkilerinde devletin vatandaşımıza, borcu olan en kısa, en doğru yoldan hizmet götürme taahhüdünü yerine getirecek tedbirler aldık. Daha etkin ve koordineli bir güvenlik yapılanmasıyla ilgili jandarmamızın sicil ve diğer alanlarda, mülki görevler bağlamında İçişleri Bakanlığımıza doğrudan bağlanması ve bazı süreçlerde yeniden yapılanması için adımlar atıldı."
 
Başbakan Davutoğlu, son yaşanan olaylardan edinilen tecrübeyle özellikle toplantı ve gösteri hakkının kullanılması esnasında ortaya çıkacak istismarları yok edecek, toplantı ve gösteri yapma özgürlüğünü teminat altına alacak ciddi düzenlemeler getirdiklerine vurgu yaparak, bu düzenlemelerin de en kısa zamanda TBMM’de görüşülerek karara bağlanacağını bildirdi.
 
Davutoğlu, "Çözüm Süreci'ni kararlılıkla sürdüreceğiz ama Hakkari'den Edirne'ye, Muğla'dan Artvin'e kadar Türkiye'nin her bir köşesinde kamu düzenini kesinlikle zaafa uğratmayacak her türlü tedbiri de almaya kararlıyız" dedi.
 
6-7 Ekim olaylarına da atıfta bulunan Erdoğan, bu olayları tırmandıranların "Biz belli alanlarda, sadece bir tek siyasi görüşe, bir tek siyasi yaklaşıma izin veririz, farklı siyasi görüşler burada barınamazlar" mesajını iletmek istediklerini belirtti.
 
Başbakan Davutoğlu, şöyle devam etti: "Onun için parti binalarımıza saldırdılar. Onun için farklı siyasi görüşlere sahip vatandaşlarımızı hunharca katlettiler. Patnos'ta da vurguladığım gibi buradan da Şanlıurfa'dan da tüm AK Parti kadrolarına hem selamlarımı iletiyorum, hem de şu mesajın bilinmesini istiyorum; Türkiye'nin her yerinde siyaset yapmaya, Türkiye'nin her yerinde al bayrağı ve AK Parti bayrağını dalgalandırmaya kararlıyız ve bundan hiçbir şekilde taviz vermeyeceğiz. Şimdi bir sınav günüdür. Eğer gerçekten Çözüm Süreci samimiyetle savunulacaksa, herkes şiddeti, nefret dilini, kini ve en önemlisi de silahı bir kenara koyacak ve Çözüm Sürecini siyasal alanda yürüyen bir süreç olarak her türlü görüşün ifade edildiği ama nihayetinde temel muhatabın sadece millet olduğu bir süreç olarak başarıya ulaştırmaya gayret etmek durumunda herkes. Bu çerçevedeki adımlarımız devam edecek. Hem kamu düzenini teminat altına alacağız, hem de çözüm süreci konusunda son yaptığımız toplantıdan sonra aldığımız kararlar çerçevesinde adamlar atmaya devam edeceğiz."
 
"Kapsamlı bir çalışma içine girdik"
 
Hacı Bektaş Veli ziyareti, yaptığı görüşmeler ve son olarak da Tunceli'deki temaslarına değinen Davutoğlu, "Aslında Türkiye'de Alevi vatandaşlarımızla ilgili ortaya çıkmış ve çıkabilecek sorunlarla ilgili çok kapsamlı bir çalışma içine girdik" açıklamasını yaptı. 
 
Gerek Hacı Bektaş, gerekse Tunceli'de verdiği mesajların açık olduğunu ve bu topraklardaki kardeşliği savunmaya devam edeceklerini vurgulayan Başbakan Davutoğlu, şöyle konuştu:
 
"Hazreti İbrahim'in yolu ile Ehli Beyt'in yolu birbirinden ayrılamaz, bu anlamda Şanlıurfa da Tunceli'den, Hacı Bektaş'tan ayrılamaz. Hazreti İbrahim'in yolu aynı zamanda onun torunları olan Ehli Beyt'in de yoludur. Bu tarihi birlikteliği bu topraklarda egemen kılacağız. Bununla birlikte eşit vatandaşlık haklarını da egemen kılacağız. Kimse etnik ve mezhebi inancı, geçmişi dolayısıyla ya da konuştuğu dil dolayısıyla ya da siyasi görüşü dolayısıyla bu topraklarda tahkir edilemeyecek, ötelenemeyecek, ayrımcılığa tabi tutulamayacak. Bu çerçevede adımlar atarken, birçok tepkiler aldık. Bu tepkilerin geleceğini biliyorduk. Birilerinin tek parti zihniyetini savunmaya devam edeceğini biliyorduk. Özellikle CHP'nin. Ama MHP de o kuyruğa girdi ve birlikte CHP'nin tek parti dönemindeki uygulamaları savunmaya yöneldiler. Aslında AK Parti'nin 'Yeni Türkiye' diye bugün ısrarla savunduğu ilkelerle 'Eski Türkiye'nin alışkanlıkları arasındaki temel fark son tartışmalarla ortaya çıkmıştır. Birileri milleti adam etmeye ayarlı bir devlet anlayışını benimserken, biz millete hadim olan, millete hizmet eden devlet anlayışını savunduk, savunmaya devam edeceğiz. 'Yeni Türkiye'nin felsefesi budur."
 
"Muhabbetin sözcüsü olmaya devam edeceğiz"
 
Davutoğlu, birilerinin kendisinden farklı düşünenlere düşmanca duyguları körüklerken, kendilerinin ise bütün düşmanların karşısında muhabbetin sözcüsü olmaya devam edeceklerini söyledi. 
 
"Geçtiğimiz haftalarda, Baas zihniyetinin Türkiye'deki karşılıkları olarak bu partileri işaret ettiğimde aslında bunu göstermeye çalışmıştık" diyen Başbakan Davutoğlu, "Düşününüz; çatı aday diye cumhurbaşkanlığı seçiminde bir araya geldiler, birliktelikleri de devam edecek... Ama ne yönde devam ediyor görüyorsunuz. Tek parti zihniyeti yönünde. Onlar çatıyla uğraşacaklar biz ise milletin temelinden hareketle yepyeni bir siyasi sistem, yepyeni bir anayasal sistem, yepyeni ve güçlü bir devlet inşa etme yolunda devam edeceğiz" değerlendirmesinde bulundu.  
 
Erzincan'ı ziyareti sırasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kayınvalidesinin vefat haberini aldığını ve ondan sonra da şu ana kadar Kılıçdaroğlu ile ilgili herhangi bir eleştirel cümle kurmamaya özen gösterdiğini bildiren Davutoğlu, bunu taziyesine saygı için yaptığını anlattı.
 
Kılıçdaroğlu, ailesine tekrar taziyelerini ileten Davutoğlu, şunları kaydetti: "Dün de ifade ettim, siyasete bir seviye, karşılıklı bir saygı getirmek gerekir diye. Ama maalesef bugün sabah, havaalanından buraya gelirken, Sayın Kılıçdaroğlu'nun İstanbul'da yaptığı bir toplantıdaki ifadelerinden anlıyorum ki Kılıçdaroğlu'nun kulakları bu tür çağrılara kapalı. Gönülleri kapalı olanların kulakları da kapalı olur zaten. Gönüllerini açamayanlar, kulaklarını kapatırlar bu tür çağrılara. Orada kullandığı ifadelerle bizi başbakanlığa çağırıyor. Şimdi herhalde herkes Türkiye'nin dört bir yanını dolaşarak bu ülkenin sorumluluğunu üstlenmek için nasıl gayret sarfettiğimizi takip ediyor ve Türkiye'de herhangi bir iktidar boşluğu oluşturmadığımız gibi bütün bu geçiş sürecinde, daha da kuvvetli ve güçlü bir ivme ile kongrelerimizde, seçime hazırlıklarla geleceğe hazırlandığımızı görüyor. Hiç Kılıçdaroğlu dertlenmesin, onun halini de görüyor herkes, bizim kudretimizi de görüyor, bizim şefkatimizi de görüyor."
 
"Herkes 'hafazanallah' der..."
 
Kılıçdaroğlu, kendisini kitlesi nezdinde tatmin edebilmek ve partiden ayrılanları itham edebilmek için, "CHP'nin iktidar olamayacağına inananlar partiyi terk etsin" dediğini anımsatan Davutoğlu, "Kendisinin de inandığını zannetmiyorum, böyle bir kriter koyacaksa önce kendisinin kapıdan çıkıp gitmesi gerekecek" dedi. 
 
"Bir anket yapılsın Türkiye sathında, CHP'nin iktidara geleceğine inanan kimse çıkar mı?" sorusunu soran Davutoğlu, şunları dile getirdi: "Hadi böyle bir ihtimal zuhur etse, herkes 'hafazanallah' der. 'Allah bizi muhafaza etsin' der çünkü CHP iktidarlarının ne getirdiğini biliyor. Kendi partisinin geçmişiyle yüzleşemeyen Kılıçdaroğlu, sadece tek parti geçmişi değil, yakın geçmişiyle de yüzleşemeyen Kılıçdaroğlu, bize meydan okumaya kalkıyor. Tunceli'de, Dersim'de oradaki kardeşlerimizle kucaklaştık, emin olunuz Şanlıurfalılar, ben her birine teşekkür ediyorum. Gerek cemevinde, gerek sokaklarda, gerek kongremizde gördüğümüz hava dolayısıyla... Milletimizin birliğine, beraberliğine güvenim bir kez daha arttı. Patnos'a gittiğimde AK Parti kadrolarında tek bir nebze tereddüt hali görmedim. O vandalizmle belediye binamız yakılmıştı, birçok tahribat yapılmıştı ama AK Parti neferlerinde tek bir tereddüt görmedim. Hepsini alınlarından öpüyorum."
 
Tunceli'de de AK Partili olsun olmasın hiç kimsenin gözünde nefret hali görmediklerini belirten Davutoğlu, "Hep ışıltı, hep tebessüm, hep güleryüz, hep kucaklama hissi... Sayın Kılıçdaroğlu, Tunceli'ye gitmişken bari bu özelliği alıp gelseydi, Hak Muhammed Ali yolundaki muhabbet dilini alıp gelseydi ama böyle taziye günlerinden hemen sonra bile açık ve son derece çirkin ifadelerle siyaset yapmaya devam ediyor. Bizim çağrımıza kulak kapatıyor" diye konuştu.
 
Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'na Başbakan yardımcıları Numan Kurtulmuş, Yalçın Akdoğan, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, AK Parti Genel Başkan yardımcıları, Şanlıurfa AK Parti milletvekilleri, AK Partili büyükşehir belediye başkanları, AK Parti il başkanları katıldı.
 
"MİT Müsteşarına saldırtmaya çalışıyorlar"
 
Kılıçdaroğlu'nun "Ben devleti kendisinden iyi bilirim" iddiasında bulunduğunu, ardından bu olayla ilgili "Gazetelere bakın" diye konuştuğunu anlatan Davutoğlu, şöyle devam etti:
 
"Demek ki devleti gazetelerden öğreniyor. Gazete kültürüne dayalı bir devlet anlayışı var. Bir ithamda bulunuyorsunuz MİT Müsteşarlığıyla ilgili, o ithamı ispat görevi sizin üzerinize düşer. Nereden geliyor bu itham biliyor musunuz? Hala bir rövanş peşindeler. Çatı adayını kimler belirledilerse veya CHP'nin önüne kimler dikte ettiyse, aynı kesimler şimdi 'MİT'e saldır' diyorlar. Hani 7 Şubat'ta MİT Müsteşarımıza dönük komplo var ya o komplo sadece MİT Müsteşarımıza dönük değildi, hükümetimize dönüktü, devlete dönüktü ve siyasi istikrarımıza yapılan bir komploydu. Hak ettiği cevabı aldılar. Bir an bile tereddüt etmedik. Sayın Cumhurbaşkanımız, Başbakan olarak da olaya müdahil oldu ve gerekli dirayetle Türkiye büyük bir badireden kurtuldu. Şimdi orada MİT Müsteşarımızı hesaba çekemeyenler, MİT Müsteşarımız üzerinden milli iradeyi hesaba çekemeyenler, şimdi anlaşılan o paralel çete, Kılıçdaroğlu'na yeni bir tüyo veya yeni bir malzeme vererek MİT Müsteşarına saldırtmaya çalışıyorlar. Bunun arkasında başkaları da var. Bunun arkasında Milli İstihbarat Teşkilatımızın son 4-5 yıl içinde çok köklü bir yeniden yapılanmayla dış istihbaratta kazandığı kapasiteyi kıskanan dış çevreler de var. Milli İstihbarat Teşkilatımız öylesine köklü bir dönüşümden geçti ki. Bunu iftiharla söylüyorum, gidip brifing aldığımda da gördüklerimden çok memnun oldum. Artık Türkiye başka ülkelerin istihbarat elemanlarının at oynattığı, Türk istihbaratının ise dışarıda buna tepki veremediği bir konumda olmayacak. Kılıçdaroğlu eline verilen bazı notları düşünmeden okurken bütün bunları gözden geçirmek durumunda."
 
Davutoğlu, iddialara ilişkin ciddi bir delil varsa ortaya konulması gerektiğini ifade ederek, "MİT Müsteşarlığımız da devlet kurumlarımızın hepsi de sadece bu devlete hizmet eder, bu millete hizmet eder. Bu hizmetleri dolayısıyla bizim her zaman takdirlerimizi de alırlar ve hiçbir devlet kurumumuzu bu tür iftiralara karşı korunaksız, dayanaksız bırakmayız. Bunun böyle bilinmesini isterim" diye konuştu.
 
"Kendi partinle yüzleş"
 
Kılıçdaroğlu'nun kendi partisiyle, geçmişiyle yüzleşmesi gerektiğini söyleyen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
"Hani Dersim'le yüzleşmekten kaçındı. Kendisi açık bir şey söyleyemediği gibi Genel Başkan Yardımcısı yarım yamalak bir şeyler telaffuz etti, parti birden ikiye bölündü. İşte AK Parti ile CHP arasındaki fark bu. Kendisi çıkıp ne Tunceli'de ne de herhangi bir toplantıda açık bir tavır belirleyemedi. Sadece 30'lu yıllar mı? 94'te yayınlanmış DYP-SHP, yani bugünkü CHP'nin ikiz kardeşi veya anası diyeyim, hepsinin anası CHP ama SHP ile bir dönem geçtiler biliyorsunuz, 94'te yayımladıkları genelgeler var. Tunceli'ye, Doğu ve Güneydoğu'daki illere gıda ambargosu uygulayan genelgeler var. Bunları senin partin çıkardı Kılıçdaroğlu, bunlarla yüzleş. Bize dönük herhangi bir ithamda bulunmadan önce kendi partinle yüzleş. MHP ile yüzleş, çatı adayı birlikte belirlediniz. Şimdi aynı mirası paylaşarak eski Türkiye geleneklerini savunma üzerinden AK Parti'yi hedef ediniyorlar her ikisi de. Hiç merak etmesinler, biz gerektiğinde 2-3-5 kimler gelirse gelsin hepsine karşı hak bildiğimiz yolda mücadele etmeye, gerekli gayreti göstermeye de kararlıyız."
 
"Adımlar devam edecek"
 
İç Güvenlik Reformu ve Özgürlüklerin Korunması Paketi ve onun etrafında Türkiye'de demokratikleşmenin gelişmesi için atılacak adımların gelecek günlerde de devam edeceğini aktaran Davutoğlu, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun Meclis'te olduğunu, bunun da önemli bir insan hakları reformu olduğunu söyledi.
 
Başbakan Davutoğlu, yine bu çerçevede iş sağlığı reformunu hayata geçirecek adımları attıklarını, maden kazalarının bir daha yaşanmaması için de gerekli her türlü yasal tedbirleri almaya devam edeceklerini bildirdi.
 
Dış politikada da son derece dinamik, hareketli bir yaklaşım sergilediklerini vurgulayan Davutoğlu, son 2 hafta içerisinde Avustralya'da G-20 zirvesine katıldıklarını, son derece önemli Filipinler ve Irak ziyaretleri gerçekleştirdiklerini dile getirdi.
 
"Bereketli hilalin merkezindeki aziz Şanlıurfa. Bereketli hilal, Basra Körfezi'nden Akdeniz'e kadar uzanan bir hilaldir ve onun merkezinde de Urfa vardır" diyen Davutoğlu, geçen hafta hem Irak'taki yeni hükümetin Başbakanı İbadi ile hem de bütün siyasi akımların, partilerin ve grupların liderleriyle görüştüğünü, Meclis Başkanı, Cumhurbaşkanı yardımcıları, Irak Türkmen Cephesi Başkanı, Türkmen milletvekilleriyle kapsamlı görüşmeler yaptığını anlattı. 
 
Başbakan Davutoğlu, "Irak'ın istikrarından en fazla olumlu yönde etkilenecek ve bu istikrarı kendi istikrarı gibi gören ülke Türkiye'dir. Ama bu istikrardan Türkiye içinde de en olumlu yönde istifade edecek şehirlerin başında Urfa gelir, Irak'ın ve Suriye'nin istikrarından. Onun için bizim temel amacımız Irak'ta, Suriye'de, Lübnan'da, bütün Ortadoğu'da etnik ve mezhep ayrımı olmayan, kalıcı bir barışı tesis edecek şekilde adımların atılması" değerlendirmesinde bulundu.
 
Urfalıların bunu çok iyi anlayacağını ifade eden Davutoğlu, "Çünkü Urfa'da tam tevfik ve birlik bilinci içinde Türk vatandaşlarımız, Arap vatandaşlarımız, Kürt kökenli vatandaşlarımız hepsi bir arada yaşar. Ortadoğu barışının İbrahimi gelenek etrafında bütünleştiği, sembolleştiği şehir Urfa'dır" dedi.
 
Suriye'den gelenlere kucak açtıkları için Şanlıurfalılara teşekkür eden Davutoğlu, "İbrahimi gelenek demek kolay, ensar ahlakı demek kolay ama imtihanla karşılaşıldığında nasıl tavır alındığı önemli. Şanlıurfalı kardeşlerimiz, vatandaşlarımız her birine buradan teşekkür ediyorum. Suriye'den gelen mülteci kardeşlerimize gösterdikleri tavırla Medine ruhunun Şanlıurfa'da, ensar bilincinin Urfalılarda yaşadığını gösterdiler" diye konuştu.
 
Davutoğlu, bu ensar bilinciyle davranmaya devam edeceklerini belirterek, bunun için Irak'ta her kesimle görüştüklerini aktardı.
 
Türkiye ile Irak arasında 2009 yılında başlatılan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi'nin bir sonraki toplantısının gelecek ay Türkiye'de gerçekleştirileceğini de dile getiren Davutoğlu,  "Böylece Irak ile aramızdaki ortak kabine toplantısı geleneği tekrar ihya edilmiş ve enerjiden ulaştırmaya, inşaattan, yatırımdan ticarete kadar çok geniş bir alanda yepyeni bir dönem başlayacak" ifadelerini kullandı.
 
Irak'ın karşı karşıya kaldığı problemleri bildiklerini belirten Davutoğlu, Kerkük'te olan gelişmeleri takip ettiklerini söyledi.
 
Başbakan Ahmet Davutoğlu, IŞİD tehdidinin, etnik ve mezhep temelli ayrışmaların hala sürdüğüne dikkati çekerek, "Bu ayrışmalar karşısında Türkiye hiçbir zaman sessiz ve kayıtsız kalmayacak. Bu ayrışmaların giderilebilmesi için, ihtilafların ortadan kaldırılması için de elinden gelen bütün çabayı gösterecek. Bütün Iraklılar, bütün Suriyeliler bizim kardeşimizdir, ezeli ve ebedi dostumuzdur. Aralarında bir ayrım yapmayız, hangisi, ne zaman yardıma ihtiyaç hissederse Anadolu toprakları onların anayurdu olarak her zaman açıktır" sözlerini sarf etti.
 
Konuşmasında Irak temaslarına değinen Davutoğlu,  Erbil'de Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani ile görüşmeler yaptıklarını ayrıca Türk Silahlı Kuvvetlerinin Irak ordusunun asli unsuru olan ve Anayasal olarak Irak ordusunun parçası olan peşmergeye eğitim verdiği alanları gezdiklerini söyledi.
 
Davutoğlu, ''Burada gururla ifade etmek istediğim husus TSK'nın disipliniyle kararlılığıyla bu dost ve komşu Irak'ın istikrarı için gösterdiği çabalarda ortaya koyduğu gayretler ve çalışma disiplinidir'' diye konuştu.
 
Bundan sonra da Irak'ın güvenliği, Türkiye'nin Irak'la olan sınır boylarındaki güvenlik konusunda da bu şekilde askeri katkıların devam edeceğini bildiren Davutoğlu, ''Her an Irak'la temas halinde Türk-Irak sınır güvenliği dışında bölgesel tehditlere karşı da birlikte çalışmaya kararlıyız'' dedi.
 
Duhok'taki AFAD'ın kurduğu kampları da ziyaret ettiğini anlatan Davutoğlu, şöyle devam etti:
 
''Bu kamplarda Türkmen kardeşlerimizle, Ezidi kardeşlerimizin yan yana Türk bayrağı altında nasıl huzur içinde yaşadıklarını görmekten de memnun oldum. İşte aradaki fark bu. Bundan fazla değil 15 yıl önce Adapazarı'nda, Gölcük'te deprem olduğunda Ankara'dan oraya ulaşamayan bir devlet, bir hükümet, Başbakanlar ve Bakanlar vardı. Bugün dünyanın neresinde olursa olsun bir felaket haberi geldiğinde en kısa sürede, 24 saat içerisinde oraya intikal edebilen, bir kaç hafta içinde kamp kurabilen ve orada yeni bir düzenin önünü açabilecek şekilde altyapı tesisleri oluşturabilen, bu kapasiteye ulaşmış bir Türkiye var. Bu Türkiye ile bütün milletimiz gurur duyduğu için tekrar ve tekrar partimize destek veriyor, partimizin arkasında duruyor.''
 
Davutoğlu, milletin bu desteği verdikçe, kendilerinin hem ülke içinde bir felaketle karşılaşıldığında her türlü şefkatle vatandaşın yanında olacaklarını, hem de ülke dışında ülke dışında insanlık adına kimin yanında olmak gerekiyorsa, var güçleriyle oralarda bulunmaya devam edeceklerini söyledi.
 
''Esad, Arap Baası'dır, CHP de Türk Baası''
 
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun geçen hafta Irak Türkmenlerini kabul ettiğini anımsatan Davutoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
 
''AK Parti söylemini andıran cümlelerle şunu ifade etti 'sizin kaderiniz bizim kaderimizdir ve biz her zaman mazlumların, mağdurların yanında olmaya devam edeceğiz'. Ben memnun oldum şahsen, demek ki artık AK Parti'nin söylemi yaygın bir siyaset söylemi haline geliyor. Ama Kılıçdaroğlu'na şunu da tavsiye ederim; nasıl Irak Türkmenlerini kabul etmişsen, bir gün Suriye Türkmenlerini de Bayırbucak Türkmenlerini de kabul et. Çobanbey'den sökülüp atılan Türkmenleri de kabul et,  Halep Türkmenlerini, Humus Türkmenlerini de kabul et. Ve onlara sor bakalım, heyet gönderip tebrik ettiğin Esad hakkında neler düşünüyorlar? Madem mazlumlara sahip çıkıyorsun, o mazlumları da bir dinle bakalım ama hayır. Kılıçdaroğlu'nun ne hikmetse hiç terk etmediği bir ilke var; Esad'la olan dostluğu. Çünkü Esad, Arap Baası'dır, CHP de Türk Baası'dır maalesef. İşte aramızdaki farkın en önemli ölçülerinden birisi bu."
 
''Nemrutlar karşısında İbrahim, firavunların karşısında Musa olacağız''
 
Davutoğlu, konuşmasını ''Kobani'de Kürt kardeşlerimize bir zulüm olduğunda, Türkiye kucağını açıyor ama Türkiye'den bir veya iki parti oraya sahip çıkıyor sadece. Halep'te bir olay olduğunda veya Türkmenlere bir baskı geldiğinde bir parti sahip çıkıyor diğer iki parti sessiz. Araplara bir baskı geldiğinde bazen hiç kimsenin sesi çıkmıyor ama bunlardan hangisine baskı gelmiş olursa olsun sesi çıkan, her birinin yardımına koşan sadece AK Parti var'' diye sürdürdü. 
 
Davutoğlu, şunları kaydetti: ''Düşünün hepsi Urfa sınırları içinde, Kobani'de Kürt kardeşlerimiz var, Çobanbey'de Türkmen kardeşlerimiz, Tel Abyad'da Arap kardeşlerimiz, Urfalı bunların arasında fark görür mü? Görmez çünkü Urfalı onların hepsinin, Hazreti İbrahim'inn emaneti olduğunu bilir. Çünkü biz, bütün bu geleneği bugün siyasette temsil eden bizler, insanlar arasında etnik bazda herhangi bir ayrım yapmayı cahiliye adeti görürüz ve o adete karşı da her türlü mücadeleyi veririz. Kim zalimse kimliğine bakmadan karşı çıkarız, kim mazlumsa yine kimliğine bakmadan bağrımıza basarız. Bundan sonra da dış siyasetteki bu yaklaşımımız devam edecek. Biz deriz ki her Nemrud'a bir İbrahim, her firavuna bir Musa gerek. Biz Nemrutlar karşısında İbrahim, firavunların karşısında Musa olmaya devam edeceğiz. ''
 
Erbil'de sokağa çıktıklarında, görüşme yaptıklarında, Cuma namazı için camiye gittiklerinde Türkçe Arapça, Kürtçe her dilde insanların kendilerine sarıldıklarını anlatan Davutoğlu, görmek istedikleri Irak, Suriye ve Ortadoğu tablosunun da bu olduğunu söyledi.
 
Başbakan Davutoğlu, ''Birileri Ortadoğu'yu bölmeye çalışabilirler, birileri Ortadoğu'da daha fazla kan akması için bazen rejimleri, bazen terör örgütlerini kullanmaya kalkışabilirler. Onların o oyunlarına karşı biz Ortadoğu'da her zaman kararlılıkla ve inançla barış diyeceğiz, kardeşlik diyeceğiz, dostluk diyeceğiz, yeni bir  medeniyetin uyanışı diyeceğiz'' şeklinde konuştu. 
 
Ekonomideki hamleler
 
Ekonomi alanında yapılan çalışmalara da değinen Davutoğlu, 62'inci Hükümetin ekonomide ikinci hamle dönemi olacağını vurguladıklarını hatırlattı.
 
Geçen ay önemli bazı açıklamalarda ve yeni hamle çabalarında bulunduklarını belirten Davutoğlu, bu kapsamda  25 sektörde yapısal, ekonomik reformları destekleyecek sektörel dönüşüm programını kamuoyuyla paylaştıklarını anımsattı. Bunların 9'unun detaylandırılmış programını açıkladıklarını anlatan Davutoğlu, önümüzdeki günlerde makroekonomik alanda yapısal reformlardaki  8 alandaki reformları ve sonra sosyal alandaki reform paketlerini açıklayacaklarını bildirdi.
 
Avustralya'daki G-20 Zirvesi'nde  dünya ekonomisinin geleceği hakkında fikir alışverişinde bulunduklarını anlatan Davutoğlu, şunları kaydetti: ''Bu sene, bu toplantının bizim açımızdan iki önemi vardı, birincisi, Türkiye'deki Cumhurbaşkanı ve Başbakanlık görev değişimlerinden sonra katıldığımız ilk toplantıda yeni hükümetimizin perspektifini dünya liderlerine anlatmak, ikincisi de inşallah 1 Aralık'tan itibaren devralacağımız dönem başkanlığında neyi planladığımızı, yine dünya kamuoyuyla paylaşmak. Şunu gururla ifade ediyorum, orada yapılan istişarelerde bir ülke, Meksika dışında sektörel yapısal dönüşüm programını hazırlamış olarak gelen tek ülke Türkiye'ydi. Bütün ülkelerle bunları paylaştık ve küresel ekonomik krizin aşılması yönünde atılacak adımlar konusunda da Türkiye'nin görüşlerini kendilerine aktardık. İnşallah 1 Aralık'tan itibaren Türkiye dünya ekonomisine yön veren en büyük 20 ülkenin başkanlığını devralacak''